kapat

24.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )


Dedikoducular

Para piyasaları şoktan şoka giriyor. Devasa bankalar şaşkın durumda, borsanın saati saatine uymuyor.

Yatırımcı da afallamış vaziyette...

Üç kuruş tasarrufu olup da, değerlendirmek isteyenlerde güven diye bir şey kalmadı.

Başbakan Ecevit, Merkez Bankası ve Hazine vaziyete müdahale etti de, piyasalar biraz olsun sakinleşti.

Fakat Merkez Bankası, 1.5 milyar dolar döviz satmak zorunda kaldı, durup dururken...

Deniliyor ki, bu tablo dedikodular yüzünde çıktı.

Evet ama, koca koca gazetelerde ellerine kalem verilmiş "ehliyetsiz yazarlar" yani dedikoducular yüzünden oldu.

Adam veya kadın, elinde bir kalem var ya, oturuyor, işkembe-i kübradan sallıyor.

Hırsızları yakalayın... Falancayı da içeri atacaklar... Gökten hırsız yağıyor... Ne günlere kaldık... Herkes pis, herkes soyguncu... Bu ülke battı, batıyor!..

Babıali terbiyesi almış tecrübeli yazarları tenzih ederek söylüyorum, bir kısım yeni yetmenin, "makale" niyetine son günlerde yazabildikleri tek şey bu!

Düşünemiyorlar ki, 65 milyonluk bir ülkede herkes hırsız, herkes soyguncu olamaz...

Düşünemiyorlar ki...

Yazı yazan birinin işkembeden salladığı sözleri, ciddiye alacak milyonlarca insan mevcuttur.

Düşünemiyor ve bilmiyorlar ki...

Bir yazar, yazmadan önce, işinin toplumsal önemini tartar, ciddiyetini düşünür, ona uygun davranır...

Bilmiyorlar ki... "Toplumsal psikoloji" bazen herşeyden önemli hale gelir...

Ama bunların çoğunun kişisel psikolojisi zaten bozuk olduğu, düzensiz ve hedefsiz hayatları asaplarını perişan ettiği için, kendilerini okuyan insanların da moralini bozmaktan ayrı bir haz duyuyorlar...

Bu çapsızlar, toplumsal psikolojiyi, soba kenarında uyuyan pisi pisi zannediyorlar.

Bir kısmı, birilerinin gözüne girmek için sallıyor... Bir kısmı da, rakipleri sıkıştırdık, şimdi vurmazsak ne zaman vuracağız diye kendince cephe açıyor.

Ortak bir tek paydaları var:

Kıskançlık, hasetlik ve çapsızlık!

Ayrıca da, Türkiye'ye zarar verdiklerinin farkında olmayacakları ölçüde cücük beyin!

Yazı yazmayı, barda viski içerken en yakın arkadaşlarının arkasından küfür edip dedikodu yapmakla bir tutuyorlar, gazetecilik faaliyetinden anladıkları da yıllardır hep bu oldu...

Meslekte dedikodu, siyasette dedikodu, ekonomide de dedikodu...

Ekonomik ve toplumsal fikirleri olmadığı için, "genel bir çöküntünün" kendileri açısından da neler malolabileceğini hesaba katamıyorlar...

Bir insanın ruhu sürüngense, eline kalem versen de kurtaramazsın!

Mezarcı-Erbakan
Refah'ın eski vekillerinden Hasan Mezarcı, Meclis'e ve Atatürk'e hakaretten yargılanırken, üç yıl önce yurtdışına kaçmıştı biliyorsunuz.

Almanya'da inzava çekilmişti. Üç yıl düşünmüş taşınmış, sonunda...

Uğur Dündar'ın açıkladığına göre...

"Meryem'in oğlu İsa'yım" diyormuş...

Belli ki inzivadayken, kafayı sert bir yere vurmuş...

Geçen gün okurlarımdan biri aradı.

"Köşenizde mutlaka yazın" dedi...

"Erbakan'ı sakın ola ki hapse falan atmasınlar... Mezarcı bile hapis istenince İsa kesildiğine göre, Erbakan Hoca içeri girerse kimbilir ne kesilir!"

Daha önce yazmıştım. Bence de Hoca'yı içeri atmaya gerek yok... Hem birçok sebeple, hem de demokrasi açısından...

Elektriğe yine zam! Biz insan haklarını beklerken, elektrik işkenceye dönüştü.

Operasyonlar bütçeye 2 katrilyon gelir sağlamış... Tantan, Maliye'den hızlı!..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır