Çok sık tekrarladığımız gibi, Türkiye'de iyi ki yargı var. Hukuka aykırı işleme muhatap olan kişinin, izleyeceği yollardan biri de, yargı yoluna başvurmaktır. Bu başvuru sırasında, "yürütmeyi durdurma" talebinde bulunulması ve mahkemenin de yürütmeyi durdurma kararı vermesi halinde, olay farklı bir boyut kazanmaktadır.
Yürütmeyi durdurma kararları, nihai karar değildir ancak hukuka aykırı işlemi iptal eden kararlar ile tam bir benzerlik gösterir. Yürütmeyi durdurma kararı sonucu, yapılan idari işlem geri alınmış ya da ortadan kaldırılmış olmaktadır. Buna göre, yürütmeyi durdurma kararı, örneğin bir vergilendirme işlemi ile ilgiliyse, o vergilendirme işlemi ortadan kaldırılmaktadır.
1) Mali Sorumluluk
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/4. maddesine göre, yürütmenin durdurulması kararını 30 gün içinde yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine, adli yargıda "tazminat davası" açılıp, uğranılan zararın tazmini istenebilir.
2) Cezai Sorumluluk
Yürütmeyi durdurma kararını uygulamayan kamu görevlileri hakkında, görevi ihmal ve kötüye kullanma suçu da dahil olmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nun 228,230 ve 240. maddeleri uyarınca "cezai işlem yapılması" yoluna gidilir.
Özetle, yürütmenin durdurulması kararının 30 gün içinde uygulanmaması halinde;
- İdare aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (IYUK Md. 28/4),
- Kararı yerine getirmeyen kamu görevlisinin şahsı hakkında da, tazminat davası açılabilir (IYUK Md. 28/4);
- Kararın idareye tebliği üzerine, idarenin gereken işlemleri yapmaması ve iadesi gereken bir tutarı 30 gün içinde iade etmemesi halinde, yasal gecikme faizi istenebilir (IYUK Md. 28/6).
İdare, mahkemece yürütmeyi durdurma kararı verildikten sonra, vadesi gelmemiş ya da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş olan vergileri talep edemez. Etmesi halinde, bununla ilgili ödeme emrinin iptali istenebilir. Mükellef tarafından daha önce ödenmiş vergi taksitleri varsa, bunların da iadesi ya da başka vergi borcundan mahsubu talep edilebilir. Nakden ya da hesaben iadesi alınan vergi ile ilgili olarak, nihai yargı kararının mükellef aleyhine sonuçlandığı durumlarda, ödenecek vergilere gecikme faizi ya da zammı uygulanamaz (Dn. 3. D. 29.11.1995 Tarih ve E.95/1163, K.95/3923, Dn. Vergi DD Gen.KK., 5.2.1993 Tarih ve E.92/60, K.93/28).
Maliye'nin yatırım indirimi stopajının iadesi ile ilgili olarak, yukarıdaki yasa hükümlerini gözönüne almadan yayımladığı 2000/3 Seri No.lu Kurumlar Vergisi İç Genelgesi hukuka aykırıdır. Yine yukarıda da belirtildiği gibi, yasanın belirttiği yönde hareket etmeyen kamu görevlilerinin, hem mali hem de cezai sorumluluğu sözkonusu olur.