Bir Çift Yürek
Marlo Morgan'ın dünya çapında çok satan kitabını hatırlayacaksınız.
Hani Avustralya yerlilerinin arasında bir yolculuğa çıkıyor ve...
Oradan bütün dünyaya yaydığı bir mesajla dönüyordu.
Kitabı okumadıysanız okuyun.
Okuduysanız, sevineceğiniz bir haberim var.
Son anda bir değişiklik olmazsa, bu akşam Gündemdekiler'de muhteşem maceranın kahramanı Marlo Morgan'ı izleyebilirsiniz.
Kendisi muhtemelen "Maceranın kahramanı ben değil, aborijinler" diyecektir ama mesajı taşıyan Marlo!
Programı burada anlatacak değilim.
Ama program sonrası değindiğimiz bir noktayı aktarmak istedim.
***
Yolculuğun başında aborijinler Marlo Morgan'ı soyuyor...
Aslında her iki anlamda...
Üstündekileri çıkartıyor bir çul parçasına sarıyorlar.
Üzerindeki mücevherleri, saati, paraları da ateşe atıyorlar.
New York'ta olsa, adı soygun olur.
Avustralya çölünde bu bir hediye!
Kitap, zaten o hediyeyi anlatıyor.
Bunun hediye olduğunu anlamak için kitabı bilmek lazım!
***
Ben kendisine dedim ki...
"Bugün benim başıma gelse -kitabı okuduğum için- o yolu yapacağım diye mutlu olabilirim. Ama siz başınıza ne geleceğinizi bilmeden böyle bir şeye nasıl itiraz etmediniz. Ben olsam 'dur kardeşim ne yapıyorsun' derdim."
İlginç ve güzel bir cevap geldi...
"Çünkü gençsin" dedi.
"Yaş kemale erince 'Hadi bakalım bu yol nereye çıkıyor' diye daha rahat hareket edebiliyorsun" diye anlattı.
***
Mutlu oldum...
Bunu insan 20'li yaşlarda yapabiliyor.
40'larda daha zor belki.
Anlaşılan 60'larda yine böyle bir dönem var!
60'lı yaşlara başka bir gözle bakmaya başladım...
Arkamız genç, önümüz genç...
Ortada kaldık.
Lakin ne keder ne gam...
Allah ömür versin, bundan böyle her geçen gün gençleşiyoruz demektir!
Gençlik hapları
Bugün böyle oldu, konular çakıştı. İyi de oldu... Marlo Morgan 60'lı yıllardaki gençliği anlatınca daha iyi anladım...
Neden 60 yaşlarındaki insanlar sokakta "Merhaba" deyip "O ilaçlar" diye soruyor!
Filmi başa sarıyor, düzgün anlatıyorum.
Prof. Osman Müftüoğlu yaşlanmayı durduran bazı formüllerden bahsetti.
Bir keresinde yazdım, bir keresinde canlı yayınladık. Ekranda önceden "Elinize kalem kağıt alın" demeyi de ihmal etmedim diye iş tamam zannettim...
Ne gezer, herkes soruyor...
Bu doğal takviyeleri aç karna mı alacağız tok karna mı?
Sabah mı akşam mı?
Adını yazdım miktarını yazmadım, hangisinden kaç tane alacaktım?
***
Osman Müftüoğlu'nu tekrar aradım, "Hocam, formüller bu detaylarla tekrar isteniyor" diye mesajı verdim.
Formüller ve dozları, aç tok durumunu ve sabah akşam bilgilerini vereceğim ama önce bir not...
"Hoca" diyor ki "Bir genel kullanım tarzı önerelim ama herkesin özel durumu olabilir, aile doktoruna danışmakta fayda var." Bu notu koyduktan sonra işte genel kurallar:
1. Bütün sayılan doğal katkılar tok karna alınacak.
2. Sabah olabilir, öğlen olabilir ama bir günde bir kere alacaksınız.
Neyin ne kadar alınacağına gelince...
* Omega Ğ3, 800 miligram.
* E Vitamini, 100-200 miligram. Doğal olsun ve 200 miligramı geçmeyin.
* C Vitamini (suda eriyen, çiğnenen, yutulan fark etmez) 200 ila 500 miligram arası. Sigara içenler, 500 miligram.
* Çinko, 20 miligram ila 50 miligram arası.
* Selenyum, 50 mikrogram (dikkat mikrogram)
* Koenzim Q 10, 60-100 miligram arası (etkili olması için 60 miligram altına düşmemek gerekiyor.)
***
Eczacınızla konuşursanız belki size bunların büyük kısmının toplu halde bulunduğu "Antioksidan Formula" diye bilinen kompozisyonlardan tavsiye edebilir.
Onları da alabilirsiniz (Doktor öyle dedi...)
Ancak bakacaksınız bakalım, yukarıda sayılanlar içinde var mı...
Daha da önemlisi dozu önerilen seviyede mi! Yani içinde C Vitamini varsa ama o C Vitamini 100 mg ise işinize yaramaz. Gerçi hepsinin dozu yeterli, bir tek C eksikse onu da ayrıca takviye edersiniz.
***
Bütün bunların yanında gülümsemeyi unutmayın, en etkilisi o!
