Nazilli Kaymakamından ricamız var...

Yazıyoruz, yazıyoruz ama nasıl bir önlem alınıyor, bu işlerden kimler sorumlu bir türlü öğrenemedik gitti. Onun için ben de yeni taktik uygulamaya karar verdim. Gelen şikayetleri yörenin mülki amirlerine bildirmeye karar verdim. Mesela; son gelen otobüs şikayeti Aydın'ın Nazilli ilçesinden... Oranın mülki amiri kim, kaymakam... Şimdi Kaymakam Beye durumu kısaca anlatayım;

Vatandaş bir ay önce Nazilli otogarından İstanbul'a gitmek için bilet almaya gitti. Varan'da yer bulamayınca dolaşmaya başladı. O sırada yanına gelen bir ayakçı, "Ağabey, saat 18.00'de bir otobüsümüz var" dedi. Okuyucum hangi firma diye sorduğunda, "Köseoğlu Turizm" cevabını aldı. "Saat kaçta İstanbul'da olur?..." sorusuna ise, "Saat 06.00'da Harem'de olursun" cevabını aldı. Ayrıca otobüsün Turbo Volvo olduğunu da ilave etti. Saat 18.00 oldu otobüs yok... 19.00 oldu yine yok... Sonunda gece 12.00'de otobüs geldi. Ne Turbo Volvo idi, ne de başka birşey... 12 senelik bir Mercedes...

Arabaya bindi, yola çıktı. İçerisi felaketti, havalandırma sistemi çalışmıyordu. Bir kısım yolucu, cam açılsın diyor, bir kısmı da kapatın camları diye bağırıyorlardı. Bozuk koltuklar da ayrı bir dert.. Nazilli'den Aydın'a kadar olan 45 dakikalık yolu 2,5 saatte aldı. Sonuçta bizim yolcu Aydın'da otobüsten dışarı canını zor attı ve başka bir otobüsle ayrıca bir ücret ödeyerek, İstanbul'a gitti. Köseoğlu Turizm'in otobüsünün plakası 45 RL 636'dır. Rengi de sarı... Sayın Nazilli Kaymakamı, şu işe bir el atıver de bu densizlerden hesap sor... Zira mıntıka senin... O kişilerden hesap sormak da sana ait...

Rezalet üstüne rezalet!...
Fatma Hanım, Almanya'da çalışıyor, taa 73 yılından beri... 1980 yılında yakın komşusuna ait bir arsayı satın almış. Ama aldığı arsa ona gösterilen yer olan Fikirtepe'de değil, Dudullu'da çıktı. Yapacağı birşey yoktu, kandırılmıştı. 5 yıl önce bari verilen yeri çevirteyip diyerek, tapu dairesine müracaat etti. Kadastro memuru alarak, yer tespitine gittiğinde, kazık atılarak kendisine verilen arsanın üzerinde bir gecekondu olduğunu gördü. İçindekilerle konuştu, "Biz buraya 5 sene evvel ev yaptık, elektriğimiz, suyumuz da bağlandı" dediler.

İşin tuhaf tarafı, oraya yapılan gecekondunun bina vergisini de yıllardır kendi ödüyor. Ama yıllar önce alın teri ile kazandığı parayla aldığı arsa kendinin değil... Bundan daha büyük bir rezalet olur mu?... Bakalım ben yazdıktan sonra bu olaya kim atacak?... Almanya'da çalışan üç çocuklu Fatma Hanıma kimler yardım edecek?... Bu arada kendisine sahip çıkacak hayırseverler veya yöneticiler olursa adresini verebilirim. Zira kendisinin ne avukat tutacak parası, ne de mahkeme ile uğraşacak zamanı var... Uğradığı haksızlığı ancak bana kadar ulaştırabilmiş.