Geçtiğimiz yüzyıl içinde Dünya'daki en kötü yönetilmiş ülkelerden birinin de Türkiye olduğu; simsiyah bir umacı gibi güngünden daha çok çıkıyor ortaya..
Vazgeçtik Türkiye'nin, "ulusal gelir dağılımındaki adaletsizlik" açısından Tanzania'nın dahi altında olduğunun saptanmasını; bu kez bir de "andıç"lama karabasanı çıktı ortaya..
"Yurt çıkarlarıyla" ters düştüğüne -bazı merkezlerce- karar verilen kişilere; tabii en çok da yazı çizi insanlarına; elaltından iftira kampanyaları açılarak, kendilerinin kamuoyunda çürütülmeleri için özel planlar hazırlanıyor ve çeşitli noktalara yerleştirilmiş tetikçiler aracılığıyla da bu planlar uygulamaya sokuluyormuş...
Ama buna karşılık, biten yüzyılda, kimlerin Devlet Bankaları'ndan büyük krediler alıp da, geri ödemedikleriyle ilgilenilmiyormuş.
35 yıl önce Meclis'de yaşadıklarımdan biliyorum ki, Devlet Bankaları'ndan krediler alıp geri ödememek, "yurt çıkarları"na aykırı sayılmaz; bunu eleştirmek "yurt çıkarları"na aykırı sayılırdı.
Biten yüzyılda Türkiye'nin ne kadar kötü yönetilmekte olduğunu yansıtmaya çalışanlar, daha çok ozanlar oldu...
Ozanlar, hem bir yanda insanlar sürünürken, bir yanda rüşvetin, iltimasın gırla gittiğine değiniyorlar; hem de demir bir pençe altında bir parça özgürlük oksijeni bile bulamamaktan yakınıyorlardı.
İşte onlardan üç örnek daha:
Fazıl Ahmet, Metin Eloğlu, Orhan Veli...
Fazıl Ahmet 50 yıl önce "ülke kurtulacak" vaatlerine karşı mevcut durum için şu taşlamayı yazıyordu:
Hanİ?
Bu ne türlü ihtiras
Sarık sardı her papaz?
Mütehassıs çok ama
Bilmem nerde ihtisas?
İşte gene ortalık
Eski hamam eski tas!
Piyasada aranan
Hep yalanla iltimas
Ne umalım kalaydan
Altın bile tuttu pas!
(Rest!) çekince kumandan
Generaller dedi: Pas!
Metin Eloğlu da, 45 yıl önce, Türkiye'deki siyasal ilkelliği, acı bir gülüş çuvaldızıyla saplıyordu anlayanların yüreklerine...
Çİlİngİr SofrasI
Bu zıkkımın yanında
Arnavut ciğeri ister, bir
Çiroz salatası ister, iki
Cacık ister, üç.
Adalet müsavat hürriyet demiye
Sadece yürek ister
Şimdi gelelim Orhan Veli'nin 50 yılı aşkın bir süre önce yazmış olduğu o ünlü şiirlere...
Bedava
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiatına hürriyet
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz bedava.
Ahmetler
Kimimiz Ahmet Bey,
Kimimiz Ahmet Efendi;
Ya Ahmet Ağayla Ahmet Beyfendi?
Vatan İçİn
Neler yapmadık şu vatan için
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.
O yıllarda ben de, Orhan Veli'den esinlenerek bir kaç dize çiziştirmiştim; şimdiye dek hiç yayınlamadığım...
Bir yanda şehitler
Bir yanda açlar
Ve bir yanda milletin gevreyen anası
Acaba en çok kimlere yaradı
Vatanın kurtulması