Katılım Ortaklığı Belgesi'nde ilk sırayı alan "hedefler ve ilkeler" başlığı altında, Türkiye'nin de her aday ülke gibi tam üyelik için Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Bu kriterler şöyle hatırlatılıyor:
1- Aday ülke, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının ve azınlık haklarının garanti altına alınmasını sağlayacak kurumları oluşturmalıdır.
2- İşleyen bir piyasa ekonomisine sahip olmalı ve bu ekonomiyi, AB içindeki rekabet ve piyasa güçleriyle başa çıkabilecek hale getirmelidir.
3- AB üyeliğinin gerektirdiği şekilde siyaset, ekonomi ve ortak para birimi alanlarındaki kriterlerin yerine getirilmesi için gerekli şartları sağlamalıdır.
Avrupa Birliği Komisyonu tarafından hazırlanan Katılım Ortaklığı Belgesi'ni değerlendiren Türkiye, Kıbrıs'ın AB üyeliği için bir şart olamayacağını açıkladı.
Türkiye, katılım ortaklığı belgesiyle ilgili ilk tepkisini Dışişleri Bakanlığı kanalıyla verdi. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, daha önce de defalarca bildirmiş olduğunu, ancak Kıbrıs'ın bir siyasi diyalog unsuru olarak ele alınabileceğini açıkladı.
"Türkiye, üyelik müzakeresine dönük süreçte ilerlemeye devam edecektir" denilen açıklamanın ana hatları şöyle:
* Katılım Ortaklığı Belgesi, bütün adaylarınki gibi Avrupa Birliği'nce hazırlanan bir belgedir ve AB'nin sorumluluğundadır
* Türkiye, Ulusal Programını hazırlarken tabiatıyla AB görüş ve değerlendirmelerinin üzerinde de duracaktır. Ancak Türkiye olarak bizim Kopenhag siyasi ölçütlerine uyum çalışmalarımızın temel çerçevesini şu hususlar çizmektedir
* Bu uyum çalışmaları Anayasamızın kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin bölümü zemininde gerçekleştirilecektir. Bu bağlamda yaklaşımımız Anayasal sistemimizdeki "Hak ve özgürlüklerin bireyselliği" anlayışıyla Cumhuriyetin "Yurttaşların eşitliği" ilkesiyle ve devletimizin laik ve üniter niteliğiyle tanımlandığı açıktır.
* Bu çalışmalar hükümetimizin 21 Eylül 2000 tarihli, "Demokratikleşmede öncelikler" beyanının ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin ışığında geliştirilecektir
- Üyelik müzakerelerinin başlatılması için yerine getirilmesi gereken çalışmalarda kendi öncelik sıralamamıza en uygun yöntemlerin tarafımızdan esas alınması doğaldır. Burada asıl önemli olan Türkiye ve AB olarak tarafların aynı hedefi paylaşmaları ve bu hedef doğrultusunda birlikte çalışmalarıdır.
- Türkiye, Kıbrıs meselesine çözüm bulma arayışları ile AB adaylığı arasında bir bağlantının varlığını hiçbir zaman kabul etmemiştir. Kıbrıs meselesi Ada'daki KKTC ile GKRY arasındaki bir konudur. Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan Kıbrıs konusufna ilişkin gözlemler bu temel tutumumuzla uyumlu olduğu ölçüde tarafımızdan dikkate alınacaktır. Türkiye bu bağlamda kendisini sadece Helsinki Zirvesi sonuçları ve bu sonuçların kabulüne ilişkin Türkiye ile AB arasındaki yazışmalar ve görüşmeler ışığında bağlı saymaya devam edecektir.
Fikret AYDEMİR