Enteresan bir durum ama, Kate Winslet'dan genellikle sanki dünyanın en güzel kadınıymış gibi bahsediliyor. Oysa sinemanın yeni yıldızlarının aksine, elma yanaklı bir köylü güzeli tablosu çiziyor. 'Titanik'teki rolünden sonra Winslet'e sadece güzel değil, yetenekli gözüyle bakıldığı ise bir gerçek. Yeni doğum yapan Winslet'ın hem güzelliği hem de oyunculuğu hakkında birkaç itirazı var. Örneğin en başından beri "Benim derdim ünlü bir film yıldızı olmak değil" dedi. Kimisi inandı kimisi inanmadı, ancak yaptıkları onun aynı zamanda dürüst biri olduğunu da ortaya koydu. Neden mi? Çünkü Winslet 'Titanik'ten sonra sürekli bağımsız ve Hollywood filmlerine göre çok daha küçük bütçeli filmlerde rol aldı. Hatta bunlardan biri de geçtiğimiz aylarda Türkiye'de de gösterilen 'Holy Smoke' (Kutsal Duman) oldu. İşte bu gibi pek de starların tercih etmediği davranışlarda bulunan Winslet'ın kariyeri, vücudu, kocası (James Threapleton), annelik ve pek yakında yapmaya hazırlandığı film prodüktörlüğüyle ilgili düşündükleri.
*Ekim ayında anne oldunuz. Yakında da film yapımcılığına soyunacaksınız. Kariyer ve annelik hayatını nasıl dengelemeyi düşünüyorsunuz?
Annelik bana çok fazla heyecan veriyor ve doğrusu bebek ve işle aynı anda nasıl başedebileceğimi çok da iyi bilmiyorum. İlk aylarda bebeğime kesinlikle kendim bakmak istiyorum. Ne de olsa yılda üç film yapanlardan değilim. Bu yüzden daha rahat olabileceğimi düşünüyorum. Ayrıca önümüzdeki yıl 'Therese Raquin' adlı filmi yaparken Jim işe gitmiyor olacak ve böylece bebekle beraber olabilecek. Zaten bu onun çok istediği bir şey.
*Siz de bir oyuncunun çocuğuydunuz. Aynı şekilde bebeğinizi setlere götürüp o sirkvari yaşamınızın içine sokmayı düşünüyor musunuz?
Böyle bir şeyi hiç istemiyorum. Ne yapmak istediğine karar vermeden önce bol bol çocukluğunu yaşaması gerekiyor.
* Çok küçük yaşlarda oyuncu olmaya karar vermiş ve en doğru yolu takip etmeye çalışmıştınız...
Evet, bu ben 16 Ğ 17 yaşımdayken başladı. Bir içgüdü gibiydi. Ancak kendime bir güvenim olsa da biraz da utangaçtım... En azından yaşıtım olan diğer kızlar çok daha kendine güvenli gibi görünüyordu. Ayrıca çok da iyi görünüyorlardı. Güzel tenleri, sapsarı saçları ve pembe yanakları vardı. Ben ise her zaman biraz terliyordum ve saçım hiçbir zaman olması gerektiği gibi olmuyordu. Önemli olanın kendim olmam gerektiğini anlamak uzun bir zaman aldı.
*Ama bu arada git gide şaşırtıcı bir şekilde güzelleştiniz.
Bugün kesin kovulacağım, şişmanım, çirkinim ve bir fahişeye benziyorum diye düşünerek uyandığım çok sabah olmuştur. Geçtiğimiz aylarda da hamilelikten dolayı kendimi kötü hissediyordum. Kendimi bir otobüse benzettiğim çok oluyordu ve tabii ki Jim'e acıyordum. Herhalde benim dünyanın en cazibeden uzak kadını olduğumu düşünüyordur diyordum. Fakat o her seferinde benim dünyada gördüğü en güzel kadın olduğumu söylüyor.
*Bir prodüktör olarak film dünyasının diğer tarafını da görmüş olacaksınız. Bu proje nasıl ortaya çıktı?
Aklımda her zaman böyle bir şey vardı. Therese Raquin'in yapımcılığını üstlenmem ise şöyle oldu: Bu benim 17 yaşındayken okuduğum bir kitaptı ve kitaba bir tür takıntım oldu. Daha sonra defalarca okudum ve bir gün kendime "Bu harika bir film olur" dedim ve kitabın senaryolaştırıldığını öğrendim. Mutlaka bu projenin içinde yer almalıydım ve aldım.
