kapat

03.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
EMİN ÖZTÜRK


Keyfiliğin çekiciliği

Özal dönemine yönelik eleştirilerden bir tanesi, çok sayıda fon yaratılarak bütçe bütünlüğünün bozulmasıydı. Yaratılan dağınık yapı politik iktidara hızlı hareket etme imkanı sağlamış olmakla birlikte çeşitli mahsurları zamanla ortaya çıktı. Bu mahsurlardan birisi fonlarla bütçe arasındaki ve fonların kendi aralarındaki aktarımların izlenmesinin çok güçleşmesi, yani mali şeffaflığın azalmasıydı. Diğer bir deyişle, politikacıların harcamalarında esneklik olma arzusunun bedeli başka bir düzlemde ortaya çıktı. Bunun yarattığı rahatsızlığın bir sonucu olarak, halen yürürlükte olan IMF programında yapısal reformlar bölümüne fonların azaltılacağına ilişkin hükümler konuldu.

Bugünkü yazımızda politik iktidarlara maliye politikalarında esneklik sağlayan ama mahsurları başka yerlerde ortaya çıkan bir başka özelliğe işaret etmek istiyoruz.

Vergi Meclis iradesinde mi?
Mevcut kamu maliye sisteminin göze batan bir başka özelliği de vergi yasalarının Bakanlar Kurulu'na ve Maliye Bakanlığı'na son derece geniş yetkiler tanımakta oluşu. Pek çok verginin oranı ilgili yasada çok geniş bir aralık şeklinde tanımlanmıştır ve hangi oranın uygulanacağı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenebilmektedir. Ayrıca işlem vergilerinin kapsamı da Bakanlar Kurulu tarafından değiştirilebilmektedir. Motorlu taşıtlar vergisi gibi yıllık artışı değerleme oranına bağlanmış olan maktu vergilerin pek çoğu da bu oranın altında veya üstünde artırılabilmektedir. Tüm bunlara ek olarak, yasalardaki belirsizlikler ihtilaf durumlarında Maliye Bakanlığı'na çok geniş yorum yapma imkanı sağlamaktadır.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız yapıda Meclis vergi konusundaki yetkilerini büyük ölçüde Bakanlar Kurulu'na ve Maliye Bakanlığı'na devretmiş olmaktadır. Önümüzdeki günlerde bazı maktu vergilerin Bakanlar Kurulu tarafından 10 veya 20 kat artırılabilmesine olanak tanıyacak bir tasarı da söz konusudur. Yürütme organının bu kadar geniş yetkilerinin olduğu bir yapıda vergi konusundaki iradenin Meclis olduğunu söylemek zordur.

Esnekliğin bedeli
Hükümetin kısa vadeli amaçları doğrultusunda vergileri önemli ölçüde değiştirebilme esnekliğine sahip olması şüphesiz kendisi açısından önemli bir kolaylıktır. Ancak hükümetin esnekliği, yerli ve yabancı yatırımcılar için son derece oynak ve belirsizlikler içeren bir yapı demektir.

Meramımızı anlatabilmek için güncel bir konudan örnek verelim: Geçtiğimiz hafta Cuma günü mesai bitimine yakın bir saate kadar Maliye Bakanlığı yetkilileri İş-Tim ortaklığının GSM lisansı için KDV'yi sözleşmeden önce ve peşin olarak ödemesi gerektiğini ifade ediyorlardı. Sonra birdenbire bu ödemenin sözleşmeden sonra ve lisans bedeli ödemesine paralel taksitlerle olabileceği kabul edildi. (Tabii bir de son ana kadar direnilen, Türk Telekom'a verilen lisansın ayrı bir şirket bünyesinde işletilmesine yönelik talebin kabul edilmesi gerekiyordu.) Böylece akşam saatlerinde GSM lisansı satış sözleşmesi imzalanabildi.

Şimdi soralım: Bu manzara bir hukuk ve kurallar devleti görüntüsüne uymakta mıdır?

Vergilerin her an değişebildiği, geriye yönelik vergilerin getirilebildiği, vergilerin yorumlanışında pazarlık edilebilen bir ülkeye yabancı yatırımcı gelir mi? Yapılacak işten beklenen kar yeterince yüksek ise cevap tabii ki "evet". Bu cevap sizi şaşırtmasın. Herşeyin bir fiyatı vardır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır