Uşak dersi..

Türkiye değişiyor. Avrupa Birliği yolundaki ilerleminin dinamiği yardımcı olsa da, değişim iradesi asıl gücünü halktan alıyor.

Halkın, temiz toplum, temiz siyaset ve hukuk devleti özlemlerinden..

ATO Başkanı Sinan Aygün'ün, Cumhurbaşkanı Sezer, İçişleri Bakanı Tantan ve BDDK Başkanı Temizel'i "Türkiye'de kirliliği yok edecek umutlar" olarak tanımlayan değerlendirmesi doğrudur ve halkın hissiyatına tercüman olduğuna da şüphe yoktur.

İtalyan Savcı Di Pietro "İlâhi bir selin oluşup pisliği süpürüp götürmesi beklenemez" demişti.

Türkiye çok bekledi, çok zaman kaybedip ağır bedeller ödedi ama toplumdaki özlemin nihayet bir devlet iradesine dönüşmesi sayesinde hareket başladı.

Şimdi önemli olan, gerçeği adalete zarar vermeden süratle açığa çıkarmak, yolsuzlukları finanse eden kara parayı kurutmak, popülist tatminler uğruna enerjiyi israf etmemek ve sebeplere inmektir.

Asıl sorun dışarda..
Uşak Cezaevinde dün kanlı olaylar oldu.

Karagümrük Çetesi elebaşı "Nuriş" lâkaplı Nuri Ergin ile adamları, başka cezaevlerinden Uşak'a Çakıcı'nın adamlarının nakledilmesine isyan etti.

Çünkü Çakıcı'nın, Uşak Cezaevi'ne naklettireceği adamlarına Nuriş'i vurduracağı yolunda duyumlar vardı.

Kimse sorunun cezaevinin içi ile sınırlı olduğunu düşünmesin. Asıl sorun dışardadır.

Bu çetelerin belini dışarda kıramazsanız cezaevlerindeki egemenliklerini önyelemezsiniz.

Çakıcı'ları, Nuriş'leri içeri tıkmakla iş bitmiyor. Eğer çeteler, dışarda işlerini yapmaya ve kara paradan gelen rantla beslenmeye devam ediyorsa hep güçlü olacaklardır.

Evet, isyan olayları cezaevlerindeki pisliği gösteriyor. Ama asıl soru şu:

Suikast görevi verilmiş tetikçiler bir cezaevinden öbürüne nasıl gönderilebilir?

Eğer çeteler parayla beslenmeye devam ediyorsa istediklerini yapabilirler.

Hediye verirler, rüşvet verirler..

Yetmiyorsa tehdit ederler.

Mafyanın rüşvet ve tehdit gücünü yaratan sebebin doğru adresini görmeden yapılacak mücadele, bataklığı bırakıp sivri sinekleri kovalamak beyhudeliğidir.

Kaynağı kurutmak..
Kara para ile mücadele, yolsuzluk ve mafya ile mücadelenin birinci şartıdır.

Bu amaçla bir kanun çıktı ama hiç uygulanmadı. Çünkü Batı dayattı diye çıktı.

Oysa bu yasayı gerçekten ve samimiyetle uygulamak gerekiyor.

Mafyanın hayat damarı, ancak uyuşturucu ticaretini önleyip kara para kaynağını kuruttuğumuz zaman kesilebilir.

Böyle cezaevi olmaz. Doğru..

Türkiye mutlaka bir şeyler yapmalı.

Ama şu söylenmesin:

Af çıkınca cezaevleri boşalacak, devlet de mafyanın belini kıracak tedbirleri o zaman kolaylıkla alacak..

Hayır.. Çete faaliyetini besleyen para kaynağı dışarda kurutulmadıkça, mafya babaları tek odalı hücrelere de kapatılsa fazla bir şey değişmeyecektir.

Uşak bunu gözümüze sokmalı!