kapat

03.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim


Helal olsun Ünlü'ye

Bir Atatürk Kupası koyduk, vermesi dert oldu. Fikret Ünlü, "Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık kupalarını, Futbol Federasyonu'nun görüşünü de alarak kaldırtan benim. Futbol Federasyonu bana bağlı bir kuruluş. Ben madalyaları takarken, bir de baktım ki kupa önümden yok oldu. O sırada etrafa bakıyordum, kupa arka tarafta birilerinin eline geçti. Garip bir organizasyon var gibi geldi bana. Ben de kupayı aldım ve Beşiktaş'a verdim. Başbakan, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı gelse onlar vermeyecek miydi? Bana bağlı kuruluşun kupasını vermek de bana düşer. Ben izin verirsem Haluk Ulusoy verir. Herkes haddini bilecek" diyor.

Helal olsun Fikret Ünlü'ye... Zaman zaman bu çıkışları yapabiliyor. Ama öbür taraftan Haluk Ulusoy diyordur ki, "Ben de Mesut Yılmaz'ın adamıyım. Gerekirse ben veririm arkadaş."

Ne de olsa Ulusoy'a sahip çıkan ANAP Grubu ve onun bakanları...

Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun araştırmaları hâlâ açıklanmadı. Deniliyor ki, "Vallahi öyle bir rapor ki, nereye çekseniz oraya gider." Tam politikacı işi. Aferin Ulusoy'a, bu işi iyi çözdü. Devam etsin. Federasyon başkanlığı koltuğu babadan oğula geçer, bir daha Ulusoy'lardan başka kimse oturamaz.

Uzağı görebilmek
Atatürk Kupası'nda G.Saray eksikmiş. Hayır! İsim olarak Taffarel, Emre, Hagi ve Jardel yok görünüyor. Bu açıdan Beşiktaş'a baktığımızda 7 kişi yok. G.Saray zaten tam takım çıktığı zaman bile iki kişi eksik oynuyor. Fatih Terim bir tek Hagi lüksünü, diğer tarafları organize ederek kapatıyordu. Ama yanına Jardel de gelince bu yükü hiçbir takım kaldıramaz. G.Saray'da bu mağlubiyetlerin adedi artacak. Hoş, bazı gazetelerde futboldan nasibini almamış siyasi yazarlar akıl veriyorlar ama onlar bu işin o kadar uzağını göremezler. Görseler Türkiye'de siyaset yazmazlardı.

Bağlantı!
Süleyman Demirel Amerika'dan gelip yıldızı bir anda parlayınca İsmet İnönü ve etrafı panikledi. İnönü'nün yandaşlarından biri çıkıp, "Paşam, bu adam 5 vakit namaz kılıyor, özellikle de cuma namazlarına gidiyor. Halkı etkilemeye kalkıyor" diye ikaz edince, İnönü'nün cümleleri enteresan:

"Bir dakika arkadaşlar" diyor, "Önce bir araştırın bakalım. Eskiden de bu namazlara gider miydi?"

Sonuç: Demirel eskiden de bu namazlara gidiyordu, şimdi de gidiyor. Konu kapanıyor.

Emre'nin trafik kazası aklıma bunu getirdi. Araba kullanan herkesin başına gelebilecek talihsiz bir olay. Ama kazanın oluş saati 05.30 ve olduğu yer kafalarda soru işareti bırakıyor. Emre devamlı Eyüp Sultan'a namaza gidip, ardından koşu yapıyorsa bir sorun yok. Ama "Hayır" ise o zaman da çok şey var!

Terim niye orada
Antrenörler Süper Sport'ta kendi sorunlarını tartışıyorlar. Saatlerce dinledim, yalnız Yılmaz Vural'dan dişe dokunacak iki-üç cümle geldi. "Futbol Federasyonu kulüplere eğitim konusunda yaptırım uygulamalı" diyor. Diğerleri yine ithal antrenörlere sallayıp, "Biz süperiz" dediler.

İthal antrenörleri getiren sizin davranışlarınız. Aralarında çıkıp da "Biz kulüplere faks çekeriz, telefon ederiz; araya milletvekilleri sokarız; arkadaşlarımızın ayağını kaydırırız. Eğer Antrenörler Derneği ile iyi geçinmezsek onlar bizi iyi yerlere yollamazlar, iş bulamayız" diyenini görmedim.

Böyle bir açık oturumda Antrenörler Derneği Başkanı İsmail Dilber, Futbol Federasyonu Eğitimden Sorumlu adamı Gündüz Tekin Onay, Milli Takımlar Teknik Direktörü Şenol Güneş niye yok? Fatih Terim kalkıp geceyarısı İtalya'dan arıyor. İşte Türk antrenörlerin tümüyle, tek başına Terim'in farkı. Siz niye buralardasınız, o nasıl dünya ligi İtalya'da teknik direktörlük yapıyor?

Daum (2)
Hayretler içinde kalmaya devam ediyorum. Beyler, bir spor adamının uyuşturucu bağımlısı olması veya uyuşturucu kullanması insanlık suçudur. Bu olay hiçbir şekilde hoşgörüyle karşılanamaz. Arkadaşın da olsa, dostun da olsa... Sahip çıkana da şüpheyle bakarım. Bu kadar net.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır