kapat

22.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Koyu renkli sebzeler yaşlanmayı önlüyor
Daha genç görünmek ve yaşlanmayı geciktirmek için uygulanan yöntemlerden ilki: Antioksidan tedaviler... Uzmanlara göre koyu renk sebze ve taze meyveleri bolca tüketmek, E ve C vitaminlerini eksik etmemek şart

Daima genç kalmak, yaşlanmayı mümkün olduğunca yavaşlatmak... Son yıllarda tüm dünya insanlarının ortak sorun ve isteklerinden biri... Artık dünyadaki pek çok dergi ve gazete bu konudaki araştırmalara sık sık yer veriyor, araştırmalar büyük ilgi görüyor, bu alana yönelik ürünler adeta 'yok satıyor'...

Başlangıçta daha çok Hollywood starlarını, serveti sınırsız dolar milyonerlerini ilgilendiren 'uzun yaşam isteği' artık sıradan insanların bile saklayamadığı önlenemez bir arzuya dönüşüyor. Güncel batı tıbbının elde ettiği inanılmaz başarılar, ulaştığı hayranlık verici performans bu ilginin birinci etkeni. Modern tıp 'ortalama insan ömrünü' birçok ülkede 80 yaşın üzerine çıkardı. Ülkeler bir taraftan zenginleşirken ve bir taraftan da yaşlanıyorlar.

NICK NOLTE MUCİZESİ
Larry King geçenlerde CNN'deki söyleşisine ünlü aktör Nick Nolte'u konuk etti. Konu Nolte'un alternatif tıp uzmanlarının gözetimi altında yıllardır uyguladığı 'yaşlanma önleyici tedaviler'di. Eski bir madde bağımlısı ve alkolik olan Nick Nolte'daki şaşırtıcı ruhsal ve bedensel değişiklikler uzun süredir dikkati çekiyordu. Yıllardır dengesiz ve düzensiz beslenen, alkol ve madde bağımlısı Nolte, 50'li yaşlara adım attığında "nasıl bir tükenmişlik hissetiğini" anlattı Larry King'e...

Başvurduğu güncel tıp mensubu doktorlarının ilgisizliği nedeniyle alternatif tıp uygulayıcıları ile tanışmıştı. Düzenli ve dengeli beslenme, yoğun egzersiz, antioksidan ilaçlar, şelasyon yapıcı maddeler, hiperbarik oksijen tankları, ozon iğneleri ile başlayan "gençlik yolculuğu"; DEHA kürleri ve testosteron tedavileri ile devam etmişti. Son 5 yıldır ise aksatmadan büyüme hormonu kürleri uyguluyordu. "Bu tedavilerle kendimi en az 15-20 yıl daha genç hissediyorum. Uykum düzenli, cinsel performansım mükemmel, enerji düzeyim ise olağanüstü. Kendimi daha güçlü hissediyor daha seyrek hastalanıyorum. Mükemmel bir sonuca ulaştık" diyordu Nick Nolte. Sadece öyle söylemiyor filmlerinde de öyle görünüyordu.

BÜYÜME HORMONU
"Uzun yaşamın sırrı" olarak size sunulan ürünleri veya yöntemleri de yeterli bilgi birikiminiz yoksa uygulamanız yanlış olacaktır. Konuyla ilginin son 10 yıldaki başlangıç noktası ünlü ve saygın bir tıp dergisinde yayınlanan araştırma yazısıdır. Dr. Daniel Rudman'ın 1991 de New England Journal Of Medicine'de yayınlanan çalışması yaşlı insanlarda büyüme hormonu kullanmanın etkisi ile ilgilidir.

Doktor Rudman, büyüme hormonu kullandığı yaşlılarda şaşırtıcı derecede gençleştirici etkiler elde ettiğini açıklıyordu. Time, Newsweek ve benzeri aktüel dergiler konuya geniş yer ayırdılar. Çalışmalarının sonuçları basında önemli yankılar uyandırdı. Alternatif tıp dünyası içinse bu bulgular tam bir "bomba" idi.

İddialar doğruysa, geciktirilmiş yaşlılık, genç ve sorunsuz bir orta yaş artık rüya değildi. Dr. Rudman'ın çalışması da onları doğrulamıştı. Dr. Rudman, büyüme hormonu mucizesi ile gençlik çeşmelerinden birinin musluğunu açmıştı. Güncel Batı tıbbı ise konuya her zamanki gibi temkinli yaklaştı. Güncel tıp, araştırmanın daha fazla yaşlıda, daha uzun süre kullanılmasını ve sonuçlarını beklemeyi tercih etti.

1.. 2.. 3.. TIP...
Yaşlanmakta olan insanların aktardıkları sorunlara güncel tıp mensupları ile alternatif tıp uygulayıcılarının yaklaşımları oldukça farklı. Güncel tıp için yaşlı insanların aktardıkları sorunlar aslında sorun bile değildir, doğal ve normaldir. Endişelenmek gerekmez, yapacak herhangi bir şey de yoktur.

Alternatif tıp uygulayıcıları ise bazen pervasızca bile davranır zararlı ve toksik ürünleri size önerebilirler. Ayrıca kan basıncınız, kan şekeriniz, mide ülseriniz, kalp ya da böbrek yetmezliğiniz onların ilgi alanı dışında kalır. Kullanmakta olduğunuz ilaçlarla önerecekleri rastgele kimyasal ürünler arasındaki etkileşimlerden de habersizdirler. Yaşlanmayı önleyici tedaviyle başlama zamanı ise çoğu kez önemsenmez. "Sizin için gerekli olan zaman" değil de tamamlayıcı tıp mensubuna ilk karşılaştığınız zaman başlangıç kabul edilir. Yani siz hazırsanız onlar hep hazırdır(!).

Antioksidan, vitamin ve mineraller
* E Vitamini: Bilinen en eski antioksidanlardan. Normal günlük ihtiyaç 15 miligram civarındadır. Bir tabak lahana günlük ihtiyacı karşılar. Fındık, ayçiçeği, diğer bitki tohumları, yeşil yapraklı sebzeler ve bazı bitkisel yağlar doğal E vitamini kaynaklarıdır.

* C Vitamini: En fazla turunçgillerde bulunur. Günde 75 miligram C vitamini yeterlidir. Bir bardak taze sıkılmış portakal suyu bu ihtiyacı fazlasıyla karşılar.

n Beta Karoten: Havuç, koyu yapraklı sebzeler, ıspanak, kayısı ve domateste bol miktarda bulunur.

* Çinko: Bağışıklık sistemini güçlendirir, kalbi korur, cinsel gücü arttırır.

* Selenyum: Hücreleri korur, bağışıklık sistemini destekler, kanser oluşumunu önler.

* Coenzim, Alfa Lipoik Asit, Ginkgo Biloba, SAMe ve Proantisiyanidin ise bitkisel antioksidanlardır. Proantisiyanidin, en fazla kırmızı şarap ve üzüm çekirdeğinde bulunur. Siyah üzüm çekirdeği 'Tracanol' adıyla da pazarlanmaktadır.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır