kapat

21.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Ders oldu mu?

Kâbus dolu bir geceden ışıklı bir sabaha uyandık dün. Ermeni tasarısı ABD Temsilciler Meclisi gündeminden geri çekildi.

Soykırım iddialarını bir meclis kararına dönüşmekten son anda kurtaran Başkan Clinton ile Genelkurmay Başkanı General Shelton, ulusça takdir ve şükranımızı kazandı.

Ermeni tasarısını seçim rüşveti olarak gündeme alan meclis başkanı Hastert'ın durdurulması bir mucize bekliyordu.

Şükür ki o mucize gerçekleşti.

Başkan Clinton ile General Shelton'un tarihi mektupları, "Amerika'nın ulusal çıkarları" ile "partisine seçimde iki-üç fazla milletvekili çıkarmak uğruna göze aldığı kötülük" arasında Hastert'ı açık bir seçim yapmak mecburiyeti ile karşı karşıya bıraktı.

Ve Hastert teslim bayrağını çekti.

Başkan Clinton, Türkiye'yi kaybetme riski doğuracak bir kararın, Amerika'ya vereceği zararları hatırlatarak, meclis başkanı Hastert'ı "en kuvvetli ifadeler"le uyardı.

General Shelton da "Müttefik Türkiye'ye özellikle şimdi Amerika'nın minnettarlığını gösteren her sinyali göndermenin temel görev" olduğunu cesaretle yazdı.

Ülke çıkarı söz konusu olduğunda, asker ve sivil ayrımı gözetmeden her kurumun üstüne düşen uyarı görevini yerine getirmesi gereği, Amerika gibi bir ülkede en çarpıcı örneğini kazandı böylece.

Bu örneğin, Ermeni iftiralarına karşı Türkiye'yi koruması şanstır ama, güvenlik siyasetine ve dış politikaya üniformalı kişileri karıştırmamayı demokrasinin şartı sananlara da derstir.

Neyse.. Kâbus bitti ama şimdilik bitti.

Tasarı seneye yine gelecektir. Yaşadıklarımız hepimize eksiklerimizi göstermelidir.

Bölge karışacak, Türkiye'nin önemi artacak ve biz son anda kurtulacağız.. Bu yol değil.

Görevimiz gerçeği anlatmak ve bu töhmetten temelli kurtulmaya çalışmaktır.

Çabaların hedefi de iftiranın at oynattığı Amerikan Kongresi olmalıdır.

Oysa parlamenterlerimiz sürekli Küba'ya gidiyorlar. Çünkü Küba'da plaj var, gezme-tozma ve eğlence var, Washington'da zahmet var, bilgi, beceri ve ciddi hazırlık gerekiyor.

Türkiye artık bir dünya devleti.

Bu gerçeği Washington gördü.

Ah Ankara'dakiler de görebilse!

Kaza olmasın
Yolsuzlukla mücadele hassas bir iş.

Hırsızlar yakalanıp cezalansın ama temiz insanlar lekelenmesin.

Oysa gidiş, terörle mücadele adına köy bombalamaya benziyor. "İki terörist ölecekse, varsın on masum telef olsun.."

Bu hava, siyaset ve medya içindeki rekabet ve intikam dürtülerini de kışkırttı.

Kim tarafından kullanıldığı bilinmeyen bazı ihbarcıların suçlamaları "iddianame" bile olmuyor, yargısız infaz gerekçesi yapılıyor.

Bu özensizlik, temizliğe değil karanlık adamların çıkarına hizmet edebilir.

Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın kayınvalidesi hakkındaki suçlayıcı iddialar, derinliğine fakat hızla soruşturuldu ve gerçeğe dayanmadığının belirlendiği, Başbakan Ecevit tarafından dün açıklandı.

Egebank soygununun üstüne kararlılıkla giden hükümetin yol kazasına uğraması büyük şanssızlık olurdu.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır