kapat

21.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Ordu doğrusunu yaptı
Ülke ve millet çıkarları için: İçişleri Bakanı Sadettin Tantan Amerika Başkanı Bill Clinton ve Genelkurmay Başkanlığı'nın tasarının geri çekilmesi için Temsilciler Meclisi'ne mektup yazması, "ulusal çıkarlar için topyekün hareket etme" refleksidir.

Ulusal konularda, milli menfaatlerde topyekün hareket edebilme refleksi Batı kültüründe oldukça gelişmiştir. Orada siyasi bir şey yok. Bu mektubun gönderilmesinde tamamen ülke ve millet çıkarı var. Peki, bu neden meydana geliyor? Yurttaşlık bilincinin yüksek oluşundan dolayı!

Amerika bunu yaptı, Türkiye de yapabilmeli
* ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı

Gelişmeyi, "ülke çıkarı için herkesin elele vermesi" olarak değerlendiriyorum. Bu olay, Türkiye'den üyelik için Kopenhag kriterlerine uymasını isteyen AB'ye de örnek olmalı. Amerikan Genelkurmay Başkanı'nın mektup yazması Kopenhag kriterleriyle ne ölçüde bağdaşıyor bilmiyorum. Tabi bu işin latife yönü. Hani Türkiye'de her şey böyle yorumlanıyor ya. Demek ki ülkenin çıkarı sözkonusu olduğu zaman asker devreye girebiliyor. Kime yazdı mektubu, siyasetçilere. Türkiye'de olsa antidemokratlığımız kalmaz. Amerika bunu yaptı, Türkiye de yapabilmelidir.

Kongre'ye müdahale olarak görmüyorum
* FP Kayseri Milletvekili Abdullah Gül

Türkiye ile Amerika arasında büyük farklılıklar var. Kuvvetler ayrılığı prensibi ABD'de çok açık bir şekilde çalışıyor. Orada kurumların işleyişi Türkiye'deki gibi değil. Karşılaştırma yapmak mümkün olmaz. Kuvvetler ayrılığı prensibi Türkiye'de de var ama bu çok çiğneniyor, günübirlik çiğneniyor. Orada kuvvetler ayrılığı ilkesini çiğnemekten çok açık bir hatırlatma var. Kongre de bunu gördü, kar-zarar hesabı yaptı. O açıdan kendi çıkarlarının tehlikeye düşeceğini gördüğü için Kongre bu işten vazgeçti. Tasarının geçmesi Amerikan menfaatleri için ciddi boyutlarda olacaktı. Türkiye bunu kaldıramazdı, bu Amerika ile de sınırlı kalmazdı. Amerika'da geçse Avrupa'ya da yayılacaktı. Türkiy, Amerika ile olan müttefikliğini sağlıklı bir şekilde götüremezdi.

Bu yalnızca aklın galip gelmesidir
* FP Ankara Milletvekili Oya Akgönenç

Bu sadece artık ulaşılan kademedeki telkinler olarak alınır, müdahale olarak alınmaz. Çünkü şu ana kadar kimse karışmadı. Bütün kademelerden geçip en üste kadar geldi. Kongre'nin içine oylamak için gelseydi, o zaman müdahale olarak algılanırdı. Ama oylamaya gelmeden, kapıda durduruldu. Bence bu, demokratik bir uygulamanın en son aşamasında, kritik bir noktada aklın galip gelmesidir. Oradaki sisteme göre Kongre, alanın uzmanlarını davet eder.

Türkiye'de asker darbe yapıyor
* FP İstanbul Milletvekili Nazlı Ilıcak

ABD'De başkan her yıl bir konuşma yapıyor, Ermeni meselesinden sözediyor ama 'soykırım' demiyordu. Dolayısıyla Başkan'ı ilgilendiren bir meseledir bu. Genelkurmay Başkanı da Başkan'ın emrinde ve denetiminde. Bizdeki gibi bir özerk kuruluş yok orada. Bizde eleştirilen konu, asker darbe yapıyor, açıkça söyleyeyim. Darbe yapmasa bile tehdit ediyor. Bizde yapılan hatalara gidip yabancı ülkelerde, medeni ülkelerde meşruiyet aramamak lazım.

Demokrasiye zararvermeyen bir tavsiye
*Coşkun KIRCA (Emekli Büyükelçi)

Amerika'da ordunun prestiji halk içinde gerçekten saygıya dayanır. Amerika'da ordu sivil yönetime her konuda tavsiyelerde bulunur. Amerika'nın dış politika ve savunma politikasında öylesine büyük çıkarları var ki bu politikalar üzerine ordunun tavsiyelerinin göz önünde bulundurulmaması gibi bir olasılık yok. Kaldı ki Amerikan ordusunun pek çok konuda tavsiyeleri vardır. Bu da onlardan biri oldu. Baskı değil tavsiye; Amerikan demokrasisine zarar vermeden yapılan ve hayata geçen bir tavsiye.

Ordunun açıklamasıher zaman etki yapar
* Prof. Dr. Erdoğan TEZİÇ (Hukukçu)

Ben anayasaya hukukçusuyum. Amerikan politik güç dengelerini bilemem. Başkan'ın Kongre üzerinde hiç kuşkusuz etkili olabilme güce vardır. Kongre'ye katılmaz ama gönderdiği mesajlarla bazı kararların alınmasında yol gösterici olabilir. Ordu bütün demokratik ülkelerde etkilidir. Bir ülkenin en güçlü kuruluşunun görüşünü açıklaması siyasette her zaman etkili olur.

Amerika'da ordu baskı yapamaz
*Şükrü ELEKDAĞ (Eski ABD Büyükelçisi)

Bunun (Shelton'ın mektubu) fazla bir önemi yok. Önemli olan burada Clinton'ın müdahalesidir. Clinton, Türkiye'ye vermiş olduğu önemi tamamen ortaya koymuştur. Türk-Amerikan ilişkilerinin bozulmasının Amerikan ulusal çıkarlarına vereceği zararları belirtmiştir. Amerika'da ordu baskı yapamaz ve Amerika'da Genelkurmay Başkanı'nın ancak müsteşar durumundadır.

Ordunun tavsiyede bulunması doğal
* Çetin Altan (SABAH Gazetesi yazarı)

Amerika'da partiler programlarını uygular. Partilerin programlarını uygulama sürecinde yönetimdeki uzmanlar teknik önerilerde bulunur. Ermeni tasarısıyla ilgili olarak ordunun uzman görüşünü bildirmesi; Amerika'nın üst düzey çıkarlarının parametreleri olarak ortaya konmuştur. Uzman kadro olarak ordunun tavsiyede bulunması doğal gelişme. Bu yönetim ile ülkenin menfaatlerini düşünen uzman kadro arasındaki armoni meselesidir.

Buna balans ayarı falan diyemezsiniz
* Şevket Bülent Yahnici (MHP Genel Başkan Yard.)

Shelton'un yazdığı mektup "balans ayarı" olarak nitelendirmek mümkün değil. Amerika Genelkurmay Başkanı üzerine düşeni yapmıştır. ABD yönetimi tasarının görüşülmesini engellemek için tüm güçleriyle işin içinde olmuştur. Genelkurmay yapılması gerekeni yaptı. Türkiye bundan sonra neler yapmalıdır bunu iyi düşünmelidir. Türkiyenin diplomatik taaruza geçmesi gerekiyor.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır