Sermaye oturarak gelmez!
"Sermaye oturarak gelmez" diyen kim?
Bill Gates!
Aranızda "Bill Gates kim" diyen yoktur umarım!
Bill Gates, Microsoft Başkanı.
Dünyanın en zengin insanı olduğu için en çok tanınan işadamları/işkadınları arasında en önde.
Bir de şirketleri çok tanınan, lakin başkanları adı Ğdünya genelinde- daha az bilinenler var...
Carly Fiorina, Hewlett Packard Başkanı
Andy Grove, Intel Başkanı
Jerry Yang, Yahoo Başkanı
Jay Walker, Priceline.com Başkanı
***
Bu isimlerden ĞGates'ten Walker'a kadar- hangisiyle bir röportaj yapsanız, dünya çapında gazetecilik olayıdır.
Arkadaşımız Açıl Sezen, bu isimlerin hepsiyle özel konuşarak muazzam bir gazetecilik başarısına imza attı.
Açıl, gerçekten bir kapı açıyor, dünya teknoloji devlerinden Türkiye mesajları yağdırıyor.
Umarım kaale alan olur...
Dikkat buyurun, dünya devlerinin başkanlarının hepsi Türkiye üzerine konuşurken "yüksek potansiyel"den bahsediyor...
Yani yapılacak iş var.
Bu potansiyeli harekete geçirecek olanlar bizleriz. Keşke şu "Potansiyel" lafını "Türkiye iyi yolda"ya çevirebilsek...
Çok çok çok daha zengin bir ülke oluruz...
***
Neler yapılabilir?
1. SABAH, Açıl Sezen'in bu röportaj dizisi sona erdiğinde, hepsini bir paket haline getirir, kendi sitesinde toplu halde yayınlar. Böylece bu paket e-postada bütün ilgili birimlerin posta kutusuna gidecek bir forma girer. Yazıcıya yollandığında küçük bir kitapçık haline dönüşebilir.
2. Bu kitapçık nerede masa üzerine gelse orada bir fayda yaratacaktır. Üniversite kürsüsünden, patronların masalarına, milletvekili çantalarından Bakanlar Kurulu gündemine kadar.
3. Açıl Sezer'in yazı dizisini takip ederseniz görürsünüz... Bu yatırımı yapacak olan teknoloji devlerinin her birinin başkanı Türkiye'ye bir mesaj veriyor... "Şunu yapmalısınız" diyorlar. Bu insanlara bir cevap hazırlanmalı... "Yaptık, bekliyoruz!"
İşin özünü bir cümlede söylemek gerekirse, Türkiye'nin geri kalmışlık tarihi bir teknoloji ülkesi olmasıyla sona erecek. Başka son perde yok!
Ekonomide Ğkendi iyiliğimiz için- IMF reçetesine uyup, kemerleri sıkıyoruz, dünya bize puan verdikçe ekonomi güven tazeliyor. Öte yandan Avrupa'ya uyum yasaları var. Kopenhag kriterleri günlük lisana girdi.
Ve teknolojide şimdi momentumu ıskalarsak, bundan 10 yıl sonra başımıza bir de "Teknoloji Cotarelli"si çıkacak...
Diyecek ki "Ah 10 yıl evvel şunları yapmış olsaydınız!..."
Buna gerek kalmasın!
Teknoloji sermayesini ülkeye çekmek gerektiğini...
Yüksek teknolojinin üzerinde gideceği bilgi otoyollarına Türkiye'yi bağlamayı istemeyen var mı?
Yok!
Kabinedeki hemen hemen bütün bakanlarla görüştüm...
Bu konuların önemini biliyorlar.
Üniversiteler işin farkında...
Bütün büyük şirketler internet işinin içinde...
Yan yana gelip bir gün harcasalar ve belki de beş maddelik bir kanun çıksa (tercihan Anayasa Mahkemesi'ne takılmayacak) tarihimizi değiştirecek bir açılımı başlatmış olacağız.
Bill Gates anlatıyor...
Meksika Devlet Başkanı yakında ABD'ye gidiyor, birçok şirketin başkanıyla görüşüp onları teknoloji yatırımına davet edecek.
Meksika Başkanı gidecek, Tayland Başkanı gelecek. Adamlar uyanmış!
Kimi vergi kolaylığı sağlıyor, kimi başka teşvik veriyor.
***
Düşünmek lazım, biz hangi kolaylıkları sağlayabiliriz?
Bir kimi böyle bir "road show"a ("görücüye çıkmak" diye düşünebilirsiniz) yol alabiliriz?
Olimpiyatlar konusunda ne güzel yaptık bunu...
Bir olimpiyat kanunumuz var, kapı gibi, sırf o yüzden İstanbul'un adını bir türlü listeden çıkartamıyorlar, arkasında devlet güvencesi var.
O kanun model oldu, biz yazdık. Olimpiyatları başkası yapıyor ama örnek kanun bizimki!
İstersek, önemini anlarsak ve gerekli enerji bir araya gelirse yapıyoruz!
***
Gündem yüklü, Türkiye'de dert çok, vakit az...
Ama hiçbir bu treni kaçırmamıza bahane olamaz!
Özel sektör, devlet, işadamları, üniversiteler kısa ve özlü bir teknoloji altyapısı yatırım planını çerçevesi çizecekler, dünyaya davet mektubu çıkartacağız.
Kafaya taksak bir haftada yaparız... Biz Türk gibi başlayalım yeter, gerisi gelecek zaten!
***
"Dünya üzerinde coğrafi konum avantajı" desen var...
"Pazar avantajı" desen var:
"Teknolojiye yatkın insan potansiyeli" desen var...
"İşin önemini kavrayan bir lider kadro" desen...
Vallahi o da var!
Peki neden olmuyor?
Cevabı veren, çözüme giden kapıyı aralayacak!
