kapat

10.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Kıro!

Ruhu torpil. iltimas. Arka çıkma. Adam kayırma: bizdendir, hemşerimdir, akrabamdır, partilidir. Gözet beni, tutayım seni.

Benim adamımı işe al...

Oyumu sana vereyim...

Benim adamımı kayır...

Kusurunu örteyim...

Gör beni göreyim seni...

Kolla kaynanamı...

Devlet parasıyla fonlayalım bankanı...

Milenyum çağında: Ruhların kırolaşması...

Politikada herşey, "gör beni göreyim seni kırolaşmasından" doğmaya, serpilmeye, mevki, makam, maaş sahibi olmaya devam ediyor. Böyle politikacı, önder, başkan, bakan, milletvekili, belediye başkanı mı olur Allah aşkına!

Bütün dünya verimlilik konuşuyor...

İyi işe iyi adam...Yaratıcı adam...

İyi eğitimli adam... Vizyonu olan adam..

Değişimi yakalayan adam...

Yüksek iş ahlaklı adam... Lise bitirmiş olanı artık lağım temizleyicisi bile yapmıyorlar. Üniversite bitirmek yetmiyor. Master yapmak, en az üç dili konuşmak gerekiyor. Biz ise torpil, adam kayırma, iltimas, arka çıkma, memleketçilik, küçük grup dayanışması konuşuyoruz. Özel sektörün en önde gelenlerinden Rahmi Koç, "asgari ücretle çalışacak doğru dürüst adam bulamıyoruz" diye dövünüyor, devlet asgari ücretin altında bir aylık gelirle memur almak için sınav açtığında 1 milyon kişi başvuruyor.

Sistemi kırolaştırdılar.

Halk da yarı yarıya kıro oldu...

Kırolar, birbirini ağırlar oldu.

Türkiye aşar bu kıroluğu...

Fakat ayağımıza yapışıyorlar..

Başımıza ip geçiriyorlar...

İpi de götürüp kıroluğa düğümlüyorlar.

Başı kıroluğa düğümlenmiş toplum...

Zavallı toplum!

***

İşte son örnek:

Vakti geldi. Meclis Başkanı yeniden seçiliyor.

Şimdiki Meclis Başkanı'mız Yıldırım Akbulut, kendisine oy versinler diye muhalafet partili milletvekilerinin hemşehrileri, akrabaları, yandaşlarından 125 kişiyi daha Meclis'e işe almış.

Ankara'daki gazeteciler....

125 torpilli diye yazdılar.

Yıldırım Akbulut, dün açıklama yaptı; "125 kişi değil, 68 kişi...Ben Meclis Başkanı görevine geldiğim zaman TBMM'nin toplam personel sayısı 4 bin 517 kişiydi. 2 yıllık başkanlık sürem içinde personel sayısı 4 bin 585 kişiye çıktı. Benim dönemimde sayı 68 kişi artmış" dedi...

Meclis Başkanı'nı dinle! Otur ağla!

Başkanımız aklı sıra toplumu uyutacak. Bilgi kirlenmesi yaratıp, gerçeği gizleyecek. Gerçek şu: Bu Meclis'de yapılan işleri, en fazla 1000 personel, en yüksek kalite ile kotarabilir. Nitekim Yıldırım Akbulut'un kendi partisinden, 30 yıldır hemen her dönem milletvekili seçilmiş Kamran İnan, "1980 öncesinde hem Büyük Millet Meclisi'nin ve hem de Senato'nun (sonradan kaldırıldı) bütün işleri 650 personelle yapılabiliyordu" diyerek aslında Meclis'in 4 bin fazla kişiyle doldurulduğu gerçeğini dile getiriyordu.

***

4 bin tane fazla torpilli...

Biliyorsunuz. Ama yine hatırlatayım.

Meclis'te torpille, kartla, kayırmayla iş bulanlar, diğer devlet memurlarına göre yüzde 40 fazla maaş alıyorlar. Yani Meclis'teki bir komiser bizim Levent Karakolu komiserinden yüzde 40 daha fazla maaş alıyor, Meclis'teki bir hanım sekretere, bizim Beşiktaş Nüfus Müdürlüğü'ndeki bir memur hanımdan yüzde 40 fazla aylık veriliyor.

Meclis değil, saltanat çiftliği...

Sultanlık devrinde miyiz?

Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut, hem de yüzde 40 fazla maaş almakta olan 4 bin fazlalığı temizleyip, personel sayısını 4 bin kişi azaltacağına 68 kişi daha artırmış...

Bununla övünüyor...

42 Avrupa ülkesinde milletvekili başına en yüksek personel çalıştıran Meclis, bizim parlamentomuz. Milletvekili başına 10 personel düşüyor.

Fransa, İngiltere, Almanya...

İsveç, Norveç, Hollanda...

Türkiye'den 20 kat zenginler...

Onların parlamentoları milletvekili başına 2-3 personelle yetiniyorlar. Bizimki 10 kişi...

***

Saraylar da Meclis'e bağlı biliyorsunuz.

Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut, göreve geldiği zaman Dolmabahçe Sarayı'da daire başkanlığına amcasının oğlu Polat Akbulut'u getirdi.

Bunu da biliyor musunuz?

Adamımı işe al... Oyumu sana vereyim...

Benim adamımı kayır...

Kusurunu, özürünü, ahlaksızlığını örteyim.

Kolla kaynanamı!

Fonlayalım bankanı!

Kıroluk bu...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır