kapat

10.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Zavallı barış..

Orta Doğu'da barışın umudu bile binbir denge üstünde yükseliyor. Ama savaş, önemli bir sebep istemiyor.

Tarih kendini tekrar mı edecek?

1973 savaşı arifesini hatırlatan tırmanışlar, Arap-İsrail barışına giden yolu sürekli sabote ediyor. Akıl, çılgınlığı kontrol edemiyor.

Geçen yaz Camp David'de yaşanan başarısızlıktan sorumlu tutulan Arafat'a İsrail ana muhalefet partisi Likud lideri Ariel Şaron'un Haremü'ş-Şerif'e girmesi, uluslararası zeminde kullanacağı bir koz verdi.

İsrail Başbakanı Barak, barış vaadi ile seçimi kazanmıştı. Clinton barış için, yakında kaybedilecek bir fırsattı. İsrail'de muhalefetin güçlenmesine rağmen hamlelerini sürdürdü

Barışın düğümü kutsal kentin, Kudüs ve Yeruşalayim adlarıyla Filistin ve İsrail devletlerinin başkenti olabileceğini söylemesi, heyecan verici bir adım oldu.

Ama Likud lideri Şaron, bu açıklamanın ardından Haremü'ş-Şerif'e yaptığı kışkırtıcı ziyaretle umutları bombaladı ve barış köprüsünü havaya uçurdu.

İsrail hükümeti bu tahriki önlemeliydi.

Filistin halkında yılların biriktirdiği hayal kırıklığı, öfke ve kin selini tutan barajı, böyle bir meydan okumanın yıkacağını İsrail'in tahmin etmemesi mümkün değildi.

Yazık ki Filistin tarafı, İsrail'den gelen bu kötü niyetli saldırının uluslararası alanda sağladığı mağduriyet avantajını, Filistinli göstericilerin Hz. Yusuf'un mezarını tahrip etmesiyle kaybetti.

Barışa giden yolun güvenliğini sağlayacak kontrolü iki taraf da ellerinde tutamıyor.

Şaron kışkırtmasından bu yana geçen on günde kurbanların bilançosu 100'e dayandı.

Tarih, kutsal sembollerin paylaşılmasının zor olduğunu ama savaşın da çözüm olmadığını öğreten derslerle dolu.

Savaş tehlikesi, uzlaşma mecburiyetlerini de arttırır. Yeter ki akıl iflâs etmesin.

Türkiye, savaşan taraflar dışında savaştan en çok zarar görecek ülkedir. Ekonomik faturalar hep bize çıkıyor.

Yazık ki savaşı önlemek için dua etmekten başka yapabileceğimiz pek az şey var.

Hoca hep aynı..
Erbakan'ın Fazilet Partisi içindeki güvenilir adamı Asiltürk geçen gün "FP kapatılırsa yeni parti hazır" demişti.

Oğuzhan Asiltürk gibi tecrübeli bir siyasetçi Anayasa Mahkemesi kararını vermek üzereyken böyle bir yanlış yapmaz.

Çünkü bu söz "Fazilet, Refah Partisi'nin devamıdır. Fazilet'i kuran irade, o kapatılırsa yenisini de kurar" anlamına gelir.

Nitekim herkesin farkına vardığı bu komployu Abdullah Gül açığa vurdu.

Gül, Asiltürk'ü "FP'yi kapattırma ve bölme çabası içinde" olmakla suçladı.

Biz, "Yenilikçiler" yüzünden kontrolu kaybeden Erbakan'ın Fazilet'i kapattırmak için tahriklere girişeceğini aylar önce haber vermiştik. Hesabı, yeni partiye istediklerini almak, istemediklerini kapıya koymaktır..

Son tartışma şimdi, Anayasa Mahkemesi üstünde de baskı yaratacaktır. Kapatma çıkarsa, bunun Erbakan'ı destekleyen bir karar olduğu yolunda şüpheler uyanacaktır.

Yasaklı olması, Erbakan'ın kötülük üretmesini önleyemiyor!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır