BİR süre önce "bütün minibüsçülere kravat taktıracağını" iddia eden ve bu iddiası doğal olarak fos çıkan "Oda Başkanı" Ali Kemal Aktürk, İstanbullular'la "kafa bulmaya" devam ediyor. Şimdi de diyor ki Aktürk:
"ON yıla kalmaz, minibüs şoförlerinin yüzde 70'i üniversite mezunu olacak."
BÖYLE bir şeyin olacağı yok; ama olduğunu farzedelim. Olacak da ne olacak? Üniversite mezunu olmak, insanı kabalıktan, hamhalatlıktan kurtarmıyor. Eğer hamurunda var ise, üç üniversite bitirip iki yüksek lisans yapmış bir adam da magandalıktan, zontalıktan kurtulamıyor.
KALDI ki, minibüsçüler için durum iyice "özel." Çünkü maçoluk, haşinlik, yolcuya kaba davranmak, yakayı bağrı açıp göğüs kıllarını dışarı fışkırtmak, suratta bir karış sakal muhafaza etmek, araç içerisinde avaz avaz arabesk bağırttırmak, trafik kurallarını hiçe saymak bizim İstanbul minibüsçülerinin temel ve ortak raconu. Zaten bu racona ayak uydurmayanları, boyun eğmeyenleri aralarında da barındırmazlar. Bir minibüs şoförü ki yukarıda saydıklarımızın tam tersini yapar, enterne edilmekten ve hatta dayak yemekten paçasını kurtaramaz. Minibüsçülerin o saçma sapan ve haksız "sözde direniş"leri sırasında bu gerçeği gözlerimizle gördük. Direnişe katılmak istemeyen meslektaşlarını dövüp, araçlarını tahrip ettiler.
AKTÜRK, "bütün minibüsçülerin üniversite mezunu olması" için "10 yıl süre" veriyor. Minibüsler 10 yıl daha İstanbul'da hüküm yürütürse, bu kent toplu taşımacılıkta "ortaçağ ilkelliği"ni aşamaz.