kapat

03.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Türkiye iç kavgasını nasıl bitirecek?

Geçen hafta basın, CHP'nin kendi içinde kavga ettiğini, iç barışın kurulamadığını anlatan yüzlerce yazıyla doluydu.

Yazarlar haklı olarak bu partinin bitmek tükenmek bilmeyen iç kavgalarının halkı bıktırdığını belirtiyorlardı.

Haklıydılar ama ne yazık ki bu durum sadece CHP'ye özgü değil.

Türkiye'nin her kesimi kendi içinde kavga ediyor.

İsterseniz son haftaların birkaç gelişmesini şöyle alt alta sıralayım:

***

İtalya'da bir maç yapılıyor. Sahada iki Türk var: Biri hakem, öteki antrenör.

Bu iki Türk birbirine giriyor ve en ağır sövgülerle saldırıyorlar.

Aynı ülkenin yurttaşları olarak dayanışma içine gireceklerine birbirlerini yiyorlar.

***

Sydney olimpiyat kafilesinde kavga gürültü bitmiyor. Sanki oraya, diğer ülkelerin sporcularıyla yarışmaya değil, birbirlerini baltalamaya gönderilmişler.

Minderde güreşen sporcuya arkadaşı "Sen güreşten ne anlarsın!" diye bağırıyor. Olimpiyat kafilesinde en çok duyulan şey küfür.

***

Meclis açılışı yapılıyor. Siyasi partiler arasındaki gerginliği bir kenara bırakın: Cumhurbaşkanı'yla Hükümet üyeleri birbirlerini selamlamıyor bile.

Köşkle Hükümet arasında ipler geriliyor, her gün yeni bir kriz doğması kaygısı yaşanıyor.

***

Maçlardan sonra taraftarlar, döner bıçaklarıyla kozlarını paylaşmakta.

Bu ülkenin ayrı ayrı futbol takımlarını destekleyen insanlar neredeyse birbirlerinin kanına ekmek doğrayacaklar.

***

Bu örnekleri istediğiniz kadar arttırabiliriz ama isterseniz genel bir bakış açısı oluşturalım:

Türkiye kendi içinde kavga ediyor.

Etnik, dini ve milliyetçi kutuplaşmanın zaten üçe ayırdığı ülke, kendi içinde her birimde, her ölçekte kavga ediyor ve ne yazık ki bir süre sonra bu ortam olağanlaşıyor. Sanki dünya, böyle bir kavga ortamıdır sanılıyor.

İşyerinde kavga, evde kavga, kadın erkek arasında kavga, gençlerle aileleri arasında kavga, basında kavga, bankalar arasında kavga, sporda kavga, spor yazarları arasında kavga...

Uzatın uzatabildiğiniz kadar.

***

Çünkü biz rekabetle kavgayı birbirinden ayıramıyoruz.

Bilinçaltımızda Ortadoğu aşiret güvensizliğinin tortuları var: Rakibi yok etmek güdüsü her davranışımıza siniyor.

Ne yazık ki toplumdaki çarkların dönüşünü kolaylaştıran ve adına "hümanizm" denilen yumuşatıcı, rahatlatıcı maddeyi keşfedemedik.

Her şey çok sert yapılıyor bu topraklarda: Siyaset de, ticaret de, sanat da!

***

Bu yüzden, CHP'deki kavgalardan yakınan arkadaşlarıma hak vermekle birlikte diyorum ki: Belki CHP çaba göstererek bu sorunlarını aşabilir ama Türkiye iç kavgasını nasıl bitirecek?

Esas sorun bu!

Özür: Pazar yazısında 21. yüzyıl ile 2000 yılı dalgınlıkla karıştırılıp, 2001 olarak yazılmış. Düzeltir, özür dilerim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır