kapat

02.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )


Olumlu çeşitlemeler

Ünlü fizik bilgiyi Stephen Hawking, "1000 yıl sonra dünyanın yok olacağını" söylemiş... Dalıp gittim.

Dünyanın sahiden 1000 yıl ömrü kalmışsa, neler yapabilir, neler söyleyebiliriz?

Dünya ömrünün 1000 yılla sınırlı olmasından, "olumsuz" duygu ve düşünceler de üretilebilir, "olumlu" duygu ve düşünceler de üretilebilir.

Haydi birkaç "olumlu" çeşitleme yapalım:

1000 yıl daha varsa eğer:

Türkiye'nin sorunları kesin çözülecek demektir.

Evlenmemiş kızların daha vakti var demektir.

Sevdiklerimize sevgimizi göstermeye vaktimiz var demektir.

CHP'nin iktidar olmaya zamanı var demektir.

AB tarafından kabul edilme ihtimalimiz var demektir.

Küreselleşme karşıtlarının kazanma ihtimali var demektir.

Ertuğrul Özkök'ün daha birçok kez Katmandu'ya gitme fırsatı var demektir.

Merkez Sağ'ın "demokratikleşme" fırsatı var demektir.

Çiller ile Yılmaz'ın barışma olasılığı var demektir.

Erbakan'ın hapis yatsa bile yeniden siyasete dönme zamanı var demektir.

FP kapanırsa, bir başka parti kurmaya zaman var demektir.

Sosyalizm yolunda bir deneme daha yapmaya olanak var demektir.

Borç içinde yüzenlerin, taksitlerini bitirmeye zamanı var demektir.

İşsiz üniversite mezunlarının daha iş arama zamanı var demektir.

Erdal Acar'ın askere gitmek için daha çok zamanı var demektir.

Banu Alkan'ın "site kurmaya" fırsatı var demektir.

Türkiye'nin "demokrasiyi" tartışmaya zamanı var demektir.

Yalnız!..

Ecevit'in Çankaya'ya o kadar dayanıp dayanamayacağına..

Engin Ardıç'ın, taktığı aptallıklar yüzünden asabiyelik olup olmayacağına..

Kadir İnanır ile Çelik arasındaki husumetin bitip bitmeyeceğine..

Demirel "soyadının" gündemden düşüp düşmeyeceğine..

Kestaneci ile kokoreççiden herhangi birinin bu gidişle başımıza "cumhurbaşkanı" olup olamayacağına..

"Cumhuriyet"çilerin "satılmış medya"nın mahvını görüp göremeyeceğine..

Faruk Süren'in Galatarasay'ı batırıp batırmayacağına..

Sürünen öğretmenlerin, insanca bir hayata kavuşup kavuşamayacağına..

Banka kapılarındaki emekli kuyruklarının bitip bitmeyeceğine..

Enerjimiz olup olmayacağına garanti veremem..

Hayata gerçi "olumlu" bakıyorum ama yine de garanti veremem..

Keşke garanti verebilseydim.

"Hasta" bir sporcu!

Milli Güreşçi Harun Doğan, olimpiyat oyunlarında büyük skandal yarattı.

Mindere çıkmadı, formasındaki ay yıldızı reddetti.

Kızmadım, içerlemedim, öfkelenmedim.

Bu delikanlıya sadece acıdım.

Hem de çok acıdım.

Vatanının ve milletinin bayrağını reddeden bir insana acımayıp da ne yapacağım?

Demek ki kendisini vatansız ve milletsiz hissediyor.

Demek o Türkiye'ye ait değil!

Kendisini kimbilir kime ve nereye ait hissediyor?

Düşünemiyor ki, dünyanın en perişan duygusu, "vatansızlık" duygusudur.

Bilmiyor ki, normal bir insan için en acıklı sonuç:

Tecrit olmaktır!..

Belli ki bu delikanlı "hasta!"

Ankara'daki yetkililere bir tavsiyem var.

Ona ceza falan vermesinler.

Zorla güzellik olmaz çünkü..

Bu genci, derhal bir doktora göstersinler, müşahade altına alınmasına sağlasınlar..

Belki bunun bir yararı olur.

Ajda
Ajda Pekkan, imam nikahı için, "aşkım için gerekirse hapis yatarım" demiş¥ Sahi, bir tek o sorunumuz kalmıştı, atalım Ajda'yı da

içeri, bitsin bu ızdırap!

Yeğen
Yahya Demirel'den yıllar sonra bu kez Murat Demirel bombası patladı. Duamızı değiştirelim: Allah insana, hayırlı evlat vermiyorsa eğer hayırlı yeğen versin!

Alkış
CHP kurultayında, en büyük alkışı onursal başkan Erdal İnönü

almış. CHP delegesinin "başarısızlığa" gösterdiği bu yüksek ilgi ve sempatiyi çözemedim.

İkinci Bahar'ın sırrı
atv'de yayınlanan İkinci Bahar'ı sade ben değil, bütün ailem, çevrem ve milyonlarca seyirci nefessiz izliyor. Bu yüzden atv perşembe günkü bölümü yeniden yayınladı.

Özel televizyonlardaki yayınlardan sıkça yakınanlara minik bir duygumu aktarmak istiyorum.

İstenirse yapılıyor. Hem de böyle mükemmeli bile..

Özlediğimiz, yaşadığımız, istediğimiz duyguları dokuyan, benliğimizi kavrayan, insanımızın içinde yaşatmaya devam ettiği değerleri yansıtan eserlere bir örnektir İkinci Bahar!..

Başka senaristler ve yapımcılar da böyle eserler versin, verebilsin diye yazıyorum.

İzleyici, iyi eserlerin hakkını veriyor, diye yazıyorum.

Yeter ki biz iyi eserler verebilelim.

İkinci Bahar'ı seyrederken, "İşte Türkiye hala bu" diyorum. "İnsanımız, ilişkilerimiz, değerlerimiz bitmedi, bitmesi de mümkün değil" diyorum.

Gururlanıyor, umutlanıyorum.

Binbir çileye rağmen, hayat sahnesindeki hokkabazlıklara rağmen..

İkinci Bahar, sesleri solukları çıkmayan milyonların küçük ve tertemiz yaşamlarını bize aktarıyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır