kapat

02.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )


Lalumiere ışığının gösterdikleri...

***

Biz hep aramızda Avrupa konuştuk, bakanlarla konuşuldu, uzmanlarla konuşuldu... Bir kere de Avrupa adına konuşma ehliyet ve yetkisi olan birine, "Oradan bakınca Türkiye nasıl görünüyor" sorusunu sorup cevap almak, işe çok farklı boyutlar katıyor.

Programda anlattıklarını şu aşamada burada yazmak yersiz olur ama orada tam açamadığı, bizim aramızda uzunca görüştüğümüz, önemli bir temayı vurgulayayım...

Avrupalı Türkiye'yi tanımıyor!

Buna verilebilecek bir Türk cevabı, "Kardeşim biz sizin cahilliğinizin kurbanı olmaktan bıktık, biz uzakta değiliz tanıyıverin artık!"

Bana kalacak olsa, bu cevap yetmiyor...

Lalumiere, kendinden örnek verdi, 10 yıl önceki Lalumiere'in Türkiye'yi algılamasıyla bugünkü Lalumiere'in Türkiye'yi algılaması arasında dağlar kadar fark var. Neden? Dersine çalışmış Ğbu arada Hikmet Çetin de ona dersini çalışmada yardımcı olmuş- öğrenmiş.

Catherine Hanım ultra modern bir televizyon istasyonu konforunu yaşadı, Maslak'ta ufka damgasını vuran dev gökdelenleri göstererek "Ne zaman yapıldı bunlar, ne kadar hızlı ilerliyorsunuz, bu şehrin başdöndürücü gelişmesi beni her seferinde hayretler içinde bırakıyor" dedi.

Bir ara Avrupalılar'ın mavi gözlü insanların Türk olabileceklerine inanmadıklarını söyledim, katıldı, sonra stüdyoda ne çok mavi gözlü insan olduğuna dikkat çekti, kendi gözleri de mavi "Eh seyirciye yabancı gelmeyeceğim" diye espriler yapıldı.

Şaka gibi geliyor ama işin gerçeği bu...

Avrupa, insanı Türk deyince, elinde kılıç Allah Allah sesleriyle üzerine gelen kırmızı şalvarlı, uçak yerine uçan halı kullanan hem egzotik hem korkulan bir millet düşünüyor!

"Yok artık deve" demeyin, yollarda deve görmeyi bekliyorlar!

İnanması bizim için imkansız ama bu imaj kafalarda öyle bir çakılı ki, bizim "Yok artık" dememiz yokolması için yetmiyor.

Çare?

"Kendinizi tanıtın, çünkü tanıttıkça imaj pozitifleşiyor" diyorlar.

Kendimizi tanıttıkça kaybedecek birşeyimiz yok, kazanacaklarımız var!

Bizim Avrupa'ya entellektüel bir açılım yapmamız gerek.

Avrupa Şampiyonu bir Galatasaray imajının modern Türkiye'nin tanıtımına katkısını parayla ifade etmeye imkan yok!

"Biz oraya gidelim de, şu vize meselesi" denilince, bunun çağdışı bir Avrupa ilkelliği olduğunu kabul ediyorlar ve o işte değişiklikler olacak galiba. Belki biz de neler yapabileceklerine dair yol gösterebiliriz, ortam müsait.

Ama bizim bir gayret içine girmemiz lazım, bu adamların Türk cehaletinin sona ermesi gerek...

Türk entellektüelleri küçük görmesin, nasıl Tarkan "Ben dünyaya açılacağım" dedi ve Avrupa'nın bütün gece kulüplerinde "Şıkıdım" çaldı...

Nasıl Nil üzerinde turist katlimından sonra Mısır Ğkesenin ağzını açıp- bütün dünyada bir piramitler, firavunlar fırtınası estirdi...

Planlayıp, programlayıp böyle bir çıkışı tam da şu sırada yapmamız lazım.

Ve de aslında mehteri Ğbiz ne kadar sevsek de- Avrupa'da sokak sokak gezdirmeden yapmak lazım, adamlar sahici zannediyor.

Yoksa daha beş nesil aynı sorular...

- Sizde hükümet eleştirilebilir mi?

- Sarı saçlı mavi gözlüler Türk mü?

- Siz Ermenileri ve başka kimleri kestiniz?

- Sizde insan hakları var mı?

- Bütün televizyonları devlet mi kontrol eder?

- Bir Türk erkeğinin dört karısı oluyor mu?

- Nasıl hem Müslüman oluyorsunuz hem de demokrasi oluyor?

- Develer nerede?

Şimdi bizde, sokaktaki Avrupalı'nın onların seviyesine gelene kadar fırın fırın ekmek yemesi gereken gerçek büyük entellektüeller var... O entellektüel seviye "pürist", 25 metrelik bembeyaz tabloda üç milim siyah leke gördüğünde buna "Beyaz" denemez der. Bir anlamda doğrudur!

Onlar, "Yazı yazıp hapis yatan var" der, "RTÜK varsa özgür TV yok" der, "Gerçek Müslüman demokrat olamaz der", "Develer Manisa'da" der. Bunların dile gelmesi zaten doğru yol tutulduğunun ifadesi, büyük resimdeki pürüzlerin dile gelmesi Ğanlayana- ne olduğumuzu anlatıyor. Ama sokaktaki Avrupalılar arasında büyük resmi gören yok ki...

Önce otoyollarda deve değil otomobil gittiğini bir anlatalım da, ondan sonra "Manisa'da halen deve güreşleri yapılmaktadır" diyelim!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır