Dünkü Meclis

Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında, öyle cümleler oldu ki, bir kısım milletvekilleri alkışladı, ama bir kısım milletvekilleri önüne baktı.

Kimin işine nasıl gelirse diye bir Demokrasi olamaz... Hukuk'un üstünlüğünde beğendim/beğenmedim diye bir kişisel tercih de olamaz... Hele Cumhuriyetin temel ilkeleri, kimsenin keyfine bırakılamaz.

Zaten bir Cumhurbaşkanı, partilerin nabzına göre şerbet verir mi? Mavi boncuk dağıtır mı?

*

Kararnameler konusunda Sayın Sezer'in ne dediği gayet açık.

Bunu bir âdet haline getirmeyin diyor.

Sonra da elbet "Özel durumları" belirtip "ivedilik halleri"ni istisna tutuyor.

Ama Anayasayı boşverin diyor mu?

Kimse alınganlık göstermesin.

Karşı tez varsa onu söylesin.

*

Kimse Meclisin üstünde değildir.

Bunda mutabık mıyız?

Evet.

Kenan Evren konuşma yapmak üzere, -hani bir gün Meclis'e geldiğinde- ayağa kalkmayacak kadar Meclis'i en yüce merci sayanlar, şimdi kararnameler konusunda da aynı hassasiyeti gösterip, meclisin safdışı bırakılmasına niçin göz yumsun?

*

Ne var ki, Fazilet, teknik bir hata yapıyor.

Her konuda sürekli Sezerci gözüküyor. Göğsünü o'na siper ediyor. Olur olmaz her yerde o'nu alkışlıyor. Her ihtilâfta önce o öne fırlayıp Sezer'in yanında yer alıyor.

Zaten Sezer'in Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine en çok Fazilet memnun olmuştu. Memnuniyetini fazla da belli etmişti. Hatta abartmıştı.

Fazilet bunu Hukuk adına yapsa bile, bunu demokrasi anlayışı adına yapsa bile, böyle bir görüntü, giderek, Çankaya'nın Fazilet'e yakınlığı gibi bir izlenim doğurur diye endişe ederim.

Cumhurbaşkanına hayrı olmayacağı gibi Fazilet'e de hayrı yok bunun.

Sezer'in iradesi dışında cereyan eden bu Sezercilik'ten, Fazilet uzak kalmalı.

Yani, Fazilet, Sezer'in partilere eşit mesafede duruşunu, ihlâl etmemeli. Fotoğrafı bozmamalı.

Sezer'e ve çevresine CHP'lidir denmesi ne kadar sakıncalıysa, bu dediğim nokta da o kadar sakıncalı.

Fazilet bunu farkında olmayarak yapıyorsa, kendini kontrol etmeli. Ama bilerek yapıyorsa, bence yanlış bir strateji.

*

Hassasiyetimiz, Sezer'in şahsı değil, Çankaya içindir.

Bir taraf o'nu Ğmesnetsiz bir biçimde- Fethullahçı olarak göstermeye çalışırken, bir taraf Fazilet'e yakınlığını vurgulamak isterse, eh birileri de çıkıp CHP'lidir der...

Bunları yapmayalım.

Sezer'i Ecevit getirdi diye, o'na DSP'li diyemiyoruz. Yılmaz önerdi diye o'na ANAP'lı da diyemiyoruz.

Öbürleri nereden çıkıyor?

İşte, dünkü Meclis'in bende bıraktığı çağrışımlar.