kapat

02.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Bu deveyi gütmek de zor..

CHP'nin hallerini anlatmak için uzun lafa gerek yok.. Aşık Seyrani'nin yazdığı dörtlüklerden biri yeter de artar bile.. "Bir deveci güder deve, yularından seve seve.. Birbirinden göre göre.. Deveci ağlar, deve ağlar.."

Bakmayın siz medyanın CHP üzerine yazıp çizdiklerine.. CHP ne zaman Kurultay yapsa, bizim medyanın eşrafı bocalar.. Kıyıda köşede kalmış bir kasaba partilisinin verdiği tepkiyi verip;

- "Ne gerek var bu kadar kurultaya.." diye sızlanır..

Bu aynı zamanda ev işinden bunalmış kendi halindeki kadınların olaylara verdiği tepkinin benzeridir.. Sanki CHP kurultay yaptığında patırtı çıkacak da evde uyuyan çocuk uyanacak..

Oysa "kurultay" dediğin köşe yazarlarının ekmek kapısı.. Kızışmış bir CHP Kurultay'ından nereden baksanız bir aylık ekmek çıkar..

***

CHP'liler bu kurultay işine keyiflerinden sarılmıyorlar.. Onlar da kendi açılarından haklı.. Eğer üç dört ayda bir kurultay yapmazlarsa seçim zaferi yaşayamazlar..

Bakın siyasi tarihimize.. Genel seçimlerde yoklar, mahalli seçimlerde yoklar.. Eee! Bunlar ne zaman "sandıktan çıktık" diye sevinecek..

Mecburen kurultay yapıp birbirlerinin bileğini bükecekler ki kazanma zevkini yaşayabilsinler..

Eskiden beri aynı..

Tek parti zamanında da halleri böyleydi.. Okuduklarımızdan biliyoruz.. Atatürkümüz Çankaya'da bir başına düşünmekten sıkıldığı için Serbest Fırka diye bir danışıklı parti icat etti..

Yakın arkadaşı Fethi Bey'i başına dikti.. Hatta kızkardeşi Makbule Hanım'ı bile partiye kendi eliyle kaydettirdi.. Tavla arkadaşı Nuri Conke'i dahi talimatla muhalefet yaptı..

CHP yine sandıkta zorlandı..

Serbest Fırka'nın katıldığı ilk 1930 yılının Ekim ayında yapıldı.. O zamanlar gidip oyunu atıyorsun, akşam olduğunda sandıklar açılıp içine bakılmıyor..

Oy verme süresi memleketin ulaşım şartları ve vatandaşın öğrenme kabiliyeti dikkate alınarak 15 gün yapılmış.. Bugün işin varsa yarın gelir atarsın oyunu.. Öyle bir düzen..

Tabii rivayetin bini bin para.. Mesela "İnönümüz'ün partisi CHP'ye oy vermeyeceklerden 25 lira ceza alınacağı.." lafları bile var.. Lakin bakıyorlar ki bir hafta geçmiş, koca İstanbul'da topu topu sekiz bin kişi oy kullanmış..

Allahtan o vaktin büyükleri akıl edip sokaklara davullu tellal saldılar da oy verenler biraz gayrete geldi..

İşte böyle bir seçimde dahi CHP zorlandı.. Ben o dönemi yaşayıp da anlatanların yalancısıyım..

Normal demokrasilerde "Gizli oy, açık tasnif" kuralı vardır.. Bizim demokrasi kendi icadımız ve el yapımı olduğundan "Açık oy, gizli tasnif yapıldı, İsmet Paşamız o sayede seçim kazandı.." derler..

***

Memleketin ileri gelen sosyologları, bilim adamları bu CHP'nin niye seçim kazanamadığına çok kafa yormuştur.. Okumadıkları kitap, karıştırmadıkları belge kalmamıştır..

Temsil Profesör Dr. Emre Kongar hocamızın okumaktan gözleri bozulduğu için gözlüğüne büyüteç camı takılmıştır.. Yine de onca araştırmacı, bilim adamı işin içinden çıkamamıştır..

Biz de kendi çapımızda araştırmacı gazeteci sayılırız.. Hatta uyandığımızda dahi "çakmağı nereyi koyduk, sigarayı nerede bıraktık.." şeklinde küçük bir araştırmayla güne başlarız..

Bana göre CHP'nin üzerinde "pijama laneti" var.. Bu lanet kalkmadıkça da bu partinin iki yakası bir araya gelmeyecek, seçim başarısı yüzü görmeyecektir..

Yeni genel başkanın ilk işi bu laneti kaldırmak için çalışmak olmalıdır..

Ne pijamaymış ama..

Kırşehir'in muhterem simalarından, büyüğümüz Hayri Çupuroğlu işin aslını "Hatıralarım" başlığı altında toplayıp bastırdığı kitabında satır satır anlatmış..

Kitabı lütfedip bana gönderdiği için ben de işin doğrusunu öğrenebildim.. Olay şu:

Tek parti devri.. Başımızda Atatürk'ten emanet İsmet Paşamız var ki 1942 yılında bir yurt gezisine çıkmış.. Yolu da Kırşehir'e düşmüş..

Kırşehir dediğin o vakitler el kadar yer.. Milli Şef'i ağırlayacaklar.. Eşrafı, bürokrati bir telaşlarda ki sormayın.. Her türlü ayrıntı düşünülmüş, Paşa'nın yiyeceği diyabetik yemekten yatacağı yatağa kadar..

Geriye bir tek şey kalmış.. Uyurken giymesi için bırakacakları pijama..

Devir yokluk devri.. Şimdiki karikatüristlere alay konusu olan Sümerbank"ın çizgili pijaması bile ortalarda yok..

Birtek Kırşehirli İbrahim Aypaydın'ın ipek geceliği var ki Milli Şef'in narin bedenine layık..

Almışlar emaneten geceliği.. Koymuşlar İsmet Paşamız'ın gecelediği İmaret mahallesindeki Cafer Efendi Konağı'nın yatak odasına.. Şehrin itibarını kurtarmışlar..

***

Paşa ertesi gün Kırşehir'den ayrılmış.. Herkes Vilayet Konağı olarak kullanılan binadaki emanetini almış.. Bir tek İbrahim Bey'in ipek gecelik entarisi yok..

İbrahim Apaydın koca İsmet Paşa'dan huylanacak değil ya! Bu mereti biri almıştır, diye düşünmüş.. Ne var ki kime sorduysa "Görmedik.." cevabını almış..

Geriye sormadığı bir tek İsmet Paşa kalmış..

İbrahim Bey de oturup Paşa hazretlerine bir mektup yazmış.. "Aklınıza bir şey gelmesin ama benim gecelik pijama sizin zembillerden birine konmuş olabilir mi?" diye..

İsmet Paşa bu.. Tenezzül edip cevap vermez ama kafasına kaydetti mi de asla unutmaz.. Dağın başında bir tosbağa tavşanın hakkını yese kafasında kayıtlıdır..

İlk genel seçimde görmüş kafasına yazdığı hesabı.. 1943'de yapılan seçimlerde Kırşehir'den kimseyi aday göstermemiş.. Dört mebus seçtirecek ya! Üçü dışardan, biri de Hacıbektaş'tan..

Hayri Çupuroğlu böyle anlatıyor.. "Pijama yüzünden Kırşehirli olarak Meclis'e giremedik.." diyor..

Pijama geceliğin sahibinin CHP'ye beddua edip etmediğini yazmıyor lakin o tarihten sonra CHP'nin iki yakasının sandıkta gelmediği de kesin.. Yeni başkan kim olacaksa bulmalı İbrahim Apaydın'ın varislerini..

Kendilerine bir gecelik hediye edip partinin üzerindeki bu bedduayı kaldırmalı..

Kıssadan Hisse: Siyaset deryası derindir, boy veremiyom.. Kendimi içine atıp koyveremiyom..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır