Üstü çizgi çizgi dereceli, kalın, kocaman bir tüpün ucunda; işaret parmağından daha uzun bir iğne... İğnenin bir de camdan, kirlenmiş süt rengi bir kılıfı var... Küçük masa, karyolanın yanına yaklaşıyor... Masanın üstünde, daha çeşit çeşit tüpler, iğneler...
- Uzatır mısınız kolunuzu?
Uzanan kol.. Yarım açılan avuç.. Doktorun, ya bundadır ya şunda der gibi, mavimsi damarları hafifçe sıvazlayarak gezinen parmağı... Sonra tam pazunun üstünden şöyle bir düğümle kolu sımsıkı boğmaya başlayan kısa lastik hortum...
İğnenin çıkan kılıfı... Yaklaşan iğne... Göze kestirilen damarın üstüne doğru yatay olarak deriye giren iğne... Bir küçük itiş daha... Ve damardan, iğnenin tüpü içine doğru ağır ağır çekilerek yükselen koyu bir kan...
Dolan tüpün usulca iğneden çıkarılması; açıkta kalan iğneden kola, oradan da yatağa doğru sızan ince bir kan çizgisi... Sonra aynı iğneye tekrar takılan aynı büyüklükte başka bir boş tüp... Ve ikinci tüpe de ağır ağır çekilen kan...
Açılan kapılar, kapanan kapılar...
- Hangi hastalıkları geçirdiniz?
- Babanız neden öldü?
- Ailede şeker var mı?
Dosyalara yazılan notlar... Yanlarında asistanlarıyla gelen ciddi yüzlü hekimler... İncelenen dosyalar...
- Lütfen uzanır mısınız?
- Şurada ağrı var mı?
- Burada ağrı var mı?
İnceden inceye, günlük sigara içimi üstünde sorgular...
- Ne kadar alkol alırsınız?
- İlk taşı ne zaman düşürdünüz?
Aralarında konuşma.. Nabız akşam 108'di... Sabah 78... bir takikardi durumu var. Tansiyon 13,5. Beş yıl önce ülserden bir ay yatmış Gureba'da.. Zaman zaman başta tepe ağrıları... Sol kolu uyuştuğu için gitmiş doktora... Elektro normal... Kanda kalsiyum 12,5...
- Lütfen açar mısınız karnınızı?
- Derin nefes alın.
- Almayın.
Gelip giden, beyazlı beyazlı gencecik hemşireler... Pijamaya benzer açık mavi elbiseler giymiş erkek hastahane yardımcıları...
- Geçmiş olsun.
- Sağolun.
Koridorlarda dolaşan hastalar... Sahanlıkta bir kapıya dayanmış kıpkırmızı gözlerle ağlayan bir köylü kadını..
- Buyrun röntgene ineceğiz.
- Ellerinizi şöyle koyar mısınız?
- Üstünüzü çıkarıp sırt üstü yatın.
- Lütfen sıyırır mısınız kolunuzu, tansiyonunuzu ölçeceğiz.
Üstü tüplerle, iğnelerle dolu yaklaşan masa...
- Uzatın parmağınızı kan alacağız.
Dışarda suratsız bir hava... Yatağın yanında kitaplar, gazeteler...
Gelen doktorlar, gider doktorlar...
Ve sık sık yatağın yanına yaklaşan üstü tüplerle iğnelerle dolu masa...
Not: 33 yıl önce yazılmış bir yazı... "Akşam"dan...
