kapat

02.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Ucuz kurtulduk

Türkiye bugün sahipleri tarafından soyulan bankalar rezaletinin üstüne gidiyor.

Egebank'ın, eski Cumhurbaşkanı Demirel'in yeğeni Murat Demirel tarafından soyulduğunu kanıtlayan deliller peş peşe elde ediliyor.

Bankaya ait 50 milyon doların çeşitli bankalardaki hesaplara yatırılmış olduğu tesbit edildi. İki şifreli kasada, yurt dışına kaçırılmış 20 milyon dolarla ilgili banka dekontları ele geçirildi.

Devletin bu bankaya el koyduktan sonra, tasarruf sahiplerinin banka kapısında yalvar yakar geri istedikleri paralarının, bir gece önce Murat Demirel'in adamları tarafından nasıl çuvallarla kaçırıldığı görüntüleri kasette duruyor.

Allah ayaklarına dolaştırdığı için bankanın güvenlik kameralarını kapatmayı unutmuşlar soygun sırasında.

Tam "Kasırga" adına layık bir operasyon..

Dileriz azgınlaşmış ahlaksızlığı bugüne kadar koruyan tüm aktörleri, soyguncularla birlikte siler süpürür.

"Baba" gitmeseydi
Peki, Demirel'in Cumhurbaşkanlığı'ndaki görev süresi uzatılmış olsaydı ne olacaktı?

Devlet Egebank soygununun üstüne böyle kararlılıkla yürüyemeyecekti.

Yine göstermelik bir soruşturma sonunda Murat Demirel götürdüklerini geri vermeyecek, bir kaç ay sonra süper zengin, itibarlı bir işadamı olarak dönüş yapacaktı.

Yok eğer kaza sonucu bu rezalet bir yerinden patlak verse, bu defa Ucu Çankaya'ya uzanan bir soygunun depremi ile sarsılacaktık.

Süleyman Demirel "Suç şahsidir, babadan oğula geçmez, aileyi bağlamaz" gibi sözler ediyor ama inandırıcı olmuyor.

Süleyman Demirel'i bu soygunun ortağı olarak suçlamak mümkün değildir kuşkusuz. Ama Murat Demirel'in, amcasının gerektiğinde kendisini kurtaracak gücünden cüret aldığı da inkar edilemez.

Bu değerlendirmeyi haklı çıkaracak delili dün Emin Çölaşan açıkladı.

Murat Demirel'in Azerbaycan Ticaret ve Endüstri Bankası'nı satın alması nedeniyle gerekli onayı Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'den istemek için Süleyman Demirel'in yazdığı 12 Şubat 1999 tarihli mektup bir ibret belgesidir.

Torpil mektubu
Süleyman Demirel mektubunda şöyle diyor:

"Adı geçen (Murat Demirel), ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin pekiştirilmesine yardımcı olacağına inandığım bu ticari tasarrufun devir işlemlerinin, zat-ı alilerinin onayı alındıktan sonra sonuçlanacağını iletmiştir.

Bunka sektöründe tecrübeli, muteber bir işadamı olarak dürüstlüğünden şüphe duymadığım Murat Demirel'den yakın ilgi ve desteğinizi esirgemeyeceğinizden eminim.."

Bu, özel bir mektup değildir.

Murat Demirel'in işini iki ülkenin ortak çıkarı saymış, Cumhurbaşkanı olarak yeğeninin bankacılık tecrübesine ve muteber işadamı kimliğine kefil olmuştur.

Bunu ne hakla yaptığını açıklamak borcu altındadır. Ayrıca, dışarda bile destek verdiği yeğeni için, yurt içinde nüfuzunu kullanmadığı iddiası da artık hiç inandırıcı olmayacaktır.

Neyse.. Demirel'in görev süresini uzatmayarak Türkiye, çok itibar kırıcı bir badireyi nisbeten ucuz atlatmıştır.

Dvlet, o durumda örtbas etmeye mecbur bırakılacağı bu soygun rezaletinin şimdi üstüne yürümektedir.

Verilmiş sadakamız varmış!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır