kapat

02.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
YeniBinyil
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner


Turistik palavralar

Olimpiyatlara katılan 220 ülkeden 143'ü boş dönerken, madalya kazanan 77 ülkede, hem de 26'ncı sırada yer almak da bir şey tabii..

Olimpiyatlarda Türkiye'ye genel bir bakışı yazarken, bizi bu sıraya getiren Halil Mutlu, Hüseyin Özkan, Hamza Yerlikaya ve Hamide Bıkçın'a teşekkürle başlamak borcumuz..

Birinci gün bir, ikinci gün iki madalya ile çok keyifli başlamıştık aslında.. Ümitler bu coşku içinde biraz abartılıydı.. En az beşi altın, on madalyadan söz ediyordu yetkili ağızlar.. Meslekdaşların çoğu onaylıyorlardı.. Hele boksta 5 çeyrek finalist çıkınca.. Artık her galibiyet madalya demekti ve daha Türk'ün 1948'den beri en büyük gücü serbest güreşler başlamamıştı.

Bu heveslere kapılanların içinde olmadım. Kafamda belirlenen madalya sayısı beşti.. Çeyrek final boksta başlayan çorap söküğünü bir daha düzeltemedik. Bizim yumruklar beşte sıfır vurdular. Güreş tam bir hezimetti.. Sadece hezimet de değil.. Utanç..

Harun Doğan güreşlerin son günü, bugüne dek yaptıklarının üzerine tuz-biber eken çirkinlikleri ile, ülkemizin utancı oldu. Son güreşinde Rus'un karşısına çıkmaktan korktu. Çıkıp kazansa da finale kalamıyordu doğru.. Ama onu binlerce kilometre öteden, sportmence güreşmesi için göndermiştik, minderden kaçması için değil..

Harun'un minderden kaçtığı gün, Avustralya gazetelerinde Tanzanyalı Akhwari'nin öyküsü vardı.. Olimpiyat maraton tarihini yazarken gazeteler, maraton günü geldiğinde gene onu yazıyorlardı.. Yarışlar bittikten, stad boşaldıktan, ışıklar söndükten sonra, mendille bağlanmış yaralı bacağından sızan kanlarla stad kapısına sürünerek yaklaşırken "Yapma, işkence etme kendine. Zaten sonuncusun, bırak" diyenlere verdiği yanıtla tarihe geçmişti Akhwari.. Bu yanıt her olimpiyatta nesilden nesile anlatılacaktı: "Ülkem beni yarışa başlamam değil, bitirmem için yolladı.."

Harun ise, "Mindere çıkmama" kararını değiştirmesi için soyunma odasına koşan Genel Müdür Kemal Mutlu'ya ve Federasyon Başkanı Ahmet Ayık'a "Ne değişecek ki, niye güreşeyim?" diyebiliyordu..

Harun'un spordan da haberi yoktu, "Önemli olan kazanmak değil katılmak; aslolan birinci gelmek değil, iyi yarışmaktır" diye konmuş Olimpizmin temel ilkesinden de..

Çünkü Harun güreşi spor olsun diye yapmıyordu.. Türk spor tarihinin en büyük ve en ciddi soruşturmasını, hem medya, hem teşkilat, hem de devlet olarak yapmak zorundayız..

Harun Doğan, güreşçilerin Anıtkabir'e programlı resmi ziyaretinden kaçan adam..

Harun Doğan, Sydney'de milli mayosunun üzerindeki ayyıldızı "Göğsüme batıyor" diye çıkaran ve çıkardığı anda kolundan tutulup ülkeye geri gönderilmeyen küstah.. Göğsünü acıtıyormuş.. Bu adam "Milli" yapılıyor hâlâ.. Bu adama "Milli" forma veriliyor.. Hadi spor teşkilatı uykuda.. MİT ne yapar Şenkal Atasagun?..

Keyifle başlayan Olimpiyatın utançla sona ermesinin sebebi, kazanılamayan hayali madalyalar değil, bu yanlış adamlar ve bunların farkında olmayan ya da göz yuman teşkilattır.

***

Bana sorarsanız, bu Olimpiyatlarda en başarılı 2 Türk, buraya gelirken adlarını dahi duymadığım Süreyya Ayhan ile Ali Enver Adakan'dı..

Süreyya, Olimpiyatta yarı final koşan ilk atletimiz oldu.. Kahramanmaraş'ta mütevazı bir hoca ile kendi kendine çalışarak, arkalarında, doktorlar, menecerler ve antrenörler ordusu bulunan devlerle yarışmaya geldi buraya.. Sponsoru değil, kulübü bile yok.. Türkiye Şampiyonası'na ferdi katılıyor.. 4 dakika 5 saniye ile Olimpiyat kazanılan dünyada, 4 dakika 3 saniyeyi işte bu koşullarda koşuyor.. Deneyimli olsa, madalya kazanması işten değil.. Bir ilki gerçekleştiriyor ve "Bekleneni veremedim" diye ağlıyor..

Türkiye, bu Süreyya'ya sahip çıkarsa, onu en iyi koşullar ve en iyi hocalara emanet ederse, bir Dünya Şampiyonumuz olabilir.. Cezayir'in Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu 1500'cüleri böyle çıkıyor işte.. Yeteneği keşfettiler mi, dünyanın en iyi yerlerinde hazırlanmasını sağlayıp, dünyanın her yerinde yarışa yolluyorlar..

Süreyya dışındaki atletlerimiz, başta yarıştan kaçan Ruhan Işım tek kelime ile fiyasko idiler. Bu federasyon buraya getireceği atletleri, gelmeden evvel kontrol ettirmez mi?.. Hiçbiri sağlam değil.. Fikret Ünlü'nün "Kadın Federasyon Başkanı Fantezisi", artı İzmir'de partisinden gelen siyasal baskılar sonucu başkan yaptığı Semra Aksu bu yükü taşıyabilir mi?.. Hayâl!..

***

Ali Enver Adakan, bizdeki Finn geleneğini sürdürmeyi başaran bir genç.. Sydney'de dev rakipler arasında ezilmedi. Pek çok yarışta, dünya, Olimpiyat Şampiyonlarını geçti.. 11 yarıştan oluşan seride bir kere 23'üncülüğe düşmese, madalya bile alabilirdi.. Yarışmayı sekizinci bitirmeyi başardı..

Ülkemizde böyle bir sporun yapıldığını bilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez, teşkilat yelkene en komik paraları bütçe diye verir, spor medyası böyle bir sporun varlığının farkında olmazken, bir delikanlı Olimpiyat sekizincisi oluyorsa eğer, bu, altın madalyadan çok kıymetlidir..

Yelken takımının diğer üç elemanı, branşlarında çok gerilerde kalan turistlerdi.. Derya Büyükuncu başta, tüm yüzme takımının turist olduğu gibi.. Derya, üzerine çok yatırım yapılan sporculardan.. O hep daha fazlasını istedi, hep şikayet etti. Ağlama huyu dışında, insan olarak en sevdiğim sporculardan biri Derya.. Hiç olmazsa yarı final yüzebilse, onu savunabilirdim.. Açılışta ondan bayrağın alınması tam bir skandaldı. Bu skandalın ardında güreşçilerin olması ve daha sonra güreşçiler hakkında öğrendiklerim, bu konunun da şiddetle soruşturulması gereğini ortaya koydu.

Derya en az 4 branşta yüzebilecekken sadece bir branşta kulaç atarak, turistliği kabullendi zaten.. Öteki yüzücülerin niye getirildiklerini anlamış değilim.. Tecrübe kazanacaklarsa, ilerde bunlardan büyük şampiyonlar çıkacaksa tamam.. Dileriz öyledir.

***

Boks palavraların en büyüğü.. Takke düştü kel göründü.. İyi hocalar getirip işe baştan başlamak gerek.

Güreşte önce temizlik yapmak, sonra Sapunov, Şahmuradov çapında yabancı hocalarla işe sıfırdan ve sabırla başlamak gerek.. Bu siyasal militan sporcuların oyuncağı olmuş yerlilerle bir yere varamayız.

Halterde sorun hocasızlık.. Enver İleri gibi dopingten sabıkalı, ceza almış bir hoca ile Olimpiyata gelmeye utanmıyoruz.. Halil Mutlu'dan başka sporcumuz yok. Osman Abaciev'i kaçırdığımızdan bu yana işler durmuş. Kendimizi kandırıp duruyoruz.

Naim dördüncü Olimpiyatı için kahramanca yarıştı. Alkışladım zaten.. Sunay Bulut, gene ve hâlâ nasıl Olimpiyatlara taşınır, bunun da hesabı verilmeli..

Judoya aklım ermez.. Transfer sporcular iyi maçlar yaptılar.

Okçuluk, Türkiye'nin dünya standartlarında takım düzeyinde en iyi olduğu spor. Dünyada birinciyiz, ama Olimpiyatlara gelince bir berbat atış, tüm emekleri sıfırlıyor. Kız takımımız sadece Olimpiyatlarda mağlup oluyor.. Yine de yatırıma devam..

Tekvando'yu kimse kızmasın ben hâlâ spordan saymıyorum.. Bir zamanlar bir siyasal partinin militan barınağı sporlardan biriydi, şimdi nispeten temizlenmiş diyorlar.. Bir bronz çıkardılar.. İyi müsabakalar yaptılar. Hakem oyunlarına kurban gittiler.

Özet..

Olimpiyatlara 100 kişi ile geldik.. 10 kişi yetermiş.. Adam gibi 10 kişi.. Gerisi, halkın vergileri ile dünya turu yapan turistik palavralar!..

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır