kapat

23.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )


Fikirsizliğin fikri

Milliyet gazetesi bir kamuoyu araştırması yaptırmış...AB'ye evet mi, hayır mı?

Vatandaşlarımızın yüzde 68.8'i, "Avrupa'ya evet" diyormuş, yüzde 9.9'u da "hayır" diyor...

Olaylardan bir "iyi" bir de "kötü" haber çıkarmak moda oldu ya, hadi biz de öyle yapalım.

İyi haber şu:

Şükür ki yüce milletimizin yüzde 70'i Avrupa'ya "evet" diyor...

Ya demeseydi?

Bu saatten sonra oturup vatandaşı Avrupa hususunda ikna etmek zorunda kalsaydık, AB treni bizim istasyondan 10 sefer geçse yine de yetişemezdik, 77 yılda yüzde 70'imiz ikna olabildiğine göre...

O yüzden bu evet oranına ne kadar sevinsek azdır.

Yüzde 10'luk "hayır"cılara gelince, pek önemli bir oran sayılmaz.

Demokrasilerde, her zaman bu kadar "aykırı görüş" olur, olacaktır. Sağlık ve tartışma işaretidir, makuldür.

Fakat ne kadar enteresan ki, vatandaş kitlemizin yüzde 20'sinin de bu konuda "fikri yok" veyahut da Ecevit'in deyimiyle "çekinser!"

Fikri var da söylemiyorsa komik, sahiden fikri yoksa tehlikeli...

Avrupa'ya karşı olursun veya olmazsın, bunu anlayabiliriz, tartışırız...

Ama fikir yoksa çok kötü...

Soruyorsun:

- Avrupa Birliği'ne girmemizi istiyor musun?

- Fikrim yok!..

- Peki girmeyelim mi diyorsun?

- O konuda da fikrim yok!..

- Ortaçağ'a mı dönelim?

- Bilmem!

- Yeniden bir imparatorluk kuralım, sağa sola saldıralım, fetih yapalım?

- Siz bilirsiniz!

- Peki sen ne bilirsin, ülkeye dair fikrin nedir, en son hangi partiye oy verdin?

- O konuda da fikrim yok!..

- Hayırlı uğurlu olsun, hemşerim...

Bu memleketteki, yalanlar, dolanlar ve abukluklar yüzünden artık fikir yürütmeyi bırakmış, içine kapanık bir filozofa dönüşmüş bir insanla...

Veya canınız cehenneme, sizi fikrimi söylemeye değer bile bulmuyorum, diyen birkaç kişiyle karşı karşıya değiliz.

Sözkonusu oran, vatandaşın yüzde 20'si...

Bendeniz işin içinden çıkamadım.

Yoksa hiçbirimizin ulaşamadığı çok yüksek fikirleri var da, saklıyor mu, milyonlarca vatandaşımız?

Ne dersiniz?..

Ben bu yüzde 20'ye takmış durumdayım...

İdam
Türkiye'de idam ne zaman kalkar? Adam asmaya ip bulunamadığı zaman kalkar...

Gaz
Çevik Paşa "gaza" gelmiş... Onu anladık da, doğal gaz mı, milangaz mı hangisi acaba?

Beyin
Gazi Yaşargil, "Türk beyninin farkı yok" demiş... Hiç katılmıyorum bence çok farklı!..

Bir "Fıstık" reklamı
Televizyonlarda Memoli'nin oynadığı bir "Fıstık" reklamı var.

Bildiğiniz fıstığın değil, bir internet bağ'ının reklamını yapıyor.

Senaryoda Memoli, karşısına muhabir kılıklı iki "embesili" alıyor, onlara birşeyler anlatıyor.

Sonra da azarlayıp gönderiyor. Gazetecilere "hakaretamiz" davranıyor.

Gazetecileri azarlamayı, itip kakmayı hüner sayan bir kısım entelin etkisinde kalmış olan bu "embesil reklamı", millete reklam diye kakalamaya çalışanlara bir sorum var:

"Beğeni düzeyi" bu kadar düşük, esprisi sıfır ve kalitesiz böyle bir reklam için eğer üç dakikadan fazla çalıştıysanız, emeğinize yazık!..

Yok "Biz işi Memoli ile götürürüz" diye düşündüyseniz, o zaman reklam verenin paracıklarına yazık... Tufaya getirmişsiniz vatandaşı...

Memoli'ye gelince...

Bir tv dizisiyle ünlenen, bir sezonda da yok olur.

Gazetecilik mesleğini aşağılayan bir reklama "evet" demiş olması, Memoli'nin kültür düzeyini zaten apaçık ortaya koyuyor.

O çocuğun kendini "aktör" zannetmesi de zaten başka bir talihsizlik!

İnanın, kaliteli reklamcıları adına üzüldüm...

Bu fıstığı maymuna atsan yemez!..

İşkence muhabbeti
Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'den inanılmaz bir vecize: "Türkiye'de işkence var demek, Türkiye'yi sevmemektir!"

Hakim, bir araba sopa yiyene soracak:

- Kardeşim işkence gördün mü?

- Yapma hakim abi, ben Türkiye'yi çok seviyorum...

- Oğlum, gözlerin mosmor, burnun kırılmış... Poponun üzerine de oturamıyorsun, söylesene ne oldu?..

- Ben ülkemi seviyorum, bunlar da sevgiden oldu hakim bey...

- Hangi sevgiden?..

- Birilerinin vatan sevgisinden!..

Rüştü Yücelen'e bakarsanız, "gerçekçiler" Türkiye'yi sevmiyor demektir...

Türkiye'de, piyasalarda, işyerlerinde, sokaklarda, caddelerde, trafikte, aile içinde, evlilikte işkence var. Enflasyonun kendisi işkencenin feriştahı, fukaralık işkencenin dikalası...

Ama bunları söyleyince, Türkiye'yi sevmemiş oluyorsun...

Yücel ki yerin bu yer değildir, işkenceyi savunmak hüner değildir!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır