Osmanlı Hükümeti, buna son vermedikleri takdirde önlem alacağını belirtmişti. Bu nasihatler sonuç vermeyince 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Komiteleri'ni kapatarak yöneticilerinden 235 kişiyi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklamıştı.
Ermenilerin her yıl "Ermeni soykırımının yıldönümü" diye andıkları 24 Nisan, işte bu 235 komitecinin tutuklandığı tarihtir.
Onlar yalanlarıyla inandırdılar. Biz gerçeği bir türlü anlatamadık.
Ermeni meselesinde sürekli savunmada kalırız ve üstelik savunmayı da beceremeyiz. Siyasiler, neredeyse aynı sözcüklerle her keresinde duygusallığı ve reotoriği önemseyen sözler söylerler. Amaç dünya kamuoyunda yaratılmak istenen tahrip edici, tahrik edici etkilerin mesnetsiz olduğunu anlatmaktan çok, iç politikada doğması muhtemel eleştirileri göğüslemektir.
Amaç sağlıklı olmayınca, mantıklı mesnet arama ihtiyacı kalmaz.
Bir fikrin kendini kabul ettirmesi, etkisiyle hesaplaşmayı gerektirir. Ermeni meselesinde can alıcı nokta budur. Nedense bu hesaplaşmadan daima kaçınmışızdır. Çünkü bu hesaplaşma cesaret ister, bilgi ister, deney ister, hazırlık ister...
Televizyonlarda emekli ve görevli diplomatların konuşmalarını dinledim. Kamran İnan hariç hiç birisi Amerikan parlamentosunu ayıplayacak cesaretin sahibi olamadı.
Türkiye, Ermeni meselesinde bilgisi, deneyi, çevresi bulunan bir geniş kadro teşkil etmeli ve hemen harekete geçerek bir kampanya başlatmalıdır.
Asala'nın kaç diplomatımızı öldürdüğünün istatistiği de mutlaka ve her vesile ile gündeme getirilmelidir. İnsanların hafızaları güçlü değildir; unutur. Her fırsatta bu vahşeti anlatmak şarttır.
Dürüst tarihçi haysiyeti ile haraket eden uluslararası alanda ünlü bilim adamlarımız mevcut. Bu geniş ve yetkili kadronun gerçekleri dünyaya aktarması için gerekli bütün imkanları kullanmalıyız. Her fırsatta yoğun kampanya ile gerçekleri anlatmalıyız.
Açıkcası Ermeni katliamı konusundaki yeni iftiraları beklemeden ve her yıl 24 Nisan gelmeden bütün dünyayı bu konuda aydınlatmalıyız.
Ermeniler'in, Azerbaycan topraklarındaki işgallerin ve 2 milyon Azeri'yi kendi topraklarında mülteci gibi yaşatan ağır koşulların sorumlusu olduğu her gün gündeme getirilmelidir.
Bu, milletçe benimsenen bir hareket olmalıdır.
Her fırsatta meydana dökülen Sivil Toplum Örgütlerimiz (STÖ) nerede?
Internet'te her gün yüzlerce ileti ile haberleşen gruplar nerede?
İnsanlık konusunda mermere ruh veren bir ince nakışımız vardır. Bir sedef gülüşümüz, bir nazlı bakışımız vardır. Hep bu yüzden kaybederiz.
Arada bir kaş çatmayı bilmeliyiz.
Ermeni soykırımı palavrası üzerine ihtiyacımız olabilecek bütün bilgileri öğrenebileceğimiz bir Web Sitesi var.
Her Türk yurttaşı Ermeni katliamı konusundaki palavraları cevaplayacak gerçekleri bu sayfadan öğrenebilir.
(http://www.ermenisorunu.gen.tr) sayfasını açın ve gerçeği görün. Gördüğünüzü, okuduğunuzu herkese anlatın. Bu sayfaların İngilizcesi ve Almancası var. Bu bilgileri herkese gönderin.
Aksi halde yarın bakarsınız bu defa Rumlar, Fatih İstanbul'u fethetti diye Amerikan senatosundan karar çıkartmaya çalışırlar...
