Adalet çığlığı
Depremde evlerini ve yakınlarını kaybedenlerin açtıkları davalarda ilk mahkumiyet kararı Yalova'dan çıktı.
Mahkeme, 20 kişiye mezar olan bir apartmanın müteahhidine 4 yıl, mühendisine 3 yıl, kooperatif yöneticisine 1 yıl hapis cezası verdi.
Kararın açıklanmasından hemen sonra bir kadının çığlığı yükseldi:
"Çürük binaları bize mezar ettiler. Yeni doktor olan bir yıllık evli oğlumu ve gelinimi kaybettim. Bunun hesabını kim verecek? Devlet 312'nci madde ile uğraşacağına bu katillerle uğraşsın!"
İstanbul, büyük bir depremin tehdidi altında. Bu tehdidi nasıl göğüsleyeceğiz?
17 Ağustos depreminin kayıplarını arttıran suçların hesabını sormak, adaletin yalnız geçmişe dönük görevi değil, geleceği de koruyup kurtaracak sorumluluğudur.
20 hayata 4 yıl hapis..
Bu cezanın adalet duygusunu tatmin edeceği düşünebilir mi?
Deprem tehdidine rağmen, alışkanlıklarını terk etmeyen sorumsuz ve hırsız müteahhitler üstünde bu cezanın etkili bir "ibret" yaratacağını kim iddia edebilir?
İnsanlara ev diye mezar yapan müteahhitlerin suçu, "dikkatsizlik ve tedbirsizlik yüzünden ölüme sebebiyet vermek" değil, göz göre göre cinayet işlemektir.
Yargı bu davalara, toplumu hırsız müteahhitlerin hazırladığı yıkımlara karşı koruma sorumluluğu ile yaklaşmalı, cezalar azsa Adalet Bakanlığı'nı uyararak yeni yasaların meclisten çıkmasını istemelidir.
Hiç bir tedbir, ideal korumayı getirmez Türkiye'de. Rüşvet her zırhı deler.
En etkili tedbir adalettir.
Adalet bu duyarlıkla işlemezse hayâsız soygunlar ve sebep olduğu felâketler bitmeyecektir!
Sessiz ve derinden
Amerikan Temsilciler Meclisi Alt Komitesi'nde Ermeni tasarısının kabul edilmesi, medyada üstümüze bomba düşmüş gibi yansıtıldı.
Oysa beklenen bir olaydı. Bu, 300 bin Ermeni asıllı seçmene yaranmak peşindeki Amerikalı politikacıların her seçimde başvurdukları bir oy avcılığıdır. Tarihi tahrif etmeyi göze alan cahilliğin çıkarcı cüretidir.
Şimdi top, bu haksızlığı onaylamayan Amerikan yönetimindedir. Büyük ihtimalle tasarı, 15 Ekim'de seçim için tatile girecek olan meclise yetişmeyecek.
Kaldı ki Türkiye'nin bölgedeki ABD menfaatlerine ve Batı'ya açık tek kapısı Türkiye olan Ermenistan'a zarar verecek karşı tedbirleri vardır. Ama bunların ulu orta açığa vurulması doğru değildir.
Çünkü Türk halkını kışkırtarak değil Amerika'daki karar vericileri ikna ederek bu tehlikeyi yenebiliriz!