kapat

03.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Motivasyon
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Ağrı'da soprano'lar, alto'lar tenor'lar, binbir ses!

Ağrı-Diyadin...

Çok değil üç yıl önce Tendürek dağları terör üretiyordu. Şimdi Ağrı'daki inşaatlardan yükselen keser mala seslerini, Doğubeyazıt'ta İshakpaşa Sarayı'nda soprano, alto, tenor seslerini, Taşlı çayda, balık gölünde Hamur'da yaylalardan kuraklık seslerini, Patnos'ta tarihi uygarlık kalıntılarının, Eleşkirt'te ovaların "susuz kaldık" feryatlarını, Tutak'ta iyice yatağı küçülmüş Murat nehrinin, Diyadin'de de jeotermal suyun seslerini dinliyor.

Ağrı'dan binbir ses yükseliyor...

Tendürek dağlarına çarpıyor...

Kentin içinde ve ilçelerde büyük bir inşaat patlaması var. Sekiz-on katlı beton binalar yükseliyor. Ağrı, Ağrı olalı bu kadar inşaat görmedi diyorlar. Ağrı yaylalarından, mezralarından, köylerinden yoksulluk, yokluk çaresizlik yakınmaları yükselirken kentin içindeki bu kadar çok inşaatı kim yapar, kim satar, kim alır?

Diyorlar ki batıyı deprem vurunca Ağrı'ya geri dönüş başladı ve terörün bitmesiyle birlikte geliri olan malı mülkü bulunanlar, şimdi kesilen fakat geçmişte iyi gelir bırakan sınır ticaretinden para biriktirmiş olanlar, özellikle evin hanımlarının "ya boşanırım ya da kaloriferli ev isterim" baskılarıyla apartmanlara taşınıyorlar.

Ağrı, tıpkı batı kenteleri gibi...

Özensiz, imarsız, betonlaşıyor...

Bir daire on milyar lira...

Geçmiş yılların tersine Ağrı'daki inşaatların ustalığını, kalıpçılığını, soğuk demirciliğini, elektirik ve kalorifer tesisatçılığını artık Ağrılılar yapıyor. Geçmişte Ağrı'da yapı işlerini Gümüşhaneliler, İspirliler, Trabzonlular, Ordulular yapardı. Bu yıl yazın Ağrı'dan batıya inşaat işçiliğine gidenler çok az olmuş.

***

Ve Ağrı hızla otomobilleşiyor...

Siyah Mercedes'ler..

Beyaz Mercedes'ler...

Lacivert BMW'ler, Opel'ler...

Otomobilleşme oranı Türkiye ortalamasının üstünde ve Doğubeyazıt'taki pahalı lüks otomobiller şehir merkezi Ağrı'dan daha fazla. Çünkü sınır ticaretinden ve petrol alışverişinden en yüksek geliri Doğubeyazıtlı'lar elde etmişler. Sınır ticaretinin yasaklanması ise burada ekonomik hayatın canlılığını bıçak gibi kesmiş.

Ve Ağrı cep telefonlaşıyor...

Kentte dört dükkanın herbiri günde ortalama üç cep telefonu satıyor. Fakat Ağrı'nın dört kitapçısı haftada sadece iki kitap satıyor. Ağrıda en çok "Bay pito, Adı Aylin, Reis ve Bir İmparatorluğun Çöküşü" adlı kitaplar alınıyor.

***

Tendürek dağları...

Ağrı'dan yükselen...

Binbir sesi sabırla dinliyor...

Ağrıspor Başkanı devlet müteahhiti Naci Arslan, gençlerin spora yönlendirilmesi gerektiğini ancak bu alana kaynak ayrılmadığını söylüyor. Ağrıspor'a transfer harcamasına yatırılan bir trilyon liralık parayı bulmakta çok zorlandıklarını anlatıyor. Ağrıspor kendi sahasında oynadığı zaman yedibin seyirci geliyormuş. Ancak 570 bilet paralı olarak satılabiliyor. Diğerleri bedava girip maç izliyorlar. Köyleriyle, mezralarıyla, ilçeleriyle beşyüzbine ulaşan kent nüfusu içinde eli iş tutabilenlerden üçyüzbin kişinin işsiz olduğu belirtiliyor. Kahveler ağzına kadar işsiz dolu ve Doğubeyazıt'ta bir sokakta otuz tane kahvehane sayabiliyorsunuz.

***

Ağrı'da ilçelerinde, yaylarında, yollarında asker ve polis halkla içiçe beş yıl öncesinin zihniyetini değiştirmiş, çalışıyor. Kırgınlık, dargınlık, ayırım yapmadan asker ve polisin halka çok iyi davrandığını ve yardımcı olduğunu belirtiyorlar. Ağrı milletvekili Yaşar Eryılmaz, "Geçmiş yıllarda vatandaş bize oğlum jandarmada tutuklandı, DGM'ye götürdüler, polis aldı gibi şikayetlerle geliyordu. Şimdi su isteriz, hayvancılığımıza destek isteriz, proje isteriz diye geliyorlar" diyor.

HADEP, burada yavaş yavaş etkisini yitiriyor diyorlar. Fakat diğer partilerden hiçbiri de henüz yükselmiyor. Halk kendini anlayacak bir parti arayışı içinde.

***

Ve Ağrılılar hızla değişiyor...

Ailellerde çocuklarını okutma bilinci ve eğitime ayrılan paranın boşa gitmeyeceği inancı fazla. Çok yetersiz ama Ağrı'dan üniversitelere girenlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Ağrı eğitim fakültesinin üçbinyüzelli öğrencisi de kentin hayata bakışını değiştirecek etkide bulunuyor: Kadın-erkek eşitliği, saç baş bakımı, temiz ütülü giysilerle dolaşmak, bakkallardan satın alınan malın son kullanma tarihine dikkat etmek gibi değerler özellikle gençler arasında sosyal hayata giriyor.

İlginç bir değişme de...

Erkek kafalarında var...

Yani kafaların dışında...

On yıl önce Ağrı'da erkeklerin yüzde sekseni sekiz köşeli ose marka kasket giyerlerdi. Şimdi kasketli erkek sayısı nerdeyse yüzde bire inmiş. Erkekler saçları taralı, traşlı, kasketsizler.

***

Ağrılılar üniversite istiyor...

Ve üniversitenin kente çok büyük katkı yapacağını, doğu batı kaynaşmasını hızla gerçekleştireceğini söylüyorlar, "Türkiye'de üniversitesi olmayan oniki il kaldı, bu illerden biri de Ağrı" diye lafı gediğine koyuyorlar.

Doğubeyazıt'ta İshak Paşa Sarayı'nda Kültür Bakanlığı, TRT, Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun katkılarıyla her yıl "Türk ülkeleri Ağrı Dağı Kültür ve Sanat Şenlikleri" düzenleme kararı ikinci yılında da aksamadan sürüyor. 66 yıllık Azerbaycan Devlet Filarmoni Orkestrası yirmi dördü erkek, yirmi biri kadın sopranoları, altoları, tenorları, basları Doğubeyazıt'ın yirmi yıl önce temeli atılmış kültür merkezinde değil kapalı spor salonunda konser vermek zorunda kalıyorlar. Çünkü yirmi yıl önce temeli atılmasına rağmen bu yapı henüz bitmemiş. Doğubeyazıt Kaymakamı Abdullah Özbek, yüzde 85'i bitmiş kültür merkezine 2000 yılı birim fiyatlarıyla 600 milyar lira ödenek verilirse bu yapının iki ayda hizmete açılabileceğini söylüyor.

Ağrı'da binbir ses...

SİAD'lar Ağrı'da toplanıyor...

Türkiye'nin her yanından genç işadamlarının temsilcileri Ağrı SİAD Başkanı Erdal Batmaz'ın çabalarıyla bölgeye ne tür yatırımlar yapılabileceğini araştırmaya geliyorlar. Vehbi Koç'un torunu Mustafa Koç Taşlı çaydaki balık gölünün kenarında kurulmuş kıl çadırda ayran içiyor, ve büyük sermayenin doğunun kalkınma modeline nasıl yaklaşacağına dair düşüncelerini anlatıyor.

Tendürek dağları...

Ağrıdan yükselen...

Binbir sesi dinliyor...

Ya Doğu Anadolu kalkınacak batıyla aynı kalkınmışlık düzeyine gelecek, ya da Tendürek dağları yeniden terör üretme merkezi haline gelecek korkusuyla dinliyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır