kapat

03.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Motivasyon
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Doğru adım

Yeşil sermayeyi sistem dışına itmek, laik devleti korumaya yetmediği gibi dindar insanların soyulmalarını da kolaylaştırdı.

"Faiz haram" diye tasarruflarını bankaya yatırmayan içerde ve dışarda on binlerce insanın bavullar ve çuvallar dolusu parası, üç kâğıtçı din tüccarlarını zengin etti.

Dindar insanların beklentilerini cevaplarken ekonominin kuralları ile çalışan büyük holdingler de oluştu.

Ama binlerce ailenin parasını dolandıran, kendilerine kalkan oluşturmak amacıyla vurgunu şeriatçı örgütlerle paylaşan sahtekârlar, başını kuma gömen sistemin yanlışından çok yararlandı.

Oysa çağdaş dünya, kazancı dini ölçülere göre helâl ve haram diye ayıran insanların birikimini ekonomiye kazandırmak için yollar bulmuştur.

Bu hem ekonomik büyüme için, hem tasarruf sahiplerini ve hem de toplum düzenini korumak için gerekli.

Dini siyasete karıştırmak ne kadar yanlışsa ekonomik faaliyete ideolojik red tavrıyla sınırlar koymak da o kadar yanlış..

Dinine bağlı insanların büyük tasarruf kabiliyeti var. Devlet bu paraları, ya sahiplerini tatmin edecek yollarla ekonomiye çekecek ve ülke kalkınması için değerlendirecektir veya üç kâğıtçılara kaptıracaktır.

Üstelik ikincisi, rejim düşmanı faaliyeti finanse eden bir karanlık tünel yaratacaktır.

Sonra unutulmasın ki bu insanlar paralarını İslâmi sermaye şirketlerine veya o rolü oynayan dolandırıcılara verirken, şeriat düzenine yardım kastıyla hareket etmiyorlar.

Kazanç bekliyorlar.

Tehlikeyi karanlık ve kaçaklık yaratıyor.

Sermaye Piyasası Kurulu'nun İslâmi sermaye şirketlerini borsaya getirme kararı, bu bakımdan tarihi bir adımdır.

Bu şirketlerin borsaya girme zorunluluğu, denetim ve şeffaflık getireceği için, tasarruf sahibi dindar vatandaşlar kadar devlet de korunacaktır.

Helâl kazanç, asıl bundan sonra güvence altına alınacaktır.

Soyguna dur!

Çoğu sahipleri tarafından soyulduğu için batan 8 bankanın 8 milyar dolarlık faturasını devlet ve millet ödeyecek.

Bu ülkedeki yolsuzluklar, rejim için irticadan daha büyük tehdit oluşturuyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu yarın çalışmaya başlayacak.

Bu kurul Türkiye'de bankaların, bankalar yoluyla devletin ve milletin soyulmasına "inşallah" bir daha asla fırsat vermemek iradesiyle oluşturuldu ve başına da eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel getirildi.

Dün Temizel böyle bir amacı "inşallah" yoluyla Allah'a havale etmek gibi bir lükse sahip olmadıklarını söyledi. Doğrudur..

Amerika'yı yeniden keşfetmeyeceğiz.

Önemli olan uluslararası normların uygulanması.. Siyasi etkilerle denetim görevinin ihmal edilmemesi.. Kamu adına milletin parasına sahip çıkılması..

Bu ülkede yasa da var, kurum da..

Sorunlar hep adam kıtlığından çıkıyor.

Soygunculuk huyu, bu yeni kurumun getirdiği güvenceye de direnecektir.

Ama Temizel adı, bu alandaki umutlar için yaratılabilecek en iyi şanstır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır