kapat

24.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Boşluk nasıl dolacak?..

Fatih Terim'in gidişinden sonra, Galatasaray'da özellikle idari yönde ortaya çıkan aksaklıkları sıralayan 12 maddelik yazımızın çıktığı gün, Galatasaray Futbol Şubesi Sorumluları Ali Dürüst ve Burak Sezgin arayıp yemeğe davet ettiler. Park Şamdan'da buluştuk. Başkan Faruk Süren de az sonra bize katıldı. Meğer o da ayni gün bizi aramış, ama Yasemin izinli olunca bir yığın aksaklık görev yapınca konuşmamız mümkün olmamış.

Galatasaray'ın futbolundan birinci derecede sorumlu üç yönetici ile uzun uzun konuştuk.

Aslında ben söyleyeceklerimi zaten yazdığım için genelde onlar konuştular, ben dinledim..

Ben söylediklerime birşey ekledim..

"Bir yanılgınız var.. Galatasaray'ın içinde Galatasaray düşmanları yoktur. Sizi eleştiren, hatta size şiddetle karşı çıkanların amaçları da temelde Galatasaray'ın daha iyi olmasıdır. Galatasaraylıları, hele hele Galatasaray'da sembolleşenleri düşman görmek ve ilan etmekten vazgeçin."

Sanırım ne demek istediğimi anladılar.

Yönetimin görüşlerini, başkan Süren çok net özetledi:

"Fatih Terim'in gidişi ile, Galatasaray'da yönetsel bir vakum oluştu.."

Vakum sözcüğüne dikkat.. Boşluk demektir.. Ama nasıl boşluk.. İçinde hava bile olmayan mutlak boşluk..

Süren bu boşluğun sebebini şöyle açıkladı:

"Fatih Terim herşeyi yönetmek isteyen bir yapıya sahipti. Allah var, çok da iyi yönetiyordu. Bu bizi biraz da tembelliğe sevketti. Herşeyi ona bıraktık. O birden gidince, işte bu vakum doğdu. Lucescu, asla burayı dolduracak yapıda birisi değil. O sadece bir teknik adam ve futbolla meşgul.. Fatih'in öbür yarısı için profesyonel birisi gerek.."

Teşhis doğru.. Bizim söylediklerimizle örtüşüyor..

O zaman, bu profesyonel yönetici, ya da futbol deyişi ile menecer, vakit geçirmeden bulunmalı.. Çünkü Galatasaray'da bu boşluk yüzünden doğan arızalar kanayan yaralara yol açıyor. Bu yaraların tedavisi giderek güçleşecektir.

Galatasaray'ın yeni meneceri derhal bulunmalı ve göreve başlamalı.

***

Ali Dürüst ve Burak Elmas fevkalade iyi niyetli genç arkadaşlar. Ama geçen hafta sonu hatalar yaptılar. Galatasaray geleneğinde olmayan bir konuşma hevesi içinde göründüler. Ekranlara taşındılar. Gereksiz polemiklerin içine düştüler, yalancıların, kötü niyetlilerin muhatabı oldular ve puan kaybettiler.

Galatasaray böyle oyunlara gelmez. Gelmezdi.. Gene de gelmemeli.

İddia ve ithamlara karşı söylenecek birşey varsa, bunlar yönetimde ele alınır, tartışılır, soğukkanlı, sözcükleri doğru seçilmiş cümlelelerle medyaya açıklanır. Hepsi bu..

Fener'in hakemleri..
Fenerbahçe'nin tepedekileri ve camiası, bu yıl işi hakemlere baskı yaparak götürme niyetlerini daha ilk haftalarda ortaya koydular..

Muhittin Boşat'a karşı nasıl bir yaylım ateşi görüyor, dinliyor, okuyorsunuz..

Efendim penaltılar verilmemiş..

Diyelim doğru.. Boşat vermemiş..

Peki ya Fener lehine vermedikleri..

Boşat, yürekli bir hakem olsaydı Ogün ve Lazetiç de kırmızı kartla oyundan atılmazlar mıydı?..

İstanbulspor stoperinin ikinci sarı kartı görmek için ne yaptığını kimse anlamadı.. Ama Ogün'ün adeta kafa kırmak ister gibi tepeden tabanla girişine seyirci kalmak ne demekti, peki?.. Lazetiç bir değil, dört sarı kart görecek şeyler yaptı. Boşat pıstı.. Bunları bir yerde gördünüz, duydunuz, okudunuz mu?.

Fener medyası susuyor.. İstanbulspor kulübünün sahibi Star gazetesi ve Star televizyonu Boşat'a saldırıyor.. İstanbulspor'un haklarını gaspettiği için sanmayın. Onlar dahi Fener'in yanında..

Küçük takımların yanında olmakla ünlü Erman Hocam, büyük takım Galatasaray olunca aslan kesiliyor. Fener olunca pıs..

Bir iki sureti haktan laf ediyor ama, Boşat'ın Fener lehine yaptıklarının adını ortaya koymadan geçiştiriyor..

Fener medyası bu oyunu yıllardır oynar, bu baskıyı yıllardır yapar.. Ama takım çok başarısız olduğu için işe yaramaz. Bu yıl takım da iyi görünüyor.. Bu yüzden saha ile masayı iyice yan yana koyacaklarını şimdiden belli ettiler..

Bunlar hakemlere yönelik medya terörünün ilk işaretleri.. Mesajı almayan hakemleri nasıl parça parça edeceklerini belli ettiler..

Bekleyin, daha neler göreceksiniz..

Haa.. Bir de Galatasaraylı medya var. Hakem Galatasaray lehine hata yapınca, ne şövalye, ne tarafsız olduklarını göstermek için sütunlar dolusu yazan..

Onlar da da seyirci kaldılar Boşat'ın boğazlanmasına..

Haftadan notlar!..
"Naim Süleymanoğlu dünya rekoru kırdı" palavrasının gerçeğini öğrenmek için Ali Gümüş'ün işe el koymasını beklemem gerekti. Bir defa rekor mekor yok kırılan..

Aslında daha rekor yok. Uluslararası Halter Federasyonu 60 kiloyu yeni kurmuş. "Bilmem kaç kiloyu kaldıran da ilk rekortmen olacak" demiş..

Naim gayri resmi bir yarışmada, tartıya girmeden 182.5 kilo kaldırdı diye de yer yerinden oynamış. Oysa Naim bu ağırlığı kaldırdığında 60 değil, 69 kilo çekiyor.. Yani 9 kilo fazlası var.. 69 kilonunun rekoru ise 190 kilo..

Bizde antrenmanlarda dünya rekoru kırıp da, şampiyonada sıfır çeken halterci haberlerinin arkasında ne yazık ki, medyamızın bu gayri ciddiliği var.

Yıllarca elini haltere değmeyip, Sydney elemesini kazanmak için Sofya'da yarışan Naim'e birinci olamadı diye giydirenler, şimdi de ters yönde ipin ucunu kaçırıyorlar.

Naim dünyanın en büyük yaşayan haltercisi.. Sydney'de dördüncü kez Olimpiyat Şampiyonu olabilmek için olağanüstü çalışıyor. O böyle çalışırsa, şansı da büyük olur, hepsi bu..

***

Galatasaray tribünleri niye dolmuyor?.. Geçen yıl hangi lig maçında doldu ki, bu yıl, bu polemik konusu yapılıyor?..

Dolmuyor çünkü,Galatasaray seyircisi zafere doymuş.

Dolmuyor çünkü, Galatasaray seyircisi, ciddi Avrupa maçları dışında heyecanlanmıyor.

Dolmuyor, çünkü, Galatasaray seyircisinde, "Eğer Dünyanın en büyük takımlarından birinin taraftarı isem, bunun bedelini ödemeli, maça giderek takıma katkıda bulunmalıyım" bilinci yok. Çoğunluk hiçbirşey vermeden almaya alışmış.

Dolmuyor, çünkü, Galatasaray yönetimi, pazarlama işini bilmiyor. Seyirci sayısı komik düzeylere düştüğü halde önlem alma çabası içine girmiyor. "Gelmezlerse gelmesinler" havası var. AIG gibi şirketlerin bilgi ve organizasyonuna özellikle bu durumlarda ihtiyaç var.

Dolmuyor çünkü, Ali Sami Yen'e gelenler, yönetime değil Allaha emanet. Stada giriş ve çıkışlar bir işkence. Hele kapalı da tam rezillik. Kartın yanına bir de koçan eklemişler, giriş iyice güçleşsin diye. Giren yerine oturamıyor. Orayı zorbalar ele geçirmiş. Onlar da oturmayıp ayakta duruyorlar. Oturanın maçı rahat izleme hakkını gasp ederek..Stad pis, kulisler pis, tuvaletler pis.. Büfeler cazip değil.

Dolmuyor, çünkü bu bilgisayar çağında İstanbul'un hemen her merkezinde bilet satmak için çareler aranmıyor. Maça gelmek isteyen ille de sürünmeli.

Maça gelme bilinci yok. Maça gelmek eziyet. Maça gelmek işkence..

Niye gelsinler peki?..

***

Fener ve Beşiktaş Stadlarında Galatasaray'a sövüldü..

Can Bartu bile kulaklarını tıkamış.. "Kötü tezahürat yoktu" diyor.. Galatasaray'ın anasına sinkaf kötü tezahürat değil demek..

Oysa Yeni Şafak'ta Hürol Bilal, hem de nasıl Beşiktaşlıdır, camiasına ders veriyor:

"Galatasaray aldığı puanlarla, bugün Beşiktaş'ın Şampiyonlar Liginde oynamasını sağlayan takım.. Bu öfke niye" diye soruyor..

Spor yazarları bu soruları sorarlarsa, bu ülkeye fair play gelir.. Yoksa hiçbir ön hazırlık yapılmadan, sahaya girmenin çok ağır cezası yasal olarak belirlenip açıklanmadan, "Dostlar alışverişte görsün" diye tel örgüleri kaldıranlar, yarın yüzlerce ölünün vebali altına girerler.

İl Valileri akıllarını başlarına almalı ve kulüp yönetimlerinin bu anlamsız yarışına "Zamanı gelinceye dek" dur demeliler..

Tribünlerdeki bugün küfürle ifade edilen öfke, yarın şampiyonluk ve kümede kalma iddiaları keskinleşince, medyanın da tahrikleri ile saha içi linç olaylarına dönüşür ve bu "Vurun kahpeye" belirtisi içinde saldıran kalabalıkları, oraya yığılan polislerin önlemeye gücü yetmez..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır