kapat

24.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


İşte gerilim de bitti!

Cumhurbaşkanı, Başbakan, yardımcıları, bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları oturup konuştular, "Tam bir görüş birliğine vardık..." diye bildiri yayınladılar.

Tam görüş birliği...

Cumhurbaşkanı ile Başbakan...

Başbakan ile Askerler...

Askerler ile Bakanlar...

Bakanlar ile Cumhurbaşkanı...

Tam bir görüş birliği içindeler.

Anlaştılar.

İşte gerilim bitti.

Bölücülük işine bulaşmış memur ile laik cumhuriyeti din cumhuriyetine çevirmek niyetinde, düşüncesinde, eyleminde bulunan memurların devlet kadrolarından temizlenmesi için en kısa zamanda harekete geçilecek.

Dün zirve yapıldı...

Karar böyle çıktı...

Hemen harekete geçilecek...

Yani, Meclis en kısa zamanda bir yasa çıkartıp, "Bölücü memur kimdir, irticacı memur kimdir, ne yaparsa bölücü damgası yer?" diye suç tarifini de hiç bir subjektifliğe meydan vermeyecek şekilde yapan bir kanunu çıkartacak. Böylece 40 yıl çalışmış, fakat politikacının hoşuna gitmeyen suçsuz memurun da 2 müfetiş raporuyla "defeterini dürme..." tehlikesi de olmayacak.

Yıkıcı memur...

Bölücü memur...

İrticacı memur...

Densiz memur...

Hırsız memur...

Devletten atılacaksa...

Kanunla atılacak...

Kararnameyle atılmayacak...

Cumhurbaşkanı'nın dediği oldu.

Yeni Cumuhurbaşkanı, "babalık kisvesine bürünüp" herkesi arkasından sürüklemek yerine tek başına kalmayı göze alabildi...

***

İşte gerilim de bitti...

Zaten bu yapay, plastik, havadan, sudan bir sürtüşmeydi. Hükümet Cumhurbaşkanı'na hukuk öğretmeye kalktı, Cumhurbaşkanı Hükümet'e "hukuka bağlılığın...." bir kazanç olacağı dersini vermeye çalıştı.

Oysa baştan anlaşabilirlerdi.

Cumhurbaşkanı ile Başbakan...

Oturup anlaşabilirlerdi...

Nerdeyse 80 yaşına merdiven dayamış Türkiye Cumuhuriyeti Devleti'nin memur kadroları içine bölücüler, yıkıcılar, irticacılar, hırsızlar nasıl sızıyor?

Kaç yıldan beri sızıyor?

Sızma nasıl başladı?

Kim izin verdi de sızıyor?

Şu partinin memurları... Bu partinin kadroları...Şu partinin prensleri...Öbür partinin ülkücüleri....Diğer partinin solcuları deniyor da niçin bütün memurların aslında halkın memuru olması gerektiği akla gelmiyor?

Halkın memuru olması gereken memurlar niçin cumuhuriyet devrimlerini karşı devrime dönüştürecek eylem adamı, ülke bütünlüğünü bölecek yıkıcı memur haline geliyorlar?

Aynı işyerinde çalışan, aynı işi yapan fakat birisi devlet memuru olduğu için 100 lira maaş alırken diğeri sendikalı işçi olduğu için 300 lira ücret alabilenler arasındaki bu ücret uçurumu nasıl kapatılabilir?

Memurlar memnun değiller?

Her yıl 5 defa...

Sokaklara dökülüyorlar...

Çırılçıplak soyunup...

Sokak direnişi yapıyorlar...

Polislerden cop yiyorlar...

***

Memurlar maaşların düşük olduğunu söylüyorlar, "vicdanımla cüzdanım arasında sıkışıp kaldım...." diye insanın kanını donduracak çıplaklıkta cümleler ediyorlar. Bu ülkenin başbakanlarından biri, maaşaların artmasını önerenlere karşı; "benim memurum işini bilir...." türünden dokundurmalar yapabiliyor. Yani memurların rüşvet yediğini açıkça ilan... Ama bu ülkede gerek direniş yapan memurlar, gerek "memurum işini bilir..." diyenler, gerekse de "cüzdanla vicdan arasına sıkıştık....." diyerek maaşları arttırmazsanız rüşvet tarifesini yükseltiriz demeye getirenler; devlet memuru kadrolarına torpilli girmiş, yeteneksiz, tembel, miskin, iş ahlakı olmayanların atılmasını ise nedense dile getirmiyorlar.

Cumhurbaşkanı ile Başbakan....

Bu tip temel sorunları...

Oturup konuşabilirlerdi....

Daha şık olurdu...

Hem bir memur reformunun altyapısı için hazırlık başlatılır, hem de Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında gerilim çıkmazdı.

Gerilim çıktı...

Dileriz ders de çıkmıştır.

***

Meclis 1 Ekim'de açılacak...

Önce yeni başkan seçilecek. Yeni başkan kim olacak? Hangi partiden olacak? Yine ANAP'lı mı olacak? DSP'liler, MHP'liler, FP'liler, DYP'liler nasıl tavır alacaklar? Sonra komisyonlar seçilecek. Sonra da; bölücü, yıkıcı memuru devletten temizleme kanun tasarısı hazırlanacak, bunlar komisyonlardan geçerken, metin üzerinde tartışılırken Meclis kilitlenirse...

Ders alınmamış olacak...

Hüseyin Bayraktar yalancı!

Dün bu köşede yeralan "Satış Öyküsü" başlıklı yazı üzerine Egebank'ın eski Genel Müdürü Sami Erdem bir açıklama yaptı. Sami Erdem; Egebank'ın Murat Demirel'den önceki patronu Hüseyin Bayraktar'ın; " Ben Çekoslovakya'ya sağlık kürü yapmaya gitmiştim. Sami Erdem bey aradı, bankanın Murat Demirel'e satış sözleşmesini Romanya'nın başkenti Bükreş'de imzalayacağız. Siz de Bükreş'e gelin...." bilgisinin tamamen yalan olduğunu açıkladı ve "Bükreş'e Murat Demirel'in uçağı ile Sami Erdem, Hüseyin Bayraktar, Murat Demirel ve Ticaret Hukuku Profesörü Erdoğan Moroğlu beraber gittik. Otelde anlaşmayı imzaladık, hep beraber aynı uçakla İstanbul'a geri döndük..." dedi. Sami Erdem, genel müdürlüğünü yaptığı bankaların kendi döneminde değil, bankalardan ayrıldıktan yıllar sonra battığını da belirtti.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır