kapat

23.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


İki soru...

Sorulardan birincisi Ankara'ya.. Bizim Dışişleri Bakanlığı'na.. Soralım bakalım: "Türkiye, eksen ülke konumunda bulunduğuna göre, ülkemizin Kafkaslara yönelik politikası varsa nedir ve bu politikayı uygulamak için elimizdeki kartlar nelerdir?"

İkinci soru Washington'a.. ABD Dışişleri Bakanlığı'na.. Onlara da soralım:

"Dünyanın tek süper gücü olan ülkenizin Kafkaslara yönelik belirgin bir politikası var mı, eğer varsa, geleceğe yönelik Kafkasya politikasında, Türkiye, denklemin neresine oturmaktadır?"

Bu iki soruyu sormamızın nedeni, dünyanın bu bölgesinde, hemen arka bahçemizde olup bitenler.. Gelin bu arka bahçemize bir göz atalım:

"Dağlık Karabağ hala Ermenistan'ın işgali altında.. Bu savaş sonrası 1 milyon göçmen savrulmuş durumda.. Ermenistan, Türkiye aleyhine olarak, arkasına Rusya ve son zamanlarda artan biçimde İran'ı almış durumda.. Ermenistan Nahcıvan'a, Türkiye de Emrenistan'a ambargo uyguluyor.. Azerbaycan, sırtını Türkiye'ye dayamış.. İran'a, ABD ambargosu var.. Ama aynı ABD, petrol diplomasisi yüzünden Azerbaycan ve Gürcistan yanlısı.. Bu arada Azerbaycan'a da ekonomik ambargo uyguluyor aynı ABD.. Rusya, Çeçenistan yüzünden Gürcistan'ı suçluyor.. Gürcistan bölünmüş durumda.. Abhazya, Gürcistan'dan bağımsızlık almakta kararlı.. Osetya Rusya Federasyonu'na bağlanma peşinde.. Acaristan sorunu olduğu yerde duruyor.. Azerbaycan ve Gürcistan, Rusya'ya karşı kendilerini güvencede hissetmiyor ve bu yüzden NATO'dan yardım istiyor. Onlar bu yardımı istedikçe Rusya sinirleniyor.."

Satır başları ile arka bahçede durum aynen böyle.. Ve bu bölgenin istikrar denen kelime ile tanışması da bir hayli uzun süreceğe benziyor..

ABD yönetiminin bu konuda tutarlı bir çizgide, bütün ağırlığını koyarak, taraflar üzerinde baskı uyguladığı yok..

Ankara ise sessiz.. Ne yapacağını bildiği, bölgeye yönelik uzun vadeli bir siyaset planına sahip olduğunu gösteren, ortada hiçbir belirgin iz yok..

Ondan sonra, gelsin Kafkasya İstikrar Paktı..

Olayın siyasi boyutu var.. Savaş boyutu var.. Ekonomik boyutu var.. İnsani boyutu var.. Türkiye ile Rusya'nın çıkarlarının ciddi biçimde çatıştığı noktalar var.. Bölgede nefret var.. Kan var.. Gözyaşı var..

Nasıl çözeceğiz bunları? Sihirli bir el mi değecek bölgeye?

Eğer ABD ve Avrupa Birliği ile ortak bir plan üzerinde çalışırsak, hiç olmazsa belli bölgelerde, belli konularda bazı somut adımlar atılmasını sağlayabilir miyiz?

Gerek Türkiye, gerekse ABD, eğer Kafkaslar için ortak bir politika hazırlayacaksa, bunun mutlaka "end game" denen son adımın atılacağı bölümü de olmalı.. Ve herkes bu planın arkasında sapasağlam durmalı.. Öyle taşıma suyla bu değirmen dönmez..

İşte bunun için, yazının başlığındaki iki soruyu gündeme taşıdık..

Ankara'nın da, Washington'un da dünyanın bu bölgesinde olup bitenlere veya olacak bitecek olan gelişmelere gözlerini kapama lüksleri bulunmamaktadır..

Bizim Dışişleri'nin hesap yaparken, Washington'daki karşıtlarının ne amaçladığını da iyi hesaplamaları gerekiyor.. Kafkaslar, hangi öncelikte ABD yönetimi için? Bu sorunun cevabı çok önemlidir.. Çünkü şu an için gözüken, Washington'un, bu konuda kulağının üstüne yattığı..

Hoş bizim de onlardan pek farkımız yok ya..

Adriyatik'ten Çin'e diye yola çıktık, Kafkaslar'da geldiğimiz nokta işte bu.. Peki diğer bölgeler? Ortadoğu ve Balkanlar.. Oradaki pozisyonumuz ne? Bir başka yazıda bunları da tartışacağız..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır