kapat

23.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN ATAKLI(ataklic@sabah.com.tr )


Fethullah Hoca'nın koruması hâlâ duruyor mu?

Buna artık skandal mı dersiniz başka birşey mi, bilemiyorum. Ama öğrenince çok şaşırdım. Herhalde sizin için de şaşırtıcı olmuştur.

Başlıklarda okudunuz, Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen Fethullah Gülen'in yanında devletten maaş alan, polis kadrosunda görevli bir yakın koruma polisi var.

Fethullah Gülen, bazı konuşmalarının kasetlerinin medyaya sızdırılması üzerine sıkıntıya girmiş ve geçen yıl Amerika'ya gitmişti. Fethullah Gülen'in Amerika'ya gidişi yakınları tarafından "tedavi amaçlı" olarak duyurulmuştu. Ancak herkes çok iyi biliyordu ki, Gülen, başına gelebilecek yasal yaptırımlara karşı Amerika'ya gitmişti. Hatta Fethullah Gülen'in bu seyahatine bizzat dönemin başbakanının da izin verdiği ileri sürülmüştü.

Fethullah Gülen Amerika'ya giderken, yanına devletin polisi de koruma görevlisi olarak konmuştu. Bizzat İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın emriyle Fethullah Gülen'in yanına konulan polisin adı Ahmet Akgün'dü. Üstelik Ahmet Akgün sıradan bir koruma görevlisi de değildi, rütbesi başkomiserdi.

128058 sicil sayılı başkomiser Ahmet Akgün'ün görev süresi her ay İçişleri Bakanlığı müsteşarının talebi ve bakanın onay imzası ile uzatıldı.

Ahmet Akgün'ün maaşı devlet tarafından ödendi. Ancak Amerika'daki kira, yiyecek, içecek, eğlence gibi masrafları Fethullah Gülen tarafından karşılandı.

Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen Fethullah Gülen Amerika'ya giderken yanına bir de yakın koruma görevlisi verilmişti.

Devletten maaş alan bu koruma görevlisinin görev süresi İçişleri Bakanı Tantan tarafından her ay uzatılıyordu. Şimdi soruyorum koruma geri mi çekildi, yoksa hâlâ Amerika'da mı?

Aklıma takılan sorular
* Fethullah Gülen Türkiye'de yaşadığı sırada niçin koruma altındaydı?

* Fethullah Gülen'e yönelik nasıl bir tehlike vardı?

* Fethullah Gülen'e yakın koruma verilmesi kimin tarafından sağlandı?

* Bu kadar yakından korunan bir kişinin yaptığı her hareket devlet tarafından izlenmiyor muydu?

* İzleniyorsa devletin elinde suç delilleri oluşmadı mı?

* Oluştuysa Fethullah Gülen'in yurtdışına çıkışına neden izin verildi?

* Türkiye'de koruma altında olan herkes yurtdışına çıktığında yakın korumaları da birlikte giderler mi?

* Yurtdışına giden yakın korumalara maaş dışında ödeme yapılır mı?

* Yurtdışındaki korumalar için lojman tutulur mu?

* Yurtdışındaki korumaların özel masraflarının korunan kişi tarafından ödenmesi kurallara uygun mudur?

* Yabancı bir ülke, konuk ettiği kişinin devlet memuru yakın koruması olmasını hangi şartlarda kabul eder?

* Fethullah Gülen'in devlet maaşlı koruması hala duruyor mu?

* Geri çekildiyse ne zaman?

* Geri çekildiyse, bunun gıyabi tutuklama kararı ile ilgisi var mı?

* Eğer koruma polisi hala Amerika'daysa, aranan bir kişiye devlet koruması verilmesine Amerika ne diyor?

* Amerika'nın Türk Devleti'nin koruduğu bir kişiyi iade etmesini bekliyor muyuz?

* Amerika'nın aradığı bir kişi Amerikan devletinin koruması altında Türkiye'de olsaydı ne yapardık?

Bu çöpler kalkmazsa halk size düşman olur
Temizlik işçileri çok aradı dün. Kimi buldu kimi not bıraktı. Hepsi de dün yazdığım yazıya takılmış. Ne diyordum orada "İşçiler ücret sıkıntısını bahane ederek halka eziyet çektiriyor. Bunu yapacaklarına çöpleri gidip başkanların evlerinin önüne boşaltsın."

Bana telefon edenlere şunu söyledim: "Artık devir 1960'lar 70'lerin devri değil. O zamanlar grev yapan işçiler halktan da sempati görürdü. Siyaset o zamanlar daha farklıydı. Şimdi öyle değil, herkes herşeyin farkında. Ayrıca yaygın bir inanış var, temizlik işçilerinin profesörlerden bile daha fazla kazandıklarına inanıyor herkes. Hele İstanbul baştan aşağı kokarken ve çöp dağlarından geçilmezken size kimse destek olmaz."

Açık bir şey söyleyeyim mi işçiler bu sözlerime itiraz etmediler. "Evet durumun artık böyle olduğunu biliyoruz" dediler.

Ama duyurmak istedikleri şu; aynen iletiyorum: "Ülkenin içinde bulunduğu durumu biz de biliyoruz. Bu nedenle çok yüksek ücret artışları talep etmiyoruz. Mevcudun üzerine yaşama hakkı tanıyacak kadar zamma da razıyız. Şunu bilin ki temizlik işçilerinin pekçoğu birkaç aydır maaş ve sosyal haklarını almadan çalışıyorlar. Belediye başkanları nedense bize sırtını çevirmiş durumda. Lütfen başkanlara söyleyin başlarını uzatıp bize bir baksınlar. Sorun çözülmeyecek sorun değil."

Evet işçiler bunları söyledi, ben de iletiyorum. Ve işçilere önerimi ısrarla tekrarlıyorum. İstanbul halkını kendinize düşman etmeyin, o çöp dağlarından size hiçbir fayda çıkmayacak.

O çöpleri toplayın, götürün hangisiyle uzlaşamadıysanız o belediye başkanının evinin önüne dökün. Göreceksiniz sonuç alacaksınız. Benden söylemesi.

Zenneyi sahneden indirmedim
Devlet Bakanı Yüksel Yalova ile konuştum dün. Bazı gazetelerde Yüksel Yalova'nın hafta sonunda Kuşadası'nda katıldığı bir düğünde danseden zenneyi sahneden indirdiği haberi yeralmıştı. Konuyu kendisine sordum.

* Zenneyi neden sahneden indirdiniz?

- Zenne sahnede değildi ki.

* Nasıl değildi?

- Ortada sahne yoktu, düz bir alandı, ortada dansediyordu.

* Kelime oyunu olmadı mı bu?

- (Gülerek) Tamam da gerçekten zenneyi sahneden indirmedim.

*Peki ne yaptınız?

- Ne yapacağım ben de dansını izledim.

* Ne kadar?

- Galiba 20 dakika dansetti, ben de izledim.

* Zennelik ayıp mı?

- Neden ayıp olsun. Ayrıca ben konservatuarın tiyatro bölümü mezunuyum.

* Bununla ilgisi?

- Bir sanatçıya ayıp diyemem.

* Ama o haberi okuyan buna inanır?

- Evet ben de okusam inanırım. Ama gerçekten zenneye birşey yapmadım.

* Korumalar da mı?

- Korumalar hep yanımızda duruyor, onlar masaya biraz mesafeli tutmuş olabilir.

* Yani zenne gelmek istedi mi masaya?

- Bilemiyorum, ama önümüzde oynadı.

* Siz tepki göstermişsiniz?

- Hayır göstermedim.

* Ne yaptınız?

- Ben başka düğüne gidecektim.

* Yeter artık mı dediniz?

- Hayır, düğünde takı da takmam gerekiyordu.

* Takın, kim engel ki?

- Zennenin dansı bitsin diye bekledik.

* Bitmedi mi?

- Biraz uzayınca ben de takı takmak için kalktım, herhalde o anı kızdı diye anladılar.

* Aslında kızmamıştınız?

- Hayır niye kızayım?

* Peki bu tür fotoğraflardan çekinir misiniz?

- Hayır ama bazen çok zorlama yapıyorlar, o rahatsız edici.

* Nasıl zorlama?

- İlle de dansözle aynı kareye sokmak için.

* Kimler?

- Kim olacak, siz gazeteciler.

* Dansözle görünmek ayıp mı?

- Değil tabii, ben zorlamadan söz ediyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır