kapat

17.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


İki deprem arasında

Bir yıl önce, cehennem ağzı gibi açılıveren toprak, on binlerce insanımızı yuttu.

Dünya tarihinin en büyük felaketlerinden biriyle sarsıldık.

Peki; 17 Ağustos depremi bize ne öğretti?

Çekilen onca acıdan hangi dersi çıkardık?

Bu felaketi doğru dürüst yorumlayabildik mi?

Hiç sanmıyorum.

***

Daha önceki depremlerden sonra da külahı önümüze koyup düşünmemiştik.

Yapılan yanlışların, hesap hatalarının dökümünü çıkarmamış, sorumluları cezalandırmamıştık.

Bu yüzden onların yerine masum insanlar bedel ödedi.

***

Binlerce yıldır depremlerle sarsılan bu ülkede, depreme uygun yapılanma olmamasını açıklamaya imkan yok.

Japonya, Amerika gibi ülkelerde de büyük depremler oluyor ama bildiğiniz gibi can kaybı yok denecek kadar az.

Çünkü yıllardan beri bütün binalar depreme uygun yapılıyor.

NASA'da görevli olan Cheick Diarra diyor ki: "Saint Andreas fayı evimin hemen önünden geçiyor."

"Peki korkmuyor musun?" dediğimde gülüyor.

"Neden korkayım?"diyor.

"Deprem olunca yorganı başıma çekip sarsıntının bitmesini bekleyeceğim. Üstüme hiçbir şey düşmesi ihtimali yok. Sadece depremden sonra biraz trafik sıkışıklığı yaşanıyor. İşte hepsi bu kadar."

Kalifornia'da böyle atlatılan deprem, Türkiye'de on binlerce cana mal oluyor.

Çünkü daha önceki depremlerden hiç ders almamışız.

Deprem bölgesinde fayın üstüne donanma kurmuşuz, sanayi tesisleri, petrol rafinerileri oturtmuşuz.

Evleri yaparken yıkılıp yıkılmayacağını hiç düşünmemişiz.

Geçenlerde mimar Erol Evgin yakınıyor ve "İki sene statik okuduk ama bize hiç kimse depremden söz etmedi" diyordu.

***

Şimdi Marmara'da büyük bir deprem bekleniyor.

Yerli yabancı bütün bilimadamları depremin kesinlikle vuracağı kanısındalar.

Ama gördüğünüz gibi çürük yapıları düzeltmek, tehlikede olan apartmanları boşaltmak, insanların canını korumaya yönelik önlemler almak gibi bir çaba yok ortalıkta.

İstanbul'u depreme dayanıklı hale getirmek için yedi milyar dolar gerekiyormuş.

"Bu kadar parayı bulamayız." diyorlar.

Ama beş batık bankaya 4.5 milyar dolar kolayca bulunuyor.

Ne yazık ki insan canının çok ucuz olduğu bir ülkeyiz.

Amerikalı ve Japon'un canı kadar etmiyor bizim canımız.

Bu yüzden de onlar depremi sıyrık bile almadan atlatırken biz idam mahkumları gibi bekliyoruz.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır