Büyük acının birinci yılı
Marmara depreminin birinci yılında... Biz daha "merhaba" demeden... Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara "Yavuz Bey, bir şey soracağım" dedi:
- Nedir Hocam?
- Yavuz Bey, deprem olacak mı?
Işıkara Hoca, günde kırk kişiyle karşılaşıyor.
Herkesin, Hoca'ya ilk sorduğu soru bu:
- Hocam, deprem olacak mı?
Prof. Işıkara'nın artık canına tak etmiş.
"Kovboylar gibi" diyor:
- Silahı önce ben çekiyorum... Soruyu önce ben soruyorum.
Evet, bir yıldır sadece Hoca'ya değil...
Herkes, birbirine "aynı soruyu" soruyor:
- Deprem olacak mı?
Bu da gösteriyor ki...
Bizim en önemli sorunumuz "eğitim."
***
Hoca'ya dedik ki:
- Depremin birinci yılında bazı "etkinlikler" düzenlenmesi iyi oldu.
Prof. Işıkara da dedi ki:
- Keşke Erzincan... Dinar... Adana depremlerinden sonra da bu etkinlikler yapılsaydı... Keşke "olaya" seneler önce sahip çıkılsaydı... Çok mesafe alınırdı... Haksız mıyım?
Hoca haklı.
Ama "bir şeyi... Bir özdeyişi" unutuyor.
"Türk'ün aklı sonradan gelir."
***
"Geçenlerde" Prof. Işıkara ile maç seyrediyorduk.
Tribündeki herkes "antrenöre taktik veriyordu."
"Şu oyuncuyu çıkar... Bunu oynat... Şöyle yap... Böyle yap" diye.
Baktık, Prof. Işıkara bu durumu yadırgıyor.
"Yadırgamayın" dedik:
- Bizde sporun da... Siyasetin de "uzmanı" çoktur.
Şimdi buna bir de "deprem uzmanlığı" eklendi.
Kimi "deniz suyu ısındı, deprem geliyor" diyor.
Kimi "hava ısındı, deprem geliyor."
Kimi "depremin tarihini bile" söylüyor.
Biz "böyle" konuşunca...
Prof. Işıkara güldü:
- Her şeyin başı eğitim... Toplum ne kadar bilgili olursa, söylentiye o kadar az itibar eder.
***
Neyse, gelecek yıl ilköğretim okullarında "afet dersi" okutulacak.
"Ağırlıklı olarak" deprem.
Sonra "acil kurtarma."
Ve "ilkyardım."
Ah keşke "bunu da" daha önce akıl edebilseydik.
***
Evet, bir yıl geçti aradan...
"Önce" 17 Ağustos depremi.
17.500 ölü.
45.000 yaralı.
224.000 yıkılmış bina.
"Ardından" 12 Kasım depremi.
850 ölü.
5.000 yaralı.
Yıkılmış 40.000 bina.
"Böylesine bir büyük olayın... 150 kilometre genişlikteki... 400 kilometre uzunluktaki... 20 milyon insanın yaşadığı bir alanda meydana gelen bir depremin" altından kalkabilmek kolay değil.
Ama pek çok "eksiğe, gediğe, yanlışa" rağmen büyük mesafe alındı... Çok şey yapıldı.
Kur'an-ı Kerim'de "hayır yolunda birbirinizle yardımlaşınız" buyurulur.
Halkımız, hayır yolunda yardımlaşmada "birbiriyle yarıştı."
***
"Eksiği, gediği, yanlışı" yarın yazacağız.
Allah bir daha böyle acı göstermesin.