kapat

17.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RAUF TAMER(rtamer@sabah.com.tr )


17 Ağustos mu?

Ne gelmiş başımıza 1 yıl evvel, söyler misiniz?

Doğal afet mi?

Heyhat... orada bir tehlikeli fay hattı olduğunu, milyonlarca insanın da meğer yıllardır dinamit üstünde oturduğunu koca Türkiye yeni öğrenmiş.

Evet... Yıllardır dedik.

Belki asırlardır.

"Bir gün mutlaka patlayacak olan", dinamiti, ancak dinamit patladıktan sonra öğrenmiş Türkiye.

*

Nasıl olur?

Tam 76 yıldır Ankara'yı kimse uyarmamış mı:

- Burada petrol tesisleri kurulmaz...

- Burada sanayi kurulmaz.

- Burada Askeri Tesis kurulmaz.

- Burada şehir bile kurulmaz.

- Eğer kurulursa da falan şartlarla kurulur.

Çünkü...

Bir gün ve mutlaka.

Dinamit patlayacak.

Soruyoruz.

Ankara'yı kimse uyarmamış mı sahi?

*

Vah Marmara yöresi.

Ve de çaresiz İstanbul.

Fay Hattına paralel olarak inatla tesisleşmiş meğer.

İstanbul nedir kuzum?

Liman mı, Sanayi Bölgesi mi, Sağlık ve eğitim merkezi mi, turizm beldesi mi, Askeri üs mü, yoksa tarih, anıt ve müze mi?

Yoksa bunların hepsi birden mi?

Peki, kimler getirip yerleştirmiş bunları İstanbul'a... Yüzbinlerce kaçak yapıya nasıl izin verilmiş... Ta İzmit'ten Tekirdağ'a uzanan çizgiye, sanayi kurmak kimlerin zekası ve dehasıymış...

Hiç uyaran mı olmamış?

Olmuş da dinleyen mi çıkmamış?

Yoksa Türkiye topluca intihar için topluca yemin mi etmiş?

17 Ağustos'un yıldönümünde işte bunları düşünüyoruz.

*

Efendim, depremle birlikte yaşamaya alışacaksınız.

Yahu, anladık.

Ama Cumhuriyet kurulduğundanberi bize bunu söyleseydiniz, elbet alışırdık.

Nasıl enflasyonla birlikte yaşamaya alıştık, nasıl terörle birlikte yaşamaya alıştık, buna da mutlaka alışırdık.

Çocukluğumuzun büyük kısmı Marmara'da geçti... Körfez'de geçti.

Bize bunları okulda hiç kimse öğretmedi.

Büyüdük delikanlı olduk, İstanbul'a yerleşirken aman dikkat diye bizi kimse uyarmadı.

57 tane hükümetten hiç bir tanesi, Marmara'daki tehlikeye hiç değinmedi.

Tersine sanayii teşvik için hep bu yöreleri seçti.

Nasıl olur?

åfet, bizi ikaz da etmiş... Hassas bölgelerde bu ülkeye birkaç büyük deprem faciası yaşatmış.

Fakat hayır.

Koca Türkiye, ancak 17 Ağustos'ta yani 1 yıl evvel ayılmış. Ve depremle birlikte yaşamaya nihayet karar vermiş... Yani "Basra harâb'olduktan sonra."

*

Ankara hükümetleri, bu planlamayı ve yerleşmeyi bile bile yapmışsa, 76 yıl toplu cinayet işlenmiş demektir.

Eğer bilmeyerek yapmışsa, aynı cinayetlerin sorumlusu, bilim ve araştırma kurumlarıdır. Çünkü, Ankara'yı sürekli ikazları gerekirdi....

Yani, öyle de olsa, böyle de olsa, ortada bir cinayet var.

Toplu cinayet.

İşte, bugün, o cinayetin yıldönümüdür. Andığımız şey budur.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır