kapat

17.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Dev mukavvaya tos!

Dev mukavvadan yapılmış deve, alttan şiddetli bir tos inmişti... Zemini çürük, binası çürük, mühendisi çürük, belediyesi çürük, imar planı çürük, bakanlığı çürük, halkı ucuzcu, kolaycı, bedavacı, bize birşey olmaz abicimci şehirler, dev kartonlar gibi yıkılmıştı.

İnsanlar figan içindeydiler...

Feryat-figan halindeydiler...

Çocuklar da ölmüştü...

17 Ağustos 1999'da...

Ve 12 Kasım 1999'da...

Doğa iki kez tos vurmuştu...

2 depremde; 19 bin ölü, 49 bin yaralı... Adapazarı'nda, İzmit'te, Yalova'da, Bolu'da, İstanbul Avcılar'da, Gölcük'te, Düzce'de çürük zemine oturtulmuş 8 katlı, 9 katlı mukavvadan apartmanlar; beton leşi, demir molozu, kapı-pencere pervazı yıkıntısı haline gelivermişti.

* * *

Betondan çalınmıştı...

Demirden çalınmıştı...

Zeminden çalınmıştı...

Müteahhidin proje mühendisi, yapı izni veren belediye fen işlerinin mühendisi ve bina yapımında görevli şantiye mühendisinin onayından geçerek yapılmıştı binalar...

Yani sözüm ona...

3 mühendis birden...

Gözetiyordu bina yapımlarını...

Fakat doğa; dev mukavvadan yapılmış dev şehirlere alt dibinden bir tos vurunca ortaya çıktı ki; atılan 3 mühendis imzası da palavra, belediyelerin hazırladığı imar planları da yalan-dolan, zemin etüdleri de uydurma, fay haritaları da doğru değil...

İki depremde:

Toplam 329 bin konut...

49 bin işyeri...

102 okul... 104 cami...

3 devlet hastanesi yıkıldı...

Türkiye'nin en eğitimli, en girişken, en becerili, en zengin insanlarının yaşadığı, en gelişmiş bölgesi İstanbul-İzmit-Yalova-Adapazarı 45 saniye içinde herşeyini kaybetmişti.

Kadınlar döğünüyordu...

45 yılda biriktirdik...

45 saniyede kaybettik...

Diye ağlıyorlardı...

Ülkenin en büyük rafinerileri...

En stratejik fabrikaları...

En önemli santralleri...

En görkemli otoyolları...

En güzel camileri...

En büyük okulları...

Bu bölgede toplanmıştı...

Çok bilmiş geçinen özel sektörün en baba holdinglerinin bile fabrikalarını fay hattı üzerine ve çürük zemine oturttukları ortaya çıktı.

Özel sektörün devi: Aksa...

İnsanı- ağacı kanser yapan...

Akrilo-nitril sızdırmıştı...

1.5 gün boyunca..

Devletin devi: TÜPRAŞ...

7 gün boyunca alev alev yanmıştı.

İşte bugün tam bir yılı doldu.

Depremi dibimizden yemiştik.

Aklımız, zihnimiz açılmıştı:

Biz ülkenin 70 yılda biriktirdiğimiz en iyi yetişmiş insan malzemesi ile büyük zenginlik kaynağını deprem fay hattı üzerine kurmuştuk. Ve önümüzdeki 30 yıl içinde (bugün de olabilir, 30 yılın son günü de olabilir) bu bölgede yüzde 62 oranında 7.4'ün üzerinde şiddette sallanarak fay hattını bir defeda kırılacak şiddette depremler daha olacaktır.

İstanbul'da da olacak...

İzmir'de de olacak...

Van'da da olacak...

Ve başka şehirlerde de...

Bu şehirlerin çoğunun da zemini tıpkı Adapazarı, Yalova, Gölcük, İzmit, İstanbul Avcılar depremlerinde görüldüğü gibi yeri sallanınca toprak suya dönüşüyor. Dolayısıyla sulak zeminlere şehirler kurmamak gerekiyor.

Zemin haritalarının yapılması...

Zemin etüdlerinin gerçekleşmesi...

Fay haritalarının çıkartılması...

MTA'nın, TPAO'nun, DSİ'nin...

Üniversitelerin ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün bir araya gelerek fay hatlarını doğru olarak tesbit etmesi, MTA'nın Marmara Denizi ve Çevresi'nin en az 1/ 25.000 ölçekli haritalarını hazırlaması gerekiyor. Ve üniverisetedeki hocalarımızın da bu bilimsel verilere bakarak; fayın bir defada mı yoksa birkaç defada mı kırılıp kırılmayacağını halka bildirmeleri gerekiyor.

Devletin hantalıktan...

Kızılay'ın dinozorluktan...

İmar bakanlığının müteahhit yağmasından kurtarılması, belediyeler, üniversiteler, imar bakanlığı bir araya gelerek ülkeye yeni bir imar modeli, şehircilik sistemi bulmaları gerekiyor.

Aynı bina türleri...

Aynı apartman yapıları...

Aynı şehirleri...

Yeniden yapmamak gerekiyor.

Evet bir yıl sonra kimse aç değil, açıkta değil. Ama ortada ne yeni bir şehir tipi, depreme dayanıklı yeni ev tipi, ne yeterli zemin etüdleri, fay hattı tesbitleri , 1/25.000 ölçekli harita, ne yeni imar mevzuatı geliştiren bir belediyecilik anlayışı, açılmış bir akıl, uyanmmış bir zihin yok gibi...

Bir yıl sonra bu kez, İmar Bakanı; "Kış gelmeden kalıcı konutları bitireceğiz" diyerek yine şov yapmakta.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır