kapat

17.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Acıyı bal eylemek...

Yanlış hatırlamıyorsam, Hasan Hüseyin'in bir şiirinin adıydı bu. "Acıyı Bal Eylemek".. Yani yaşanan tüm acıların içinden gerekli dersleri süzüp alarak, onları daha iyi bir yaşam için itici güç olarak kullanmak.

Ulusça son yıllarda gördüğümüz en büyük felaket olan 17 Ağustos depreminin yıldönümünde ne demeli, ne yazmalı ? Çok iyi biliyorum: Biz gazetelerde, köşelerimizde hep farklı, hep yeni konulara erişmeye çabalar ve hayatın binbir olayının hangisine yetişeceğimizin telaşını yaşarken, depremin sillesini yemiş olanlar bir yıldır hep ayni şeyi düşündüler, aynı acıyı yaşadılar. O korkunç olayda yakınlarını, akrabalarını, canları ciğerleri olan sevdiklerini gözlerinin önünde kaybetmişlerdi, evlerinin ve yaşadıkları çevrenin çöküp gitmesine tanık olmuşlardı, dünyaları altüst olmuştu. Kolay mı ?

Ve gerçi belli ölçüde toplumca bu felaketin çevresinde birleşebildik, gerekli yardım kampanyalarını başlatabildik, devletin çok ağır dönen çarkını bile sonunda harekete geçirebildik. Hatta başkan Clinton'un ziyaretiyle somutlaşan biçimde dünyanın ilgi ve desteğine de sahip olabildik.

Ama yeterli mi bunlar ? O felaketi yaşayanlar kolay kolay unutabilir mi ? O felaketten sağ çıkanlara gerekli tüm koşullar, yeni bir hayata başlamak için gereken asgari olanaklar sağlanabildi mi ?

Ne yapıp etsek de depremin sillesini gerçekten yemiş olanları teselli edemeyiz, acılarını bala dönüştüremeyiz. Ancak kırık-dökük yazılarımızla onları unutmadığımızı, acılarını paylaştığımızı, manevi olarak yanlarında olduğumuzu belirtebiliriz.

Allahtan ulusumuza bir daha böyle acılar yaşatmamasını dileyelim. Ve basın olarak da depremzedelere yapılanların ve yapılmayanların sıkı takipçisi olmaya devam edelim. Elimizden başka ne gelir ?

"Dostun attığı gül..."
Yekta Kara olayı için yazdığım yazıda duygularıma kapılmamaya çalışarak, öfkemi yenerek, olaya soğukkanlılıkla yaklaşmaya, bakanı böylesine popüler olmayacak ve çok puan kaybettirecek bir kararı almaya zorlayan nedenleri de belirtmeye çalıştım. Bence her gazetecinin yapması gerektiği gibi.

Ama yazım galiba Yekta Kara-Ali Taygun dostlarımı incitmiş. Onları üzmek dünyada isteyeceğim en son şeydir. Ali Taygun bana gönderdiği yazıda "elin günün dediği değil de senin yazındaki dostun attığı gül can yaktı" diyor. Onları üzdüysem özür dilerim. Ve işte Taygun'un bana yazdıklarının bir özeti.

Taygun Lirik Tarih'in her bir gösterisinin 250 bin dolar olduğunu doğruluyor. Yekta Kara ve kendisinin 10'ar bin dolar yani % telif aldıklarını söylüyor. Gösteriye katılan kadrolu opera sanatçılarının 200-1500 dolar arası bir para aldıklarını, bunun her gösteride 40 bin dolar, vergisiyle birlikte maliyetin % 0'si olduğunu belirtiyor. Operacıların dışındaki sanatçıların (Balık Ayhan, Pentagram, Yarkın toplulukları, vs) 150 kişiyi bulduğunu, bunların da % 0 kadar bir pay aldıklarını belirtiyor. Bunlara her temsil için büyük rakkamlara ulaşan prodüksiyon masrafları (ışık, ses, sahne, dekor, Lütfi Kırdar'ın bir çorbaya 8 dolar alan ikram masrafları, vs.. Kabaca bütçenin (% 5) e ayrıca telifler, vs (% 2) kadar ekleniyor.

Ve Taygun tüm bunların sonunda, yapımı hazırlayan kendi şirketine sadece % 5 kaldığını, bunun her yapımcının normal yüzdesi olduğunu, bundan vergiler de düşünce % , yani 20 bin dolar kaldığını belirtiyor ve ekliyor : "1999 yılında bu gösteri sadece bir kez yapıldı. 10 elemanın 12 ay devamlı çalışması koşuluyla"..

Evet, tüm bunlar benim verdiğim sayılar ve kullandığım "aradaki büyük fark" deyimini açıklamak için. Taygun, 28 Ağustos'ta bir basın toplantısıyla bütçe konusunda geniş açıklama yapacaklarını, şimdilik 19 ve 30 Ağustos'ta yapılacak gösterilere hazırlandıklarını belirtiyor.

İşte size Lirik Tarih olayından kimi sayısal gerçekler.

Benim gibi sayılardan ve hesaplardan pek hoşlanmasanız da, bu olaya ilgi duyuyorsanız bilmenizde yarar olan şeyler.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır