Marmara Depremi'nin acı hatırası, 1. yıldönümünde tazelendi. Gölcük, İzmit, Adapazarı ve Yalova'da, "Uyuma Türkiye, ben uyumuyorum" kampanyası çerçevesinde, şiir dinletisinden mevlide kadar birçok etkinlik gerçekleştirildi. İstanbul'un depremden en çok etkilenen ilçesi Avcılar'da ise 17 Ağustos'ta ölenlerin anısına Avcılar Atatürk Parkı'nda tören düzenledi.
Avcılar Belediyesi, ölenlerin anısına Avcılar Atatürk Parkı'nda tören düzenledi. Tören daha sonra dramatik bir nostalji yürüyüşüne dönüştü. Avcılar Belediyesi 17 Ağustos'u ve depremde yaşamını yitirenleri anmak için törene katılan yüzlerce kişiye siyah kurdela dağıttı. Kurdelaları takan grup 9 kişinin hayatını kaybettiği Aydoğan Apartmanı'na kırmızı karanfiller bıraktı.
Bakırköy Belediyesi depremin ardından yardımda bulunan ve Gölcük'te İlköğretim Okulu yaptırma çalışmalarına başlayan Fransa Nantes Belediyesi ve Fransa Batı Bölgesi Türk Birliği Başkanlığı'na bir jest yaptı. Ataköy 5. Kısım'da bulunan Geyikli Park'a Fransızlar'ın ünlü bilimkurgu yazarı Jules Verne'in adını veren belediye, buraya Verne'in büstünü dikti.
Eskişehir'de, depremi Gölcük İhsaniye'de yaşayan berber Necati Akceylan bedava traş yapacak. Ağustos tarihini, hayatında bir dönüm noktası saydığını söyleyen Akceylan,17 Ağustos'ta tüm müşterilerini ücretsiz traş edeceğini ve bunu her yıl yapacağını söyledi.
Türk-Japon Vakfı'nın, bu yıl 7'incisi düzenlenen konferanslarına katılmak üzere Türkiye'ye gelen 17 Japon üniversite öğrencisi, Bolu'da yaptıkları gösterilerle depremzedelere moral verdi. Tokyo'da çeşitli üniversitelerde eğitim gören 17 Japon öğrenci, Marmara Depremi'nin 1. yılında, depremzedelere moral vermek için Japon dansından örnekler sergilediler.
Deprem sonrasında açılan hesaplara bağış yağdı. Faizleriyle birlikte 158 trilyon lira toplandı.
Halk yaralarının sarılması için çıkartılan vergilere itirazsız katlanıp 1.8 katrilyon ödedi.
Özel sektör, 10 bine yakın prefabrik konut yaptırdı. Bölgeye sürekli ayni yardım aktı.
Ekonomik krize rağmen, devlet depremzedeleri aç, açık bırakmamak için çabaladı.
Türkiye, depremle yaşamayı, tedbir almayı, riski azaltmayı öğrenip, biliçlenmeye başladı.
Başta Akut olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının hayati önemi ortaya çıktı.
Depreme dayanıklı bina yapma bilinci, devletten gecekonducuya kadar her kesimde yerleşti.
Köklü düşmanlıkların ne kadar yersiz olduğu, felaketlerin halkları birbirine nasıl yaklaştırdığı, Türk-Yunan yakınlaşmasıyla görüldü.