kapat

31.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


Burası Kıbrıs

Kıbrıs dosyamızın sayfalarını açmaya bugün de devam edeceğiz.. Başlayalım: Efendim, bir tarihte KKTC'li işadamları ile bir İsrail grubu, tatil köyleri, otelleri ve marinası ile 100 milyon dolarlık bir yatırım için anlaşır.. KKTC için muazzam bir yatırımdır bu.. Ama bakılır ki, seçilen araziye bizim ordu yerleşmiş.. Orduya başvurulur ve girişimler anlatılır.. Bizim ordu bunu makul bulur.. Araziyi boşaltacaktır.. Ama arazideki tesislerin taşınması gerekmektedir.. İşadamları bu taşınmanın bedeli olarak orduya 600 bin dolar öderler.. Aradan bir süre zaman geçer, orduda değişim olur ve arazinin boşaltılmasından aniden vazgeçilir.. Bunun üzerine şirket verdiği 600 bin doları geri ister.. Aradan geçen zamanın faizi de eklenince para 710 bin dolar olarak şirkete geri verilir..

Sayfaları çevirmeye devam ediyoruz.. Bakıyoruz KKTC'nin tanıtımı için, bu yıl, bir Türk şirketine teklif yapılmış.. Türkiye'den tanıtım için gönderilen para da 150 bin dolar.. Bu da komik ya.. Şirket bütün hazırlıklarını yapmış ve teklifi vermiş.. Ama gel gelelim teklif reddedilmiş.. Peki sonra ne olmuş? Sonra eski kayıtların miks edildiği sıfır maliyetli basit bir tanıtım filmi hazırlanmış.. Peki Türkiye'den gönderilmiş olan 150 bin dolar ne olmuş? Kimlere ödenmiş? Buharlaşmış mı? Hortumlanmış mı? Öyle ya, sonuçta birilerinin cebine girdi bu para.. Kimin veya kimlerin? Açıklasalar da öğrensek?

Kıbrıs'ta bulunduğumuz süre içinde bizim TÜSİAD'ın oradaki karşıtı olan KKTC İşadamlar Derneği ile de görüşme imkanı bulduk.. İşte anlattıklarından bazı çarpıcı cümleler:

"Biz yıllardır, buranın kendi ayakları üzerinde durmasının birinci şartının, Ankara'nın gereksiz yardımı kesmesi ve sanayi yatırımlarının teşvik edilmesi gerektiğini söylüyoruz.. Ama bürokrasi Türkiye'den gelen paraya öyle alışmış ki, işadamlarını ciddiye almıyor.. Çünkü nasıl olsa maaşlar Türkiye'den gelip dağıtılıyor.."

KKTC bürokrasinin zihniyetine bakın.. Sakat değil mi? Kendi işadamını, sanayicisini desteklemeyen, onu ciddiye almayan yönetim olur mu?

KKTC'li İşadamları Derneği bir bildiri yayınladı.. Şimdi ondan bazı cümleler:

"Meclis başkanı ve onun gibi düşünenler yaşadığımız sosyal patlamanın gerçek provaköterlerinin, yasama, yargı ve yürütmenin sınıfta kalmış olmasına neden olan ve bizi bugünlere getiren kadrolar olduğunu, bu tip modası geçmiş söylevlerle artık gizleyemeyeceklerini ne zaman anlayacaklardır? Artık gerçeklerle yüzleşme zamanı gelmiştir.. Gerçekleri kabul etmemek ülkeye zarardan başka bir şey getirmemektedir.. Derneğimiz, tüm bu yaşananlara rağmen ilgili makamların gereken dersi aldığından şüphe etmekte, tek yapılmak istenenin Türkiye'den para akışını tekrar sağlayarak geçmiş düzenin devamını sağlamak olduğu endişesini taşımaktadır..."

Orada bulunduğumuz süre içinde, Ecevit'in, KKTC'deki bu fevkalade bozuk düzeni ortadan kaldırmaya hazırlandığı, ekonomiyi sağlıklı bir biçimde yeniden düzenleyeceği izlenimini edindik.. Ama bu, sistemi bütünü ile, yani A'dan Z'ye değiştirmeden olmaz.. Orasına burasına makyaj yaparak kurtarılacak durumda değiller..

Ama yılların yerleşik bozuk düzeni değişime direnecektir? Nemalananlar direnecektir? Yalan ve talan düzeninin devam etmesini isteyenler direnecektir?

Ecevit'in işi zor.. Memur Cenneti olan KKTC'de, devletin hâlâ memur alımı yaptığını acaba kimse söyledi mi Ecevit'e?

Bu ülkede İngilizler'den kalma 1906 tarihli kanunların hâlâ geçerli olduğunu duyunca, şok olmaz mı insan?

KKTC'nin yeni nesil, genç, eğitimli, akıllı ve namuslu insanlara acil olarak ihtiyacı var.. Ama iktidardaki zihniyet buna izin verir mi? Sanmıyoruz..

İyi niyetle iseler, işe, devletin envanterindeki birbirinden pahalı ve lüks arabaları satarak başlasınlar.. Ayranı yok içmeye diye başlayan bir söz vardır bizde.. KKTC halkı bu kafadaki insanlardan kurtulmadan düzlüğe çıkamayacaktır..

Başbakan Ecevit kararlılığını devam ettirirse, bunu başarabilecek tek kişi olacaktır.. Böylece de KKTC halkını bir daha kurtarmış olacaktır..

Seçim kampanyalarında, devletin imkanlarını kullanarak, seçmenlere bedava benzin dağıtan siyasetçilerle, KKTC bir yere gidemez..

Hemen tamamını Türk öğrenciler ve Türk subayların kullandığı ZZ plakalı araç sahiplerini sürekli taciz etmek, en hafifinden ayıptır..

KKTC'ye nüfus kağıdı ile girişi mutlaka durdurmamız gerekiyor.. Bir başka yazımızda bunlara da değinecek ve bizim hatalarımızı yazacağız.. KKTC'de dertler o kadar çok ki.. Beş kuruş yok, ama devlet Mercedes ve BMW zengini.. Buyrun buradan yakın demezler mi adama?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır