kapat

31.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Hedefe yürümek

Beşiktaş takımının hocası Scala, siyasetçilerimizde özlediğimiz bilgelikte bir söz söylemiş:

"Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmeyi çok istiyor. Hedefe ulaşmak önemli değil, hedeflere sahip olmak önemlidir."

Demek istiyor ki..

"Hedef etiket değil, o etiketin temsil ettiği kalitelere ulaşmak olmalı."

Doğru.. AB üyesi olmak için kazanmak zorunda olduğumuz normlar, her şeyden önce bizim kendimize layık gördüğümüz yaşam kaliteleri sayılmalı.

İşkenceden, baskıdan, yolsuzluktan ve enflasyondan arınmış bir Türkiye, Avrupa'dan önce bize lazım değil mi?

Terör sorunu büyük ölçüde çözüldüğüne göre demokratikleşme yolunda önümüzün açıldığını söyleyen Başbakan haklıdır.

Ama bu zemin, tereddütlerin yarattığı gecikme ile çoraklaşmamalı.

İktidar, şeriatçı ve bölücü memurların ihaneti karşısında düşülen çaresizliğe kanun hükmünde kararname (KHK) ile çare getirmeye çalışıyor. Çünkü suçlulukları belirlenen kamu personeline uyarma ve kınama dışında ceza verilememesi zaaf yaratıyor.

Meclis, bu soruna çare aramayı savsaklamış, hükümet de boşluğu, "tepeden inme" doldurmak zorunda kalmıştır.

Ama böyle kısıtlayıcı tedbirler keşke demokratik hak ve özgürlükleri genişleten adımlarla beraber yürüse.. Artık bunun zamanı geldi.

Yani rejim kendini korurken, kendine ve halka güvendiği de göstermelidir.

Türkiye'nin demokratikleşme gündeminde Kürt kökenli yurttaşların dil ve kültürlerini geliştirme hakları, 312'nci maddenin suç kavramını netleştiren ifadelerle yeniden yazılması ve idam cezasının kaldırılması sorunları ilk sıraları koruyor.

Memurlarla ilgili KHK'nin, bu sorunlarla ilgili bir eylem planı ile birlikte çıkarılması yararlı ve anlamlı olurdu. Türkiye'nin istikameti konusunda içe ve dışa doğru mesajlar verilirdi.

Hükümetin daha yaratıcı ve cesur olması gerekiyor.

Onuru ucuzlatmak
Hükümet, devletin yararlı hizmetlerini madalya ile ödüllendirdiği kişilere maaş ödeyip bazı ayrıcalıklar tanınmasını öngören bir yasa hazırlamış.

Maaş ayda 63 milyon lira maaş.. Ayrıcalık, kent içi kitle ulaşım araçlarından bedava yararlanma.. Bir de sağlık giderlerini karşılamak..

Şimdiye kadar 128 kişi Devlet Övünç Madalyası, Devlet Şeref Madalyası, Devlet Üstün Hizmet Madalyası almış..

Bunlar kamu görevlisi ise zaten güvenceleri var.

İş ve meslek sahibi özel kişilerse zaten ihtiyaçları yok.

O zaman bu büyük onuru, 63 milyon liralık maaşla ve ihtiyaçları olmayan öteki ayrıcalıklarla ucuzlatmanın alemi ne?

Okul yaptırdığı için, hayali ihracat suçundan 28 yıl hapsi istenen "Paraşüt Operasyonu"nun sanığı Altınbaş da madalya almış. Bu kanun ona da yarayacak.

Bize, onur verdiği insanlara menfaat dağıtacak "paragöz" hükümetler değil, onları aynı payeyi paylaşmaktan utanç duyacakları suçlularla bir arada anılmaktan koruyacak iktidarlar lazım.

Altınbaş'ın madalyasını geri almak, o madalyaların onurunu korumanın daha gerekli ve daha gerçekçi yoludur.

Hükümet önce bunu yapsın.

Sonra da o tasarıyı geri alsın!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır