kapat

29.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Program güçlenerek sürecek
Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, Eylül ve Ekim'de yüzde 4 olan enflasyonun yüzde 2 dolayında çıkmasını beklediklerini söyledi. Erçel, "Program yeniden teste tabi tutulacak, bunu da başarıyla geçeceğiz" dedi

Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, geçen yılların Eylül ve Ekim aylarında ortalama yüzde 4 olarak çıkan enflasyonu, bu yıl yüzde 2 olarak beklediklerini açıkladı. Erçel, programın bu sınavı geçtikten sonra daha da güçlenerek devam edeceğini belirtti. 2001 ortasında kur politikasında geçilecek bant sistemi hakkında ayrıntılı bilgi veren Erçel, enflasyonu hedef alarak para ve faiz politikalarını buna göre belirleyeceklerini söyledi.

* Programın uygulanması açısından yılın ikinci yarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Programla ilgili olarak ilk bakışta beklediklerimizden çok daha iyi gelişmeler ortaya çıktı. Kamu finansmanında, faizlerde, özelleştirmede beklenilenin üzerinde elde edilen sonuçlar, programın güven kazanmasına, kredibilitesinin artmasına ve programın daha güçlü bir şekilde devamına yol açtı. Bu da ikinci yarıya daha güçlü başlamamıza neden oldu.

YOLUN BAŞINDAYIZ
*Kurun değerlenmesi öngördüğünüz ölçüde mi gerçekleşti?

Kurun az değer kazanması, ihracat açısından önem taşıyor. Böyle bir programa başlarken, kurun fazla değerlenmesiyle ihracatta bir gerileme olur. Ödemeler dengesi açısından ve Türkiye'nin kazandığı pazarları kaybetmemesi açısından çok önem verdik. Fakat programın uygulanması açısından kurun değerlenmesi çok minimal çıktığından ihracatın artışlarına da yansıyor. İlk altı ayda ihracat artışı yüzde 4'lerde. Bu da yükün ihracatçılar açısından fazla yüklenilmemesine neden oldu. Aslında tahtaya vurmalıyız. İyi bir başlangıç yaptık. Ama uluslararası konjonktür daha iyi sonuçlar almamıza izin vermedi. Çünkü faizler, metal fiyatları bize bu imkanı verecek. Daha yolun başındayız. Amaç, tek haneli enflasyona ulaşmak.

FAİZ ÖNEM KAZANACAK
* Döviz kuru uygulamasında 2001 ortasında bant sistemine geçeceksiniz. Bu geçiş sırasında yeni bir sendrom oluşabilir mi?

Oluşacağını zannetmiyorum. Bunu daha önceden ilan edeceğiz. Para programımız ne olacak? Kuru artık biz ilan etmeyeceğiz. Kura bağlı bir para politikası olmayacak. Kur belli bir bant içinde piyasa tarafından belirlenecek.

Faiz bundan sonra para politikasının en önemli aracı olacak. Faizi ele geçirdiğimde nasıl bir para politikası uygulayacağım? Para politikasının çıpası ne olacak? Dünyada para politikaları uygulanırken dört unsur çıpa olarak alınıyor. Birincisi parasal göstergeler. İkincisi enflasyon hedeflemesi. Üçüncüsü kurun hedeflenmesi, dördüncüsü de faizin çıpa olarak kullanılması. Faizi çıpa olarak kullanan pek ülke yok. Kuru çıpa olarak koyduğumuz sistem hem riskli hem uluslararası alanda kabul görmüyor. Geriye iki alternatif kalıyor. Ya enflasyonu hedeflemek ya da parasal göstergelerin artışına bağlı bir para politikası izlemek. Parasal göstergeleri hedefleyerek bunu halka ve piyasalara anlatmak zor.

Bunun yerine 1990'lı yıllarda Yeni Zellanda'dan başlayarak bugün sanayileşmiş ve bizim gibi gelişmekte olan 15 kadar ülkede uygulanan enflasyon hedeflemesi yöntemi var. Enflasyon hedefini hükümetle merkez bankaları belirliyor. Parasal enstrümanları da bu hedefe doğru yönlendiriyorsun. Bir de Merkez Bankası'nın elinde faiz enstrümanı var. Gecelik faiz enstrümanıyla onu artırıp indirerek büyümeyi ve reel ekonomiyi yakından izliyorsunuz, büyüme aşağıda veya yukarıdaysa ona göre önlem alıyorsunuz. Enflasyon beklediğinizden aşağıda veya yukarıdaysa faiz enstrümanıyla ona müdahale ediyorsunuz. Faizle bütün piyasalara sinyal veriyorsunuz. Enflasyonist bekleyişler arttı veya azaldı diyorsunuz. Bu da piyasalar tarafından algılanıyor ve davranışlarını buna göre ayarlıyorlar.

* Enflasyon hedeflemesine geçişin şartları nelerdir?

Bunun için beş şart var. İlk şart, Merkez Bankası faiz indirim veya artırım kararlarını verirken yasal olarak da bağımsız olmalı. İkincisi, enflasyonun en önemli hedef olarak alınması lazım. Enflasyon dışında hiçbir şeyin hedef veya çıpa olmaması gerekir. Üçüncüsü, güçlü kamu maliyesine sahip olmak gerekir. Dördüncüsü, mali ve bankacılık sektörünüz sağlıklı bir yapıda olacak. Son olarak da Merkez Bankası'nın enflasyonu hedeflerken kullandığı teknikler veya makro ekonomik modeller de güçlü olmalı. Bu beş şart yerine getirildikten sonra enflasyon hedeflemesine geçiyorsunuz. Bunu Yeni Zellanda, Kanada, İngiltere, Şili, İsrail, İsveç, İspanya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Brezilya ve Macaristan gibi birçok ülke uyguluyor.

ENFLASYON HEDEFLEMESİ
*Yani para politikamız enflasyon hedeflemesi yöntemine dayanacak?

Evet. Para ve faiz politikasını ona göre belirleyeceğiz. Faiz politikasını çok etkin kullanacağız. Ona hazırlığımızı yapıyoruz. Beş şartı yerine getirmek için bize ne görev düşüyorsa yerine getireceğiz. Bu anlamda Merkez Bankası Kanunu da yenilenecek. Bu yenilikle beraber bağımsızlığının da sağlanması lazım.

*Bant sistemine geçtikten sonra bandın üstüne hücum bekliyor musunuz?

Hayır. Öncelikle yavaş bir seyirle banda gireceğiz. 2001 yılının sonunda bantta yüzde 7.5'luk bir açıklık olacak. Altına ve üstüne baktığımız zaman 3.75 ve 3.75. İkincisi program Temmuz ayına gelindiğinde hem enflasyon açısından hem diğer göstergeler açısından ciddi biçimde yerine oturmuş ve güvence sağlamış, tek haneli enflasyona giden güçlü bir program haline gelmiş olacak. Benim kişisel beklentim de o zamana kadar orta ve uzun vadeli yabancı sermaye gelmeye başlayacak. Bu sermaye geldiği taktirde özelleştirme gelirleriyle beraber, Türkiye büyük fonlara kavuşacak. Bu durumda bandın üstüne değil aşağısına dikkat etmek lazım. Yanı kurun değer kazanacağı bir eğilime doğru işin gideceğini düşünüyorum. Tersi uluslararası piyasaların anormal dönemlerinde olabilecek bir şey. Bandın değerleri bu. Bant değerlerinin üstünde veya altında olursa Merkez Bankası müdahale edecek. Bizim amacımız, dövizin o bandın içinde ortasından geçen çizgide hedeflenen enflasyonu göstermesidir.

* Bant uygulamasına ne kadarlık bir döviz rezervi ile gireceksiniz?

Yaklaşık 24 veya 24,5 milyar dolarlık bir rezervimiz var. Döviz rezervleri giderek yükselecek. Güçlü döviz rezervleri sayesinde ilerde oluşabilecek şokları rahatlıkla atlatabiliriz. Ben de genellikle rezervlerin yüksek olmasına dikkat ettim. Programla beraber, çeşitli kanallardan gelecek dövizlerle birlikte rezervler artacak.

Eylül enflasyonunu % 2 bekliyoruz
Enflasyonda kırılmayı göstermek açısından Eylül-Ekim ayları çok önemli. Şimdiye kadar bu aylarda enflasyon yüzde 4'lerde oluşmuş. Bizim beklediğimiz 2 seviyesinde çıkması. Ben bunun olacağına inanıyorum. Orada yüksek çıkabilir mi? Sanmıyorum. Çünkü Haziran, Temmuz ve Ağustos'taki düşüşe bakarak, bu rakamı bekliyoruz. Enflasyonun kura bağlı olarak şekillendiği, beklentilerin olumlu olduğunu, programın rayında gittiğini, özellikle de enflasyonist beklentilerin kırıldığını görüyoruz. Ama dönem test zamanı. Bu zamanı da hep beraber göreceğiz. Program çok daha güçlenerek gidecek. Bunun için ben Eylül'de herhangi bir sendrom beklemiyorum. Bu aylarda enflasyon yüksek çıkârsa, bu işin sonu olmayacak. Ama böyle bir beklentimiz de yok.

Bu zamana kadar da iki önemli test merkezi vardı. Biri özelleştirme geliri tutacak mı? Diğeri de faiz dışı fazla çok yüksek, bunu tutturabilecek miyiz? Bu iki testi de başarıyla geçtik. Bekle - gör politikası izleyenler, bazı kârlardan da yoksun kalıyor. Çünkü yılın başında bir işe girmekle, parasal araçlara şimdi yatırım yapmak kârlılık açısından önemli farklar arzediyor. İkincisi ise hiç beklemeyip, programa inanıp yatırım yapanlar var. Bunlar da kârdalar. Amacımız özel sektöre veya yatırım yapanlara kâr ettirmek değil, gidişatı normale döndürmektir. Uluslararası seviyelerde tek haneli enflasyona inebilmektir. Yatırımı, yabancı sermaye akışlarında izleyebileceğiz. Çünkü onlar olumlu gelişmeleri izledikten sonra belirli bir zaman sonra sermayeye ve yatırıma dönecekler.

Her şey normale dönüyor
* Hazine kendi borçlanmasında 20 milyar dolarlık tasarruf sağladığını açıkladı. Bu parayı kim kaybediyor da Hazine kazanmış oluyor? Bu durumda acı ilacı kim içmiş oluyor?

Normale dönüyoruz. Bu program enflasyonu önleme programıdır. İstikrar programından farkı, ödemeler dengesindeki bozukluğu gidermek için toplam talebi, ücretleri, kuru aşağıya indirmek lazım. Bizim ödemeler dengesi ile bir sorunumuz yok ki. Bu programa başlarken yüzde 5.5 büyümeyi hedefledik.

* Bu durumu reel sektör açısından değerlendirirsek ortaya nasıl bir manzara çıkıyor?

Reel sektöre baktığımızda 4 tane önemli faktör var. Ücret, faiz, kâr ve rant. Geçmiş dönemlere baktığımızda faiz, kâr ve rant gelirleri anormal şekilde yüksekti. Kârlar, globalleşmiş seviyenin üzerindeydi. Faizleri söylemeye gerek yok. Rant aynı şekilde. Tarımsal sektörün ürettiği ürünlere verilen fiyatlar, uluslararası fiyatların da üzerindeydi. Ücret bugün geride kalmıştır. Program, bunları uluslararası düzeye getirmeye çalışıyor.

* Kemer sıkacak bir kesim yok mu?

Bu kesim kamudur. Zaten enflasyonun en önemli nedenlerinden biri kamu olduğu için kamu sıkıyor. İlk altı ayda faiz dışındaki kamu harcamaları dolar bazında yüzde 5.1 azaldı. Kamu harcamaları, 1986'dan beri ilk kez reel olarak azalmış oldu.

"Ücretler AB ile eşitlenecek"
Önce büyümeyi artırmamız lazım. Arkasından da teknolojiyi geliştirmek gerekir. AB'ye üye olduğumuzda zaten ücretlerde önemli eşitlenmeler ortaya çıkacak. Avrupa'da ve Türkiye'de aynı işi yapan kişilerin eşit ücret alması, ekonominin teori ve pratiği açısından önemli. Bu programın yükü ücretliye gelecek diye düşünüldü. Enflasyonu düşürme yükünü tek bir gruba vermek yerine dağıtmayı tercih ettik. Bir de büyümeyi sağladığımız zaman denge geldi. Bu da programın ilk altı aydaki kredibilitesini ve güvenini artırıcı unsur oldu. Bunun böyle devam etmemesi için hiçbir neden yok.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır