kapat

23.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Dini siyasete alet etmeyin
Diyanet İşleri Başkanı bu kez siyasilere seslendi: Dinle siyaseti değerlendirme konusunda yanlışlar toplumları kaosa sürüklemiş, kanlı kavgalar yaşanmıştır

Kuran'ı Kerim'de "Benim ayetlerimi az bir değer karşılığında satmayınız' buyurulmuş, dinin siyasi, şahsi, ticari çıkarlara alet edilmemesi istenmiştir

Unutulmamalıdır ki, İslam; ideoloji söylemiyle sunulduğunda en büyük zararı o dine karşı olan düşünceler değil, o dinin mensupları çeker

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, İslam dini ve demokrasi konusunda bütün İslam ülkelerinde tartışma yaratan açıklamalarından sonra, din-siyaset ilişkisini mercek altına aldı ve Türkiye'de gündemi etkileyecek değerlendirmeler yaptı.

Yılmaz "Siyaset çevreleri dini kendi mücadelelerine alet etmesin. Kutsal din duyguları, dünyevi menfaatlerin elde edilmesine yönelik olarak istismar edilmemelidir" uyarısında bulundu.

Bu tür bir siyaseti İslam'la bağdaştırmanın mümkün olmadığını kaydeden Yılmaz, "Kuran'ı Kerim'de 'Benim ayetlerimi az bir değer karşılığında satmayınız buyurulmuş, dinin siyasi, şahsi ve ticari menfaatlere alet edilmemesi istenmiştir" dedi.

BİRİ İLAHİ, DİĞERİ BEŞERİ
Mehmet Nuri Yılmaz'ın SABAH'a yaptığı açıklama şöyle: "Din ve siyaset, insan ve toplum gerçeğinin iki ayrı yönü üzerinde etkiye sahip olan, biri ilahi, diğeri de beşeri olan iki olgudur."

"Ancak tarih boyunca din ve siyaset olgusu ele alınıp yorumlanırken, genellikle her birini kendi boyutu ve alanı içinde değerlendirme konusunda yanlışlıklara düşüldüğü görülmüştür. Toplumların bu sebeple kaoslara sürüklendiği, hatta çetin ve kanlı kavgaların yaşandığı görülmüştür. En tipik örnek; Hazreti Ali ile Muaviye'nin arasında yaşanan olaydır. Din ile siyasetin birbirine karıştırıldığı bu olay, İslam dünyasını iki büyük kampa ayırmıştır. Bunun etkileri günümüzde bile devam etmektedir."

SİYASETLE DİN ÖZDEŞLEŞMEZ
Yılmaz, şöyle sürdürdü: "İslam iman, ibadet, bilgi ve ahlaktan ibarettir. İnsanı, varoluş sorunu üzerine düşünmeye davet etmekte, manevi hayatın bütün yönlerini kucaklayan fonksiyon ile insan olarak nihai ilgi ve endişelerimize, hayatın anlamı ile ilgili temel sorularımıza karşılık vermektedir."

"İdeolojiler ise, toplumda sosyal bir gruba ait inanışların bütününü ifade etmekte, vasıtalarını keyfi ve indi seçmekte, çoğu zaman seçilen vasıtalar gayrimeşru ve gayri ahlaki olmaktadır. Din bu anlamı itibariyle ideolojiden ayrılmaktadır. Siyasetle dini özdeşleştirmek mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki, İslam; bir ideoloji söylemiyle sunulduğunda en büyük zararı o dine karşı olan düşünceler değil, yine o dinin mensupları çekmektedir."

ÇATIŞMAYA YER YOK
"İslam'ın tebliğ yönteminde çatışmaya yer yoktur. İslam'ın amacı, ilahi hakikatlerle insanları yüz yüze getirmektir. İnsanların bu hakikatleri benimseyip benimsememeleri ise tamamen kendi hür iradelerine bırakılmıştır. Şu halde din kendi alanı içinde faaliyet gösterirken, siyaset alanına şekilsel müdahale yerine ilkesel ve ahlaki erdemliklerle yön vermeli, buna karşı siyaset çevreleri de dini kendi mücadelelerine alet etmemelidir."

Mehmet ÇETİNGÜLEÇ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır