kapat

21.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Eleştiriler ateşledi

Belçika'yı yenip çeyrek finale çıkmamızı bekliyor muydunuz? Tabii ki... Maçtan önce "Belçika bu turnuvanın en kötü, biz ise en iyi takımlarındanız. Biraz silkinirsek turu geçeriz" demiştim. Gerçi, maçın bütününe bakınca galibiyeti ne denli hakettiğimiz de tartışılır. Adamlar 6'si isabetli 30 şut çekmiş. Biz 7 şutta 4 isabet bulmuşuz. Fevkalade ekonomik oynadığımız kesin. Ama ilk iki maçtan çok farklı bir görüntü de vardı sahada. Çok hırslıydı takım. Ama bu hırsın sebebi Erman Toroğlu'nun iddia ettiği gibi 3 milyon dolarlık prim değil.

*Neydi sebep? Eleştiriler mi?
Kesinlikle! Göreceli olarak en az eleştirilen takımlar bizde. Milli Takım dahil buna. Futbolcular, İtalyan, İngiliz basınını izleseler eleştirinin ne denli acımasız olduğunu görürler. Ama alışmışlar bir kere el bebek gül bebek olmaya; omuzlarda taşınmaya. Eleştiri geldi mi, yadırgıyorlar. Ama iyi oluyor. Hırslanıyorlar. İlk iki maçtaki Hakan için "Bidon" deyimini İtalyanlar kullandı; biz değil. Bidon ilginç bir seçim. Dolusu lök gibi olur, yerinden kalkmaz. Boşu da sadece ses çıkarır. İlk iki maçta bidon gibiydi. İsveç-Türkiye maçının en kötü oyuncusu ilan edildi. 3 gün sonra da en iyi oyuncu...

* Ne oldu o 3 günde?
Öfke... Maçtan sonra kendisini eleştirenlere "Vatan haini" diyecek kadar büyük bir öfke... Hakan'ın ilk golünü gözünüzün önüne getirin. Kendisini önlemeye çalışan stoperi darmadağın etti. Sonra öyle bir yükseliyor ki, kafası kalecinin ellerinin üzerinde. İşte boğa bu... Golde kaleci hatası yok. O Hakan'ı durduracak kaleci yok. İlk defa bu kadar hırslıydı. İlk defa boğa gibi saldırıyordu. 70 maç oynadığı bir sezonun sonunda, haziran ayında güneşte 60 derece sıcakta daha fazlasını bekleyen yok. Beklenen formasını ıslatmasıydı. İlk defa ıslattı. Turnuvanın en kötü oyuncusu Hakan, nasıl bu hale geldiğini oturup kendi düşünsün.

* Tugay'ın çıkıp Tayfur'un girmesinin takımı ateşlediğine katılıyor musunuz?
Tugay oyunu yavaşlatıyordu. Denizli'nin en inandığı futbolculardan biri, ama laf dinlemiyor. Bu maçta Türkiye'nin savunma oynayıp, kontratakla gol arayacağı 10. dakikada belli oldu. Oyunu ağırlaştıran bir play-maker ile nasıl kontratak yapacaksın? Rakip sahaya yerleşip, kombine akınlar yaptık mı? Hayır! Kontrada Suat'a topu veren Tayfur. Tugay olsa, o atak başlamayabilirdi bile... Denizli'nin taktiği doğru-yanlış, bu oyunda Tugay'ın yeri var-yok, bunlar ayrı konular. Herhalde maçtan önce Tugay ile konuşup, ne istediğini anlatmıştır. Olmadığını görünce de aldı oyundan. Tugay'ın çıkışı tamamen taktik meselesi... Denizli'nin düşündüğü taktikte Sergen'in de yeri yok. Oyun kurmayı düşünmedi ki Denizli... Ve en sağlıklı maçını yönetti. Peşin hükümlerden, eleştirilerden uzak, ne düşünüyorsa onu sahaya koyup, uyguladı.

* Portekiz maçımız ne olur?
Portekiz fazla abartılıyor. Bizim takım ihtiyacı olan morali de buldu. Skor 1-0 olursa, biz aldık demektir, çünkü biz ona oynuyoruz.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır