kapat

04.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Bir festivalin ardından

İstanbul'un belli bir sanatsever kesimini hop oturtup hop kaldıran sinema festivali sona erdi. sırada öbürleri var: Tiyatro, klasik müzik ve caz... Hepsine başarılar ve seyircilerine zevkli anlar diliyorum.

Gelin bu yazıda festivalle ilişkili son birkaç not düşelim:

En ilgi gören filimler:

En çok bilet sattıran filmler şöyle sıralandı:

Buena Vista Social Club

Annem Hakkındaki Her Şey

Hayalet Köpek

Felicia'nın Yolculuğu

Kurabiye'nin Talihi

Mutluluk

1900 Efsanesi

Ve Beşik Sallanacak

İnsanlık

Köprüdeki Kız

Savaş Alanı

Şeytanla Yolculuk

Beyoğlu kârlı çıktı
Festivalden en çok kâr eden Beyoğlu oldu. Söylenene göre 200 ton yemek, 150 ton içki, 20 ton giysi, 10 ton ayakkabı satılmış!.. Şaka, şaka... Ama Beyoğlu esnafının ellerini oğuşturduğu ve şimdiden yeni festivalin hayalini kurduğu söyleniyor!..

Emek'te bir travesti
Festival seyircisi kimi seanslarda sunulan yönetmen ve oyunculara büyük ilgi gösterdi, uzun uzun alkışladı. Angelopoulos, Emek'te bitmeyen alkış karşısında "Buraya dördüncü kez geliyorum ve her gelişimde daha sıcak biçimde karşılanıyorum" diyerek hayretini belirtti. Benim sunduğum kişiler arasında en ilginci ise Rosa von Prauheim'ın "Seksin Einstein'ı" filmi için gelen Alman sanatçısıydı. Filmde önemli bir rolü olan, sahne adıyla Tima die Göttliche -Tanrısal Tima- bir travestiydi. Ve Emek Sineması seyircisi ona da gereken tezahüratı yapmakta duraksamadı ve sanırım iyi eğlendi...

Şiir dolu bir teşekkür
İstanbul festivalinin kapanış gecesi... Cemal Reşit Rey'e girer girmez festivalciler başıma üşüşüyor: O gece Yaşamboyu Başarı Ödülü alacak olan Yunanlı sinemacı Theo Angelopoulos, yapacağı konuşmanın metnini son dakikada vermiş ve "Bunu Atilla Dorsay çevirsin" diye rica etmiş!..

Ama bu sıradan bir teşekkür metni değil. Şiirsel ifadelerle yüklü edebi bir metin... Ve tören birkaç dakika sonra başlayacak!.. Ben aceleyle çevirimi yapıyor ve sonra geceyi sunan Defne Halman-Yalçın Boratap ikilisine yolluyorum. Tören başlıyor, ödüller veriliyor. Sıra Angelopoulos'a geldiğinde sanatçı sahneye çıkıyor ve metni cümle cümle okuyor, Defne Halman da benim çevirimden takip ediyor.

Metin çok beğeniliyor. Ve bu acele çeviri çabam, başta Şakir Eczacıbaşı olmak üzere birçok kişiden övgü alıyor. Hatta sevgili Defne Halman üşenmiyor, metni bana fakslıyor. Madem ki bu kadar beğenilmiş, ben de Yunanlı yönetmenin mitolojik esinlerle örülü sözlerini size sunmak istiyorum.

Hayal edilen adaya

Benim evime

Yaptığım yolculuk sırasında

tarihi kişisel bir öykü gibi yaşadım

canavarlara ve deniz kızlarına rastladım.

Tek gözlü insanlara rastladım

Ve "Adın ne, sen kimsin?" sorusuna

"Hiçkimse" diye yanıt verdim.

Benim adım "Hiçkimse."

Denizde kayboldum ben

Rüzgar tanrısı gemimi batırdı

Bir başka gemi yapıp yola çıktım

Yoldaşlarım dört bir yana dağıldı

Sadece yolculuğu düşünerek

Yeniden yola koyuldum

Her seferinde bir son ve bir başlangıçtı.

Issız bir sahilde gözümü açtım

Ve haykırdım: "Ben kayboldum

Bu ada hangisi? Bu kent hangisi?"

Bir ses bana yanıt verdi:

"Bu senin adan değil...

Ve yolculuk daha bitmedi."

Artık şunu biliyorum:

SONUM, BENİM

BAŞLANGICIMDIR!


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır