Boş eksi Boş
Haftalardır "beş artı beş"i tartışıyoruz.
Ama bu iş bitiyor.
Çankaya herhalde boş kalacak değil...
5 artı 5 konusu bitecek, unutulacak...
Ama ülkenin asıl problemi olan...
"Boş artı Boş" meselesi devam edecek...
Boş artı Boş ne demek anlatayım...
Vatandaş, esnaf, işçi, memur...
Herkes böyle konuşuyor...
Beş artı beş konusunda ne düşünüyorsunuz, diye sorulduğunda...
Bizi, 5 artı 5 ilgilendirmiyor...
"Boş artı boş" ilgilendiriyor, diyorlar...
O ne demek?..
Mideler boş, cepler boş...
Velhasıl boş artı boş!..
Bu hükümet, Çankaya vesaire gibi konularla artık zaman kaybetmemeli...
Enflasyonun üzerine yürekli ve hızla gidilmeli...
Özelleştirme çok yüksek bir ivmeyle tamamlanmalı...
Özel sektör, küçük, büyük, orta boy yatırımcı kamçılanarak, teşvik edilerek...
Yeni yeni istihdam sahaları açılmalı...
İşsizlik düşürülmeli...
Üretim güçlendirilip, yükseltilmeli...
Vatandaş, boş artı boş vaziyetten kurtarılmalı...
Türkiye bunu bekliyor, bunu istiyor!..
Çankaya'da kimin oturacağı o kadar da önem taşımıyor.
Tetikçi
Ali Tibuk'u öldüren tetikçi "yanlışlıkla vurdum" demiş... Kalite iyice düştü...
Mafya, adam gibi tetikçi de bulamıyor.
Tagor
Bülent Ecevit, zor zamanlarda Hintli felsefeci Tagor'u okuyormuş... Zagor okusa belki daha çabuk kurtulurduk...
Yumruk
ANAP'lı milletvekili Celal Esin, Esenboğa'da polisten dayak yemiş... Polis sadece vatandaşı döver diye bir kural mı var?..
Yüz fırın ekmek
Spor Bakanı Ünlü'nün çabalarıyla seçilecek yüzyılın spor adamları listesine kimler girmiş kimler?..
Geçenlerde Haluk Ulusoy'un aday gösterildiğini yazmıştım. Meğer yalnız o değilmiş...
Ne kadar federasyon başkanı varsa, kendini aday göstermiş...
Atıcılık, badminton, buz sporları, cimnastik, futbol, güreş, judo, karate falan filan...
Bunların içinde bir tek, Güreş federasyonu başkanı Ahmet Ayık'a itirazım olmaz.
Ötekilerin yüzyılın spor adamı olabilmesi için, yüz fırın ekmek yemesi gerekiyor.
Fikret Ünlü, bu skandal girişimine dikkat etmeli ve kesin olarak el koymalıdır.
Malki mantığı
Erol Evcil'in iddiasına göre, THY'ye uçak alımı sırasında büyük rüşvetler dönmüş...
Bazı bakanlara ve yetkililere çuvalla para dağıtılmış...
Meselenin bu kısmı iddia olduğu için şimdilik bir şey diyemeyiz.
Ama iddiaya göre, rüşvet transferleri Nesim Malki'nin İsviçre'deki banka hesapları üzerinden yapılmış...
Güya Malki de, elinde o dekontlar bulunduğu için, "Bende bu silah varken, bana kimse dokunamaz" demişmiş...
Ya Erol Evcil'in mantığı ters çalışıyor ya da Malki'nin mantığı ters çalışıyordu...
Çünkü Nesim Malki'ye dokundular, biliyorsunuz...
Şimdi kara toprakta!..
Turkey logosu
İki gündür sürdürdüğümüz "Galatasaray'a yardım" konusu hayli tartışmalı geçiyor.
Bana katılan da var, katılmayan da...
Şimdi sıra Turkey logosunda... "Türkiye" imzasının kulüplerden birine hasredilmesi fikri bana çok ters ama... Farzedelim ki, böyle bir işe kalkışıldı.
Neden Turkey?.. Türkiye değil de neden Turkey?..
Bizim ülkemizin adı Turkey değil ki!.. Türkiye!..
Dünyalı, ülkemizin adını, kendi söylediğimiz gibi tanımalı değil mi?..
Niye İngiliz'in söylediği gibi tanısın...
Bir İspanyol, Arap, Portekizli, Alman veya Hintli, futbol takımımızı seyrederken, "Türkiye'nin takımıymış" dese daha doğru değil mi?..
Maksat Türkiye'yi tanıtmaksa...
Orada adımız Türkçe yazılmalı.
Söylediğimiz gibi yazılmalıdır.
Biz neysek, öyle tanınmalıyız...
İngiliz'in bizi tanımladığı gibi değil!..
Bilmem ki, nüansı anlatabiliyor muyum?..
Bu yazdıklarımın şovenizmle bir alâkası olmadığını hatırlatmama herhalde gerek yoktur.
Bir cümleyle bitiriyorum:
Galatasaray'a devletin parası verilip, formasına da Turkey logosu takılırsa, tekrar ediyorum, öteki kulüplere haksızlık yapılmış olur.
