Herkes kendi işine baksın

Milletvekilinin birinci görevi; gözünü partisinin grup başkan vekillerinden ayırmamaktır.. Grup başkan vekilleri de gözlerini liderden ayırmayacağından, onlara bakmak liderin gözüne bakmak gibidir.. Bakmayan yanar!

Sen Baba olarak tam beş senedir Türkiye'nin siyasetini karıştır, dur.. "Beni seçmezseniz memleketin huzuru işte böyle bozulur.." diye üç ayda bir örnek tazele..

Ne kadar faydalı bir idareci olduğunu göstermek için hergün kafana birşey geçir.. Bir gün itfaiye başlığı ile dolaş.. Ertesi gün "Türkiye Sihirbazlar Derneği" elemanlarına yaranacağım diye üzeri yıldız işlemeli külah tak..

Bir sonraki gün "Belki Özbekistan'dan da oy gelir.." diye kafana ak papak kondurup, koyun çobanı gibi dolaş.. Sonra bu Meclis'in seçmensiz milletvekilleri kalksın, sana oy vermesin..

Niye? Milli irade öyle istemiş de ondan..

***

Bir kere şunun altını çizelim.. Bizde milli irade diye birşey yoktur.. Milli takım vardır, milli şarkıcı vardır.. (Metin Milli) Hatta hâlâ kıvırdığı yerden ses getiren milli dansözlerimiz vardır, lakin milli irade yoktur..

Bırakın iradenin millisini, kendi halinde olanı da yoktur.. Temsil, Ajda Pekkan kafasını kızıla boyadı..

Üzerinden daha 24 saat geçmeden ne kadar sarışın hanım varsa kına pazarına üşüştü.. Bir tanesi de "İrademe hakim olayım.. Kafam Alaman karıları gibi sarı kalsın, kalayı çıkmış bakır sahan gibi dolaşmayayım.." demedi..

Beş kişilik milli irade..

Bunlar sosyal konular.. Sosyal konuları şey ederken şey etmek lazım.. Halbuki biz siyasi yazı yazıyoruz.. O zaman durumu siyaseten şey edelim, lafı efendi gibi yeniden "milli iradeye" getirelim..

Demokrasilerde milli irade ahalinin dediğinin olmasıdır..

Bizde ahalinin kendi başına fikir beyan etmesi hoş karşılanmadığından bu yetkiyi siyasi parti liderleri kullanır.. Bunlar da Meclis'teki tabloya göre beş tanedir..

Gezici dürüstlük abidesi Bülent Ecevit, sarmısak düşmanı Devlet Bey, cıgara bağımlısı Mesut Bey, keklik sekişli Tansu Hanım.. Bir de Faziletçiler'in maskotu Recai Bey..

Bunlar otururlar, ellerindeki çizgili kağıdın solundan üç santim boş bırakaraktan milletvekili aday listesini yaparlar.. Kağıdın solunu boş bırakma işi bize mektepte lazım olurdu.. Kenarlara çiçekten süs yapardık..

Demokrasilerde ise çiçekli kenar süsüne ihtiyaç olmadığından bu boşluk anlamsız bir gelenek olarak devam etmektedir..

Sonra bu listeleri yüksek seçim kuruluna yollayıp, tasdik ettirirler.. Listeler tasdik olunca sıra vatandaşa gelir.. Onlar da sandık başına gidip bu listelerden birine oy atarlar..

Vatandaşın demokrasiye bağlılığını sağlamlaştırmak için "oy atmayana 25 milyon lira para cezası.." adeti getirilmiştir ki yerindedir.. (Bazı demokratik ülkelerde oy kullanmayanlara penaltı cezası verilir ama caydırıcı olmadığından işe yaramaz..)

***

Milletvekilleri bu şekilde seçildikten sonra mazbatalarını almak için Meclis'e üşüşürler.. Üçer aylık maaşları da ellerine peşin olarak verilir.. Yakalarına bir de milletvekili rozeti takılır..

Bu rozetler çok büyüktür.. Milletvekili kalabalığa karıştığında kaybolmaması için düşünülmüştür.. Aslında rozetten çok tabela kapsamına girer.. Normal şartlarda belediyelerin bu rozetlerden "tabela vergisi" alması icap eder..

Ancak milletvekilleri "yasama görevini" iyi yapsınlar, diye teşvik olarak böyle bir vergi uygulanmaz..

Milletvekilinin görevi nedir?

Milletvekilinin birinci görevi; gözünü partisinin grup başkan vekillerinden ayırmamaktır.. Grup başkan vekilleri de gözlerini liderden ayırmayacağından, onlara bakmak liderin gözüne bakmak gibidir..

Kendini bilen susar..

Liderin ne düşündüğü buradan anlaşılır.. Milletvekilleri bir oylama yapılacağı sırada grup başkan vekillerinin gözlerinin içine bakarak, nereye oy atacaklarını bilirler..

Bazı grup başkanvekilleri, milletvekillerinin karakterini sınamak için oylama sırasında güneş gözlüğü takar.. Kendini bilen milletvekili bu durumda yerinden hiç kıpraşmadan oturur.. Kendi başına gidip oy atmaz..

Liderlerin görevi de milletvekillerinin milli iradeye uygun davranıp davranmadıklarını denetlemektir.. Söz gelimi bir milletvekili kendi başına fikir beyan ederse; listedeki adının karşılığına bir soru işareti konur..

Bu soru işareti o milletvekilinin havalandığını gösterir..

Durduk yerde dötü kalkan bir vatandaşa uygulanacak müeyyide yoktur ama havaya giren milletvekili için bu böyle değildir.. Lider derhal adının üstüne bir çizgi atar, yerine bir başka ismi yazar..

***

Gerçi bu durum zaman zaman aydın kısmı tarafından eleştirilmektedir ama bunların kıymeti harbiyesi yoktur.. Çünkü aydın dediklerimiz gel git akıllı olup, hiçbir konuda sebat gösteremezler..

Bugün demokrasi moda olur.. Ona takılırlar.. Yarın askerler hamle ettiğinde, onlara arka çıkarlar.. Her daim "Tesbihim var mercandan, kahve içtim fincandan.." siyaseti güttüklerinden özgül ağırlıkları yoktur..

O yüzden beş kişilik milli irade uygulaması en iyisidir.. "Ahali ne düşünüyor?" diyerek zırt pırt kamuoyu araştırması yapmaya gerek kalmaz.. Beş tane lidere bakarsın, milli iradenin gidişatını anlarsın..

Durumlar böyleyken Baba'ya atılan kazığın sebebini anlamış değilim..

Siyasetin gidişatına göre Baba'nın bugün dört yüzden fazla oy alması lazımdı.. Milletvekilleri su koyverdi..

Liderler ise "Kul kısmının var aklı.. Hepsi de kendine saklı.." siyaseti icabı şimdilik renk vermiyor.. Bu durumda meseleyi kurcalamak da bana düşüyor.. Önümüzde daha zaman var..

Bakalım meclisin laf dinlemezleri için ne tedbir uygulanacak? "Çengi ölüsü çalgıyla kalkar.." demeyip işin aslını araştıracağım, gazetenin fikirbazlarından önce yazacağım..