Dikkatler Süleyman Bey'in durumu üstünde yoğunlaşa dursun... Bize göre temel sorun, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine bir an önce kabul edilip edilmeyeceği...
Edildiği an; hem eski azınlıkları, hem çağdaş dünya ile, evrensel hukuk ve global sermaye platosunda bütünleşmiş bir Konstantaniyye; tüm İslam alemi için maddi bir hayat Kabesi sayılan bir megapol niteliğine kavuşacak...
Ve en azından bir süre için Rusya, böyle bir öncülüğü ıskalamış olacak...
Tüm sakınca, içerdeki egemenlik çıkarlarını ön planda tutan; yerelin yereli demagog "önemliler" kadrosunun, çeşitli ayak oyunlarıyla bunu sabote etmemesi...
O nedenle de, dünkü Sabah'ın sürmanşetine çıkardığı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun, Murat Yetkin'e yansıttığı tutum; Süleyman Bey'le ilgili Anayasa paketinden daha da önemli bizim için...
Orgeneral Kıvrıkoğlu:
- Konuşmuyoruz çünkü, ağzımızdan çıkacak her söz gündemi değiştirebilir. Oysa AB üyeliğinin söz konusu olduğu bu dönemde çok dikkatli olmalıyız, diyor...
Aynı makamda daha önce bulunmuş militerlerimizden bazıları, her fırsatta malum ve mahut hamaset plaklarından bir kaç ara nağmeyi tekrarlar ve sürekli olarak da yüreğindeki ihtiras toplarını Cumhurbaşkanlığına doğru nişanlardı. Bir de buna tepeden, havalı ve Şark abartmalı pozlar eklerdi.
Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, yerelin önemlisi olmaktan çok, evrenselin değerlisi olduğunu kanıtlayan bir damıtılmışlık içinde, özlediğimiz sade bir militer portresi çiziyor...
PKK konusunda da, "Biz tarafız, konuşmamız doğru olmaz" anlamında, evrensel bir ölçü kullanması, ilk kez rastladığımız tarihsel bir yücelik...
Gerek Yapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Yük. Müh. Ersin Arıoğlu'nun, gerek Şarık Tara'nın Yunanlılar'la iş ortaklığının kapılarını açması; Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Tavit Köletavitoğlu'nun, Türk-Yunan kıyılarını ortaklaşa pazarlamaya dönük bir girişimi başlatması; İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın iki ülke arasındaki sınırların dahi kalkabileceğinden söz etmesi; Türkler'i beklenmedik bir refaha doğru kanatlandıracaktır. Bir de bu gelişimlere İsrail boyutunu eklerseniz, Türkiye'ye akacak global sermayeyle birlikte, muhteşem bir 21. Yüzyıl dönemi başlayacaktır buralarda da...
Necati Doğru, Sedat Sertoğlu, Güngör Mengi, Bekir Coşkun ve daha başka değerli kalemlerin öncülüğünü yüklendiği; silah alımları konusundaki saydamlaşma sürecini de gözardı etmezseniz, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine doğru olan koşusunda nasıl hızlanmakta olduğunu görürsünüz...
Biz boşuna enseyi karartmayın deyip durmuyoruz. Türkiye bu kez gerçekten iyiye doğru gidiyor. İnşallah engellenmez, inşallah kösteklenmez...
