kapat

30.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Geçmiş olsun sevgili Şavkay

Sevgili dostum Tuğrul Şavkay'a geçmiş olsun... Hem Maslak yolunda atlattığı, hem de TEM'in Kasımpaşa'ya inen yolunda atlatmaktan kurtulduğu kazalar için!..

Şavkay Maslak'taki yolun, hem de karlı bir gecede kayganlaşmış haldeyken karanlık olması yüzünden kaza yaptı, arabası hurdahaş oldu. Geçen geceyse Kasımpaşa'ya inerken zifiri karanlık yolda kaza yapmamayı nasıl başardığını yana-yakıla anlatıyordu.

Şavkay'a aynen katılıyorum. Otoyollar uygarlığa işaret eder. Geceleri aydınlatılmaları ise bu uygarlığın parçasıdır. Ve uygarlığın bir bölümünü alıp bir bölümünü almamak olmaz.

Yani eğer modern yollar, otoyollar, köprüler ve tüneller inşa ediyorsanız, bunları sürücülerin ve yayaların rahatça hareket edebileceği, hayatlarını tehlikeye atmadan kullanabileceği biçimde aydınlatmak da boynumuzun borcudur.

Ben de Şavkay gibi geceleri zor görüyorum. Ve çoğu zaman kelle koltukta gidiyorum: önümü yeterince görmeden... Bizim gibilerin araba kullanmaması mı gerekiyor? Yoksa karanlık bir yolda ölüp gitmemiz kimsenin umurunda mı değil?

Tuğrul Şavkay dostumun "Şalteri indiren eller kırılsın" deyişine aynen katılıyorum. Bu ölümcül ihmalleri, bu iğrenç sorumsuzlukları sürekli teşhir etmeliyiz. Yazarak, çizerek, gerekirse yargıya başvurarak hayatlarımızla zalimce oynayan bu sözümona sorumluları insanların hayatıyla oynamaktan vazgeçirinceye dek...

Metro mu Süleymaniye mi?
İstanbul metro açısından dünyanın en talihsiz megapollerinden biri, belki de birincisi. Böylesine çok nüfuslu bir kent birtürlü hakettiği metroya kavuşamıyor. Başlanan bölümler bitmiyor, yeni bölümler içinse daha başlamadan çeşitli söylentiler çıkarılıyor.

Şimdi metroyu Taksim'den Yenikapı'ya uzatarak kentin ulaşımında temel bir etapı gerşekleştirme girişimleri başladı ya... Hemen bunu eleştiren görüşler de ortaya çıktı. İddialara göre Ayasofya, Süleymaniye gibi büyük anıtların bile zarar görmesi olasılığı varmış.

Türkiye ve İstanbul biliyorsunuz iki aşırı ucun etkisi altındadır. Bir kesim korumacılık etiketiyle bu kente bir çivi bile çakılmasını istemez. Tam aşırı bir uç ise modernleşme ve sorunlara çözüm etiketiyle tarihe ve arkeolojiye saygıyı tümden unutmuş bir yeni zengin görünümü sergiler.

Metroda da böyle oluyor. Projeyi yapanların kente böylesine büyük zarar verme niyetleri veya buna göz yumma cesaretleri olabilir mi? Öte yandan, eğer kaygılar doğruysa, İstanbul metro için tarihinden vazgeçmeyi göze alabilir mi? Böylesine büyük zararlar verecek bir projeyi uygulayabilir mi?

Demek ki iş yine basına, medyaya düşüyor. Söylentilerin peşine takılmak ve bize metro konusundaki gerçekleri açıklamak...


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır